Sürrealizm ve postmodernizmin sınırları

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Murat BERK / YAPI KREDİ YATIRIM

Merkez bankaları dahil tüm piyasa oyuncularının geliştirdiği çoğu düşünce ve hareket modellerinin temeli, özellikle 2009 sonrası yaşanan şartlanma nedeniyle, insan ve toplum psikolojisini etkilemek üzerine kurulu. Keynes’in Büyük Buhran’dan çıkış için önerdiği ekonomideki bağımsız harcamaların tüketici ve yatırımcıların iyimserliği veya kötümserliğinden dolayı dalgalanması anlamına gelen “animal spirits”   kavramına ekonomilerin buhran koşullarında olmadığı zamanlarda dahi sık sık başvurması, piyasaların en ufak sarsıntıda dahi neredeyse bir refleks olarak merkez bankalarının yardımını bekler hale getirdi.

İnsan ve toplum psikolojisi, algısı tabii ki piyasalar ve ekonomiler için son derece önemli, fakat temel gerçekleri de göz ardı etmemek gerekiyor. Gerçekler ile algılar arasında çoğu zaman fark var. Aralarında fark olmakla beraber geri bildirimler nedeniyle etkileşim de söz konusu. Fakat “imaj her şeydir” veya “önemli olan sadece algı” dememiz de mümkün değil. Örneğin şirketler ve ülkeler, ödemekle yükümlü oldukları borçları, algılar ne kadar olumluya dönerse dönsün yine de ödemek zorundadır.

Dolayısıyla gerçekler ve algılar arasında karmaşık ilişki olmasına karşın Baudrillard’ın “Simulasyon ve Simulakrlar” modeli, piyasaların bazı evrelerinde işe yarıyor olsa da bu faydanın hızla azaldığı sınırlara doğru ilerlediğimizi düşünüyoruz.

Sınırlara geldiğimizin alametleri artıyor ve bunlar değişik piyasalardan geliyor. Pek dikkat çekmese de artık unutulmaya başlanan Çin kredi piyasalarında geçen hafta artan stres göstergeleri son derece ilginç. Yüzeyde gözüken sakinliğe rağmen Çin yüksek getirili şirket bono ve swap oranlarındaki yükselişler son derece dikkat çekici. Bu bağlamda borç piyasalarının sürrealizm ve postmodernizmin sınırlarına en çabuk ulaşan piyasalar olduğunu belirtmek gerekiyor. Değişik “hikayeler” ile hisse senedi piyasaları temellerden daha uzun süreli ve daha şiddetli kopuşlar yaşayabilse de özellikle nakit akımlarını sadece psikoloji veya pozitif düşünce gücüyle yaratmanın yolu henüz keşfedilmedi. 

Geçen hafta bahsettiğimiz noktaların ve dinamiklerin etkili olduğunu düşünmeye devam ediyoruz ve yılın ikinci çeyreğinin piyasalar açısından birincisine nazaran daha zor geçeceğini düşünüyoruz.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017