Sürpriz gelişmeler ve ciddi uyarılar!

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız hafta genelinde olağandışı ve tatsız sürpriz sayılabilecek nitelikte küresel gelişmelere tanık olduk. Belirsizlik ve kırılganlık yeniden artmaya başladı; fakat finansal piyasalarımız olumsuzlukları görmezden gelmek ve etkisini sınırlamak adına yoğun bir çaba harcadı. Türk Lirası kısmen değerlendi, faizler biraz geriledi ve sermaye piyasaları kendi hayal bahçesinde ilerlemeye çalıştı. 

Avrupa Komisyonu’nun 315 milyar euro büyüklüğündeki paketi ve OPEC toplantısı sonrasında petrol piyasasında yaşanan çöküşün ne anlama geldiği konuları pek tartışılmadı. Avrupa Komisyonu’nun paketi finansal piyasaları tatmin etmiş olsa idi, sabah akşam bu konu haber yapılır ve yaratacağı olumluluklar abartılırdı. Bu aşamada sormak gerekiyor: neden sessiz kalınıyor? Bu memnuniyetsizliğin sebebi ne olabilir? Galiba herkes ne olup bittiğinin farkında, fakat günü kurtarmak adına konuşamıyor. Avrupa Merkez Bankası yazılı bir açıklama ile yetiniyor, duymak istemediği sorulardan uzak durmak adına basın toplantısından kaçınıyor; parasal genişleme dalgaları ve hacimli varlık alınları bekleyen piyasalar ise ağzını açamıyor. Bu görünüm size tuhaf gelmiyor mu? Gerçekte ne olup bittiğini merak etmiyor musunuz? 

Diğer yandan OPEC toplantısı beklendiği gibi sonuçlanıyor; fakat bunun ardından beklenen gerçekleşmemiş ve olumsuzluk kontrolsüz bir şekilde artmış gibi petrol fiyatları yüzde 7’yi aşan oranda geriliyor? Sizce bu durum normal sayılabilir mi? Neden böyle oldu ve riskten kaçınma eğilimi hızla artmaya başladı? Ekonomik olarak yeterince açıklanamayan bir gelişme söz konusu olduğunda siyasi ilişkileri sorgulamak gerekmiyor mu? Başta Rusya olmak üzere hesapları bozulan üreticilerin, kendi bütçelerinden başlayarak seferber olma eğilimine girmesi ne anlama geliyor? 

Avrupa Komisyonu tarafından açıklanan paketin bir dizi amacı olduğunu düşünüyorum; finansal piyasaların önüne bol sıfırlı rakamlar konuyor, ancak sizin istediğiniz gibi olmayacak deniyor. Avrupa Merkez Bankasının hesapsızca varlık alımı yapmasının önü kesilmeye çalışılıyor; başta Almanya olmak üzere kuzeyli üyeler kısmen rahatlarken, daha yoğun sıkıntılar yaşayan güneydekiler üzülüyor ve ağızlarını bile açamıyor. Durgunluk endişeleri, ortak ve öncelikli korku olmaktan çıkmaya başlamış gibi görünüyor; artık hepimiz birimiz için özveriye katlanmalı ve yeknesaklık peşinde koşulmalı denemiyor! Kontrolsüz parasal genişleme umanların hayallerine karlar yağdırılıyor! 
OPEC toplantısı sonrasında sert bir şekilde gerileyen petrol fiyatları ise, siyasi sebeplerle beklentilerin ani bir şekilde olumsuzlaşmaya başladığını düşündürüyor. Evet, arz daralmıyor; fakat talebin mevcut düzeyini koruyamayacağı endişesi çok güçlenmiş gibi görünüyor. Bloklar arası yükselen gerginlik ve jeopolitik belirsizlikler bu aşamada belirleyici hale gelmiş, Avrupa Komisyonu’nun paketi de ortaya çıkan sonuca katkı yapmış olabilir. Özetle söylemek gerekirse geleceğe yönelik küresel çaptaki büyüme tahminleri, geride bıraktığımız hafta içinde yaşanan gelişmeler nedeniyle anlamsızlaştı. 

Bu yazıda önemini vurgulamaya çalıştığımız gelişmeler, başta en kırılganları olmak üzere gelişmekte olan ekonomilerin hareket yeteneklerini daraltıyor ve yumuşak iniş olasılığının çok azaldığına işaret ediyor. Aralık ayında piyasalardaki işlem hacimlerinin azalacağını da dikkate alarak, fiyat oynaklıklarının çok tehlikeli olabileceğini hesaba katmak gerekiyor. Yeni koşullar enfl asyona odaklanmanın ve yapısal reform demeye devam etmenin, kesinlikle yeterli olamayacağını düşündürüyor. Petrol fiyatında yüzde 7’yi aşan finansal depremin, yılsonu bilançolarını güzel göstermeye çalışanların tavrını etkileyemeyeceğini iddia etmek yeterince gerçekçi görünmüyor. 

Yaşanan gelişmeler, Türkiye ekonomisine ilişkin beklentileri de bir hafta öncesine göre olumsuzlaştırdı; dış finansman ihtiyacının makul maliyetlerle karşılanabilmesi olasılığını hızla geriletti. Risk taşıyan herkesi, geleceğe yönelik stratejilerini yeniden gözden geçirmeye mecbur etti. Bu konuda ilgili kesimler kendi çıkarları gereği renk vermekten kaçınabilir; bu keyfiyeti hiçbir şeyin değişmediği şeklinde değerlendirmek çok ciddi bir hata olabilir. Dikkat edin, enseyi karartmayalım derken kararmayın!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar