Suriye’de barış umudu...

Serhat GÜRLEYEN
Serhat GÜRLEYEN GENİŞ AÇI sgurleyen@isyatirim.com.tr

Dört yılı geride bırakan iç savaş döneminde ilk kez Suriye’de barış umudu doğuyor. Uzun süredir devam eden pazarlıklar sonrasında Birleşmiş Milletler üyeleri Suriye’de ateşkes ilan edilmesi ve Suriye’yi demokratik bir seçime taşıyacak bir milli mutabakat hükümeti kurulması konusunda anlaştı.  

Dışişleri bakanlığımız konu ile ilgili yaptığı açıklamada konu ile ilgili yaptığı açıklamada  ‘halkın iradesini doğrudan ortaya koyabileceği hür ve adil seçimlere giden yolda tam yetkili bir geçiş hükümetinin hayata geçirilmesini’ ve bu süreçte ‘ başta Beşar Esad olmak üzere rejimin eli kanlı unsurlarının sahneden çekilmesinin önemini’ vurguladı

Anlaşmanın detayları konusunda bir açıklama henüz yok. Ancak ABD ve Rusya arasında aylardan beri devam eden pazarlıklar sonrasında son kertede barışla sonuçlanabilecek bir ateşkes ilan edilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu kabul edelim. 

Barış sürecinde dengeler nasıl belirlenecek? Özgür ve demokratik bir ortamda yapılacak seçimlere  Beşar Esad katılacak mı?  ABD, Rusya ve İran’ın Suriye üzerinden yaptıkları güç savaşı sona erecek mi? 

Bu soruların cevabı önümüzdeki dönemdeki pazarlık sürecinde belirlenecek. 

Ama öncelikle, iktisadi olarak küçücük Suriye’nin Ortadoğu bölgesi için neden bu kadar önemli olduğunu hatırlayalım.  Bu sayede bölgede kalıcı bir barışa ulaşılmasının neden bu kadar zor olduğunu ve önemini daha iyi anlayabiliriz.

Suriye nüfus, ekonomik büyüklük ve doğal kaynaklar açısından önemsiz bir ülke. 2011’den beri devam eden iç savaş ülkenin milli gelirinin %30’dan fazla daralarak 40 milyar doların altına, nüfusunun %20 azalarak 17 milyon civarına inmesine neden oldu.  Doğal kaynak olarak bölgenin en fakir ülkelerinden birisi.

Ancak Israil, Irak, Türkiye, İran arasındaki kilit konumu nedeniyle Suriye jeopolitik olarak çok önemli bir ülke.  Anadolu ile Ortadoğu arasındaki geçiş bölgesi olması nedeniyle tarihsel olarak Mısır ile Hititler arasında, Haçlılar ile Eyyubiler arasındaki savaşlarda kilit rol oynamış.  

Günümüzde İsrail ile komşuluğu, İran’a yakınlığı ve Rusya’nın askeri üslerini barındırması nedeniyle Suriye  özel önemini koruyor.  Birde bunun üzerine Sünniler ve Şiiler arasındaki genel mücadeleyi eklerseniz Suriye’deki kavganın arkasında yatan nedenler daha iyi anlaşılır.

Ancak Suriye’nin jeopolitik önemi bununla sınırlı değil. Nihai hedefi Avrupa’ya ulaşmak olan enerji koridorundaki kilit rolü nedeniyle de Suriye hayati öneme sahip. Zengin doğalgaz rezervlerine sahip Katar ve İran’ın ve son yıllarda atağa geçen İsrail’in doğalgazının borularla Avrupa’ya ulaştırılması için Suriye özel bir öneme sahip. 

Bu noktada konuyu Türkiye’ye bağlayabiliriz. Ankara’nın amacı Türkiye’yi Avrupa’ya ulaşacak enerji koridorundaki kilit ülkelerden birisi olarak konumlandırmak. 

Bu sayede bir yandan enerji alanında Rusya’ya olan bağımlılığımızı azaltırken diğer yandan Avrupa Birliği ile olan ilişkilerimizde elimizi güçlendirebileceğiz. 

Bu bağlamda Türkiye’nin menfaati tüm taraflara eşit uzaklıkta ve istikrarlı bir ülke olarak kendini konumlandırmak. 

Ancak  bölgedeki güçlerin Suriye üzerinden yürüttükleri güç kavgası Türkiye’yi de olumsuz etkilemeye başladı. Bölgede çok boyutlu ve dinamik bir enerji savaşı oynanıyor. 

Bir yanda Avrupa’nın kendisine enerji bağımlılığının azalmasını istemeyen Rusya; diğer yanda Rusya’nın Avrupa üzerindeki hakimiyetini kırmak ancak İran’ın kontrolü dışında güçlenmesini istemeyen ABD ve İran’ın Avrupa’ya doğal gaz satarak güçlenmesini istemeyen Katar ve Suudi Arabistan. 

Suriye’deki iç savaşın nasıl sonuçlanacağı bu yüzden Türkiye için büyük önem taşıyor. Ortadoğu’da kalıcı bir dengenin sağlanması durumunda bundan en çok fayda sağlayacak ülkelerden birisi olmaya adayız.  Bu yüzden duygusal olmayan ve etnik temellere dayanmayan bir strateji uygulamamız gerekiyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Petrol şoku sonrası… 23 Eylül 2019
Ağlatma beni Arjantin… 02 Eylül 2019
Emin liman aranıyor… 26 Ağustos 2019