Suriye ne yapmaya çalışıyor

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Suriye’nin Türkiye’ye yüzde 300 ile 500 arasında vergi koyduğu haberi geldi­ğinde ben bir yanlış anlaşılma olmuştur di­ye düşündüm. Hiç de yanlış anlama yok­muş, şaka da değilmiş. Sebebi bilinmez bir şekilde Suriye ülkemizden gelen ürünlere böyle bir vergi koyma kararı alınca hepi­miz anlamakta bir hayli zorlandık. Hal böy­le olunca mevcut ticaret de neredeyse dur­ma noktasına gelmiş durumda.

Esad yöne­timi gitti, ilişkiler bundan böyle çok daha sıkılaşır ve elbette karşılıklı ticaret de ar­tar derken Suriye’nin yeni yönetiminden böyle bir davranış gelmesi kafaları karıştır­madı desek yalan olur. İşin siyasi boyutu­na girmeyi her ne kadar tercih etmesem de, bu davranıştan her türlü mesajı çıkartabil­mek mümkün. Ticaret Bakanlığı ile Dışiş­leri Bakanlığı hızlı bir şekilde temasa geç­mişler geçmesine ama sınırda araç kuyruk­ları çoktan oluştu bile.

Ülkemizden Suriye’ye gerçekleştirdiğimiz yıllık ihracat rakamı 2 milyar dolarlar seviye­sinde olmasına karşın, en yüksek ithalat yaptı­ğı ülke konumundayız. Elbette Suriye’nin ye­niden ayağa kalkması ile birlikte bu rakamın da çok yukarılara çıkması hedefleniyor.

Da­ha bir gün önce Dış Ekonomik İlişkiler Kuru­lu (DEİK) Türkiye-Suriye İş Konseyi Başka­nı İbrahim Fuat Özçörekçi, Türkiye ile Suriye arasındaki ticaret hacminin kısa ve orta va­dede 10 milyar dolara ulaşması için çalışma­lar yürütüldüğünü belirtmişti ki, ardından ge­len bu karar, Suriye’nin çok da aynı düşüncede veya arzuda olmadığını ortaya koymakta.

Öte yandan ülkenin diğer ülkelere yönelik ithalat­larda da bu tür bir politika sergileyerek hazi­neyi doldurma düşüncesinin olması halinde enflasyon üzerinde de korkunç bir etki yarata­cağını göz ardı etmemesi gerekiyor. Hatta ye­niden ayağa kalkacak bir ülkenin önemli yatı­rımlar almasının önünde de çok ciddi bir engel olacağının da farkına varması şart.

Güneydoğu Anadolu Hububat Bakliyat Yağ­lı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Celal Kadooğlu, sektör temsilcileri­nin ilgili bakanlıklarla sürekli temas halinde olduğunu ifade ederken, gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve bütün sektörlerimizi kap­sayan bu sorunun çözümü için üzerlerine dü­şenleri yapmaya çalıştıklarını belirtti. Başkan bu kararın Suriyeli vatandaşların derin bir enflasyonla karşılaşması ve alım güçlerinin tamamen sıfırlanması anlamına geldiğinin de altını çizmiş ki, tam da benim belirttiğim nok­taya işaret etmiş. Umuyorum Suriye yaptığı bu yanlıştan çabucak döner.

İhracatın ana gündemi finans

Ticaret Bakanı Ömer Bolat, “İhracatta 2025 Yılı Eylem Planı’nı açıkladı ve 77 eylem­le somut adımlar atacaklarını belirtti. Özel­likle finansman maliyetlerinde düşüş ola­cağının altını çizmesi de ihracatçının ucuz finansmana erişim ihtiyacının ana madde olduğunu ortaya koyuyor.

2024 yılında 48,7 milyar dolarlık ihracat desteği sağlayan Türk Eximbank’ın ise bu rakamı 2025’de 50 milyar dolara çıkarmayı hedeflediği, DFİF destek­lerinin artacağı, Türk Ticaret Bankası’nın da finansman kaynakları yaratmada önemli bir rol alacağı, teknoloji ve yeni pazar odaklı fa­iz ve kâr payı desteğinin sağlanacağı, gümrük kapılarında genişletme ve iyileştirme çalış­maları, e-ihracat oranının yüzde 10’lara yük­seltilmesinin hedeflendiği, yeşil pasaportun kapsamı üzerine çalışılmakta olduğu husus­ları Bakan Ömer Bolat’ın açıkladığı önemli başlıklar arasında idi.

“En zoru geride kaldı, faiz ve enflasyon çalışmaları sona erdi”

Bu sözler tüm yıl boyunca kurun artma­masının ihracatçıları olumsuz etkilediğini yorulmadan dile getiren TİM Başkanı Mus­tafa Gültepe’ye ait. 2025 ihracat hedefleri­nin açıklandığı toplantıda konuşan Gültepe; 2025’e ümitli girdiklerini dile getirdi. Söy­lemesine söyledi de, inanarak mı söyledi, te­mennilerini mi dile getirdi bilinmez.

“Özel­likle faizle, enflasyonla yapılan çalışmaların yavaş yavaş sona erdiğini ve bundan sonra 2025’te daha fazla üretimi ve ihracatçıyı des­tekleyecek nitelikte politikaların ortaya ko­yulacağını düşünüyorum, en zor geride kaldı” derken ben olması gerekene dair düşünceleri olarak okuduğumu, aynı temennilere yürek­ten katıldığımı belirterek destek vereyim.

Tabi hedefler güzel, biraz da stabil. Benim 2025, 2024’den farklı olmayacak tezimi de doğrular nitelikte. Fakat dünyadaki kon­jonktürel gelişmeler, Suriye’nin yaptığı gibi ilginç vergi artışları, Trump faktörü ihraca­tı ne kadar zorlar veya ne kapılar açar; onu da ancak yaşayarak göreceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Altına hücum 10 Ocak 2025
2025’in falına baktım 27 Aralık 2024
Sezon sonu, sezon başı 13 Aralık 2024
Devalüasyon olmadan olmaz 06 Aralık 2024
Sermaye göçü 29 Kasım 2024