Suriye işine akıl erdirmek zor!

Taylan ERTEN
Taylan ERTEN ANKARA'dan [email protected]

Siyasetin müthiş bir gücü var; "dokunduğu" yeri ya "gülistana" ya da "viraneye" çeviriyor! Nitekim, siyaset bir dokundu Türkiye ile Suriye arasındaki siyasi, ekonomik ve kültürel dostluk ilişkileri adetâ baş döndürücü hızla "bütün zamanların" en yüksek düzeyine çıktı. Siyaset bir daha dokundu ilişkiler aynı hızla çöktü.

Siyaset "soyut" bir kavram, potansiyel bir güç;  kimin elindeyse onun niyetlerine, isteklerine, çıkarlarına göre dokunur hayata… Suriye ile uzun yıllar neredeyse "örtülü düşmanlık" zemininde yürüyen ilişkilerin en yüksek düzeyde dostluğa dönüştürülmesi, Türkiye'nin de Suriye'nin de ulusal v e uluslararası çıkarlarına uygun ve gerekliydi.

Burada soru şu: İlişkilerin "bir anda" bozularak her türlü riske açık  mecraya sürüklenmesi kimlere yarar? Gelişmelere bakılacak olursa, Suriye ile bozuşmanın Türkiye'ye "siyaseten" ne kazandıracağı belirsiz; ama ekonomide kaybettirdiği ve böyle giderse kaybettirebileceği çıkarlar var. Aynı durum Suriye için fazlasıyla söz konusu; fakat ilişkileri bozucu adımların o taraftan atılmadığı açık.

Meclis araştırır mı?

Hükümetin tercihi yönünde şekillenen Türkiye-Suriye ilişkilerinin geldiği nokta TBMM'de iktidar grubunun değil ama muhalefetin ilgi alanına girmiş bulunuyor. İktidar grubu doğal olarak hükümetini destekliyor. Muhalefet kanadında ise CHP Gaziantep Milletvekili Dr. Mehmet Şeker ile  Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu'nun bu konuda  araştırma komisyonu kurulmasına ilişkin önergeleri TBMM Başkanlığı'nda gündeme alınmayı bekliyor.

Gaziantep Milletvekili Şeker önergesinde konunun siyasi boyutlarına değinmekle birlikte, "Son dönemde izlenen politikalar neticesinde Suriye ile  ekonomik ilişkilerde meydana gelen kaybın, bu kaybın bölgenin ekonomik ve sosyal hayatına olan etkilerinin araştırılması, bundan sonraki süreçte bu kaybın en aza indirilmesi ve Suriye ile ticaretimizin geçmiş yılların da üstüne çıkması için alınacak önlemlerin ve izlenecek politikaların belirlenmesini" istiyor.

Hatay Milletvekili Mevlüt Dudu ise TBMM'nin Suriye sorununu somut sorular üzerinden tartışmasını talep ediyor: Meselâ, "Hatay, Mardin,  Kilis, Adana, Mersin, Gaziantep, Şanlıurfa illerinde bir süredir yaşanan ve her geçen gün kendini daha zorlu gösteren ekonomik kayıplar hangi düzeydedir? Suriye ve Suriye'den geçişli ülkelerle iş anlaşması yapmış ya da önceden devam eden anlaşmaları bulunan yatırımcıların zararları ile ilgili ne gibi önlemler alınacak? İflasların önüne hangi önlemlerle geçilecek?"

İş dünyası da bilmek istiyor

Türkiye ile Suriye arasından kısa sürede yaşanan çelişkili süreç, 2009 yılından itibaren bu ülkeye ve hinterlandına yönelik ekonomik ve ticari ayarlarını "komşularla sıfır sorun" eksenli dış politika açılımına göre yapan, özellikle Güney ve Güneydoğu Anadolu illerinde kafaları karıştırmış görünüyor.

İki ülke arasında "hükümetler düzeyinde" bozulan siyasi ilişkilerin il ekonomilerinde yol açtığı kayıplar gittikçe büyüyor. Şimdilik 1 milyar dolar tahmin edilen kayıp bir Gaziantep için bile büyük sayılır. Diğer sınır illerini varın siz hesap edin!Ancak, bu da bir tarafa, yerel iş dünyası liderleri Suriye'ye yönelik "politikayı" da "üslûp" yönünden eleştiriyorlar; bu ülkenin içişlerine karışılmaması, sağduyulu davranılması, ülkedeki demokratikleşme talebinin ılımlı yöntemlerle desteklenmesi ve en az bunlar kadar önemli olarak, gelişmelere ne Türkiye'nin ne de başka güçlerin "fiziki" müdahalede bulunması…

Sınır illerinin iş dünyası liderleri "üslûbunca" uyarıyorlar!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Atilla Karaosmanoğlu 13 Kasım 2013