Suriye ile krizin geleceği

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ dunyaweb@dunya.com

İlter TURAN

 

Suriye'nin bir Türk keşif uçağını uluslararası hava sahasında geçen hafta sonu düşürmesiyle başlayan bunalım bundan sonra nasıl seyredecektir?  Bu konuda tahminlerde bulunmadan önce şu anda elimizde bulunan verilerin neler olduğuna kısaca bakalım. İlkin ne Türkiye ne de bağlı olduğu ittifak sistemindeki diğer ülkeler ortaya çıkan durumun daha yaygın bir gerginliğe veya çatışmaya yol açmasını istemektedir. İkinci olarak, Türkiye iyi ilişkileri olduğu ileri sürülen İran ve Rusya, tamamen Suriye'yi destekler bir tutum içindedirler. Bu iki ülkenin tutumunda önemli bir değişiklik beklemek gerçekçi gözükmemektedir. Üçüncü olarak, Suriye herhangi bir kusur üstlenmek niyetinde değildir. Ancak, Türkiye'nin dışından ciddi kanıtlar getirildiği takdirde, bu tutumunu değiştirmeğe zorlanabilir. Dördüncü olarak, Esat rejimine karşı direnişe Suudi Arabistan ve Katar'ın verdiği destek artmakta, Esat rejimi kontrolünü sürdürmekte zorlanmaktadır. Son olarak, Türkiye şu veya bu şekilde, Suriye'nin davranışına cevap vermez ise, bölgesel bir güç olarak inandırıcılığından kayıplara uğrayacağını düşünmektedir. Nitekim, bu yöndeki ilk adımları atmış ve Suriye uçaklarının seyrine ilişkin bir takım sınırlamalar getirmiştir.

Bu verilerin ışığında hangi olasılıklarla karşı karşıyayız. En arzulanan durum, Suriye'nin kusurlu olduğunu ve Türkiye'ye tazminat ödemeyi kabul etmesi,  böylece gerilimin düşürülmesidir. Böyle bir sonuç elde edilse dahi, Türkiye'nin Beşar Esad'ın görevden gitmesi konusundaki tutumunu devam ettirmesi söz konusu olacaktır. Ancak Türkiye, uygulamaya koyduğu ek tedbirleri geri çekmeyi düşünebilir.

Şayet Suriye içindeki egemen koalisyon, Rusya'nın da telkinleriyle Başar Esad'ın gitmesini sağlayabilirse, Baas yönetimi kalsa bile, gerilimde bir düşüş olacaktır. Bu durumda dahi Türkiye'nin özür ve tazminat talebinden vazgeçmesi beklenemezse de,  müzakere yapmak kolaylaşacaktır.

En arzulanmayan durum ise tırmanan gerilim sırasında yeni "kazalar" olması, ve Türkiye-Suriye geriliminin daha sıcak bir seviyeye tırmanmasıdır. Bu tür kazalar havada olabilir. Örneğin, Türkiye aynı güzergahta keşif uçuşlarına devam edecektir.  Ya da Türkiye'nin bu bölgede geçerli NOTAM'ında öngörülen koşullara Suriye uymaz ve bunun sonuncu Türkiye Suriye'ye ait bir veya daha fazla hava aracını vurursa, yine tırmanma başlayabilir. Çatışmalar daha kapsamlı bir hal alabilir. Böyle bir durumda, gerek Batılı müttefiklerimizin, gerek Türkiye ile iyi ilişkiler götürmekte çıkarı olan İran ve Rusya'nın tırmanmayı düşürecek çabalara yönelmesi muhtemeldir.

Bu olasılıklar dışında bir kısmı yakın, bir kısmı uzak başka olasılıklardan söz etmek mümkündür. Örneğin, Türkiye Suriye muhalefetinin silahlı gücünün yetiştirilmesi ve donatılmasında daha aktif bir rol üstlenebilir. Suriye rejimi buna PKK'yı desteklemek yoluyla cevap vermeyi istese de, kendi güçsüzlüğü bu konuda başarılı olmasını engelleyebilir. Ayrıca, böyle bir yöntem, Suriye'yi başka tehlikelere de açabilir.  Sözgelimi Türkiye sıcak takip gerekçesiyle geçici süreler için Suriye topraklarına girebilir.

Türkiye, Suriye'ye dönük politikalarında uluslararası hukuk ve yönetişim mekanizmalarının çerçevesi içinde kalmayı istemektedir. Ancak bu şekilde müttefiklerinin gelecekteki bir acil durumda kendisine yardımcı olacaklarını düşünmektedir.  Bu tutumunu korumaya çalışacaktır.
Esad'ın iktidarda ne kadar süre kalacağı belli değildir. Esad yönetiminin sürdürülebilirliği her gün daha fazla sorgulanmaktadır. Bununla birlikte, uzun süre için Suriye ile ilişkilerin gerilimli olmasına, yanıbaşımızda iç savaşa doğru gelişen düşük yoğunluklu çatışmanın süregelmesine hazırlıklı olmalıyız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017