Sürdürülebilir Ulaşım ve yeni ekosistem
2015 Paris Anlaşması kapsamında küresel çabalar neticesinde , 2050 yılına kadar net sıfıra veya karbon nötrlüğüne ulaşmak için gereken radikal adımları atılıyor.
Karbondan arındırma girişimleri devam ederken ülkeler, jeopolitik huzursuzluğun yoğunlaştığı bir dönemde çok daha temiz bir enerji karışımına öncelik vermekte zorlanıyor. Dünyanın dört bir yanındaki ekonomiler, enerji kaynaklarının güvenilir ve uygun fiyatlı olmasının yanı sıra çevre dostu olmasını sağlama zorluğuyla boğuşuyor.
Ulaşımda sürdürülebilirlik en önemli adım
Ulaşım, dünya petrol talebinin yaklaşık %60’ını oluşturuyor ve karayolu taşımacılığı tek başına küresel enerjiyle ilgili emisyonların %15’ini oluşturuyor. Elektrikli ve alternatif yakıtlı, ya da hibrit araçlar artık yaygın olarak bu sektörü karbondan arındırmanın temel aracı olarak görülüyor. Elektrikli ve hibrit araç satışları küresel otomobil pazarında payını artırmaya devam ederken, elektrikli ve hibrit araçların artışı ile 2030 yılına kadar dünya petrol talebinin azalmaya devam edecek. Dünya da ülkeler, elektrikli araçlar, güneş enerjisi ve aydınlatma net sıfıra doğru ilerleme yolunda önemli olduğunu değerlendirdiği üç sektörden biri. Her ne kadar , elektrikli araçlara geçişte yavaşlama olsa da elektrikli araç satışlarının 2035 yılında 50 mio adeti geçmesi bekleniyor.
Katı emisyon düzenlemelerine yönelik baskı artıyor
Otomotiv endüstrisi açısından bakıldığında, küresel olarak daha katı emisyon düzenlemelerine yönelik baskıyı daha da güçlendirilmesi ve ülkeleri araçlardan kaynaklananlar da dahil olmak üzere sera gazı emisyonlarında daha fazla azalmaya teşvik edilmesi gerekiyor. Şu an Avrupa ve Amerika’da tersi yaşansa da,gelecekte tekrar elektrikli araçların ‘benimsenmesine yönelik ülkelerin desteğinin ve teşviklerinin artmasına, etkili karbonsuzlaştırmaya yönelik ek politikalara ,alternatif yakıtlar ve teknolojilere yönelik desteğe yol açması bekleniyor.
Ar-Ge yatırımları ile yeni teknolojiler gündemde, tüketici de odakta
Emisyon düzenlemelerine uyum sağlamak için otomobil endüstrisinin, hidrojen yakıt hücreleri ve gelişmiş pil teknolojileri gibi sürdürülebilir teknolojilerin araştırılması ve geliştirilmesine daha fazla yatırım yapılması tartışılan konular arasında yer alıyor.
Daha sıkı emisyon standartları ve çevresel konularda artan farkındalık, tüketici davranışında kademeli bir değişime yol açacak ve bu da elektrikli araçlara ve diğer çevre dostu teknolojilere yönelik baskının artmasına yol açacak.Sürdürülebilir teknolojilere yönelik artan baskıyla iklim hedeflerine ulaşmak için otomobil üreticileri ve ülkeler arasında daha da fazla işbirliği yapılması ihtiyacını vurgulaması ve aynı zamanda otomotiv sektöründe döngüselliği teşviğin devam etmesi bekleniyor.
Çin’de elektrikli araç satışları son yıllarda hızla arttı ve pazarın yaklaşık dörtte birini temsil ediyor. ABD Enerji Bakanlığı’nın Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı’ndan (NREL) araştırmacılara göre, sıfır emisyonlu elektrikli araçların hızlı bir şekilde benimsenmesi, ülkeyi ulaşım sera gazı emisyonlarında 2050 yılına kadar 2019 seviyesinden yüzde 80 veya daha fazla bir düşüşe yaklaştıracak.Tüketiciye daha iyi seçenek sunmak için daha fazla elektrikli araç modelinde devam eden ilerleme, şarj altyapısının kullanılabilirliği ve menzildeki iyileştirmeler, otomobil üreticilerinin daha fazla elektrikli araç benimsemesini sağlamada temel faktörler olmaya devam edecek.
Dönüşüm için tüzel müşterilerinin adımları da çok önemli
İşletmelerin tek bir ödeme çözümüyle yakıttan elektrikli araç filolarına geçiş yapmasına yardımcı olabilirler. Teknoloji ve inovasyon, konu sürdürülebilirlik olduğunda, özellikle de endüstrileri ve tedarik zincirlerini karbondan arındırmak konusunda etkin bir şekilde ilerleme kaydetmenin önemli bir yöntemi olmaya devam edecek.
Ülkeler küresel otomobil şirketleri ile beraber ulaşımda sürdürülebilirliği mümkün kılmak için özellikle şarj altyapılarına, otonom araçların için tüm sektörleri teşvikler oluşturmaya ve yasal zemini hazırlamaya önem vermelidir.Diğer taraftan elektrikli dönüşümü de mümkün kılmak için kısıtlamalardan çok yatırımı mümkün kılmaya destek olmalılar.Bu şekilde elektrikli araçlara ve dünya genelinde genel elektrikli araç şarj altyapısına daha fazla yatırım yapıldığını göreceğimiz bir dönemi göreceğiz.