Sürdürülebilir orman yönetimi

Aslı DEDE
Aslı DEDE Sürdürülebilir Yaşam [email protected]

Ormanlar karaların yüzde 31'ini kaplıyor. Soluduğumuz havayı içtiğimiz suyu ve gıdalarımızı sağladığımız ormanlar yaklaşık 1,6 milyar insanın geçim kaynağı.

BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları “15 Karasal Yaşam” hedefimizi şöyle tanımlıyor: Karasal ekosistemleri korumak, iyileştirmek ve sürdürülebilir kullanımını desteklemek; sürdürülebilir orman yönetimini sağlamak; çölleşme ile mücadele etmek; arazi bozunumunu durdurmak ve tersine çevirmek; biyolojik çeşitlilik kaybını engellemek Orman yangınları iklim krizinin etkisiyle her yıl artıyor. İklim krizinin ve orman yangınlarının sorumlusu kim? Nasıl önleyebiliriz? Bu iki sorunun cevabı da aynı yere varıyor: İnsan.

Orman yangını “geliyorum” diyor

Orman Mühendisi Doç Dr Cihan Erdönmez “orman yangınları mevsimi” öncesinde “önlemenin  söndürmekten kolay olduğunu” hatılatarak şunları söyledi: “Orman Fakültesi öğrencilerine
ilk öğretilen şey, yangını önlemenin yangını söndürmekten çok daha kolay ve ucuz
olduğu.

Türkiye’de orman yangınlarının büyük bölümü insan kaynaklı. 2020 yılında toplam 3 bin 399 adet yangının yalnızca 312’si (%10’undan daha azı) yıldırım düşmesi nedeniyle çıktı. 607 yangın anız yakma, avcılık, çoban ateşi, sigara, piknik ve çöplük yangını kaynaklı. 30 yangın kundaklama nedeniyle, dört yangın terör amaçlı ve iki yangın da açmacılık amaçlı çıkarıldı. 190 yangının çoğu enerji hatlarından kaynaklanan kazalar nedeniyle çıkarken 1859 yangının (%55) nedeni ise saptanamadı.

Ormanlar yalnızca Türkiye’de yanmıyor. Akdeniz kuşağında Yunanistan, İtalya, İspanya, Fransa, Portekiz ve ABD, Kanada, Güney Afrika, Avustralya, Güneydoğu Asya’da orman yangınları sıklıkla görülür. Serin iklimli Sibirya, İsveç, Finlandiya, Norveç gibi ülkelerde de orman yangınları yaşanıyor. Türkiye’de 2011- 2015 yılları arası her yıl ortalama 6 bin 371 hektar orman alanı yanarken 2016-2020 arası yıllık ortalama yanan orman alanı 11 bin 818 hektara yükseldi. İklim krizi ve ormana daha çok insan ve tesis girmesi nedeniyle sayının artması öngörülüyor.”

İnsan kaynaklı orman yangınları nasıl önlenebilir?

 Erdönmez şunları öneriyor: “Yangına hassas bölge ve zamanlarda insanı ormandan olabildiğince uzak tutmak gerek. Turistik ve rekreasyonel talepler için ormanların sınırsız kaynak gibi değerlendirilmesi, orman içine işletme ve tesislerin kolayca girebilmesini sağlayan yasal düzenlemeler ve ormanların giderek daha küçük parçalara bölünmesi bu çözümün uygulanmasına engel oluyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün (OGM) yangın önleme ve yangına müdahale bilgisi ve deneyimi olan yeterli sayıda personeli olması, yangın sezonunda çalıştırılan işçi sorunları çözümü de atılması gereken önemli adımlar.

Orman yangını sonrası neler oluyor?

Yanan alanlar hızla yeniden ormanlaştırılıyor. Anayasa’nın 169. maddesi “Yanan ormanların yerinde yeni orman yetiştirilir, bu yerlerde başka çeşit tarım ve hayvancılık yapılamaz.” diyor. OGM Anayasa hükmüne bugüne kadar uydu. Yanan orman alanında başka hiçbir şey yapılamıyor. Ancak yangın görmemiş sağlıklı ormanlarda 6831 Sayılı Orman Yasası ve Turizmi Teşvik Yasası’nda göre pek çok işletme ve tesis kurulabiliyor.

Akıllı orman ekosistemi

Orman ve yangın ekologları Türkiye’de yanan ormanların korunarak kendi haline bırakıldığında kısa sürede eski haline geleceğini ve bu yöntemin ağaçlandırmaya göre genetik açıdan çok daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Erdönmez özellikle belirtiyor: Türkiye’de yangın sonrası kamuoyu duyarlılığının oluşturduğu baskı OGM’yi bir an önce ağaçlandırma yapmaya itiyor. Orman ağaçlandırması konusunda yetkisi ve bilgisi olmayan kurumlar ağaçlandırma kampanyaları yapacaklarını ilan ediyor. İyi niyetinden şüphe etmesek de sonuçlarının olumlu olduğunu söyleyemiyoruz. Orman ekosistemi kendini onarmasını biliyor. Sadece insan-orman ilişkisine daha özenli yaklaşsak ve ormanı can kulağı ile dinlesek, yeter.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar