Sürdürülebilir olmayan eğilimlerin son perdesi
Küresel düzeyde emtia fiyatlarında yaşanan yukarı yönlü hareket hem dengesizlikleri farklılaştırarak sorunları ağırlaştırıyor, hem de belirsizlik ve kırılganlığı artırıyor. Gelişmiş ekonomilerdeki aşırı gevşek para politikası uygulamalarının yan tesiri olarak ortaya çıkan bu durum küresel düzeyde istikrarsızlık potansiyelini artırıyor. Zira enflasyon ile işsizliğin birlikte yükselmesi, küresel talebin daralmak zorunda kalması, yoksulluk sınırının altında yaşanan nüfusta bir yoğunlaşma yaşanırken sorunlu kredilerin artması, menkul ve gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerinde yaşanacak değişimle bilançoların yıpranması gibi çok tehlikeli olasılıklar riskten kaçınma eğilimini güçlendiriyor. Son on yılda parasal genişleme kademeli genişlemiş, sermaye piyasalraı ile emtia piyasaları paralel hareket etmiş, artan sermaye hareketleri küresel eğilimler üzerinde belirleyici olmuş ve kısa vadeli spekülatif bakış açısı ön plana çıkmış olabilir. Fakat söz konusu eğilimlerin aynı şekilde devam etmesi olasılığının büyük bir hızla azalmaya başladığını ve hiçbir şeyin eskisi gibi olamayabileceğini görmek gerekiyor. Bu tablo G-20'lerin küresel soruna küresel çözüm üretmekte kesinlikle başarısız olduğu ve herkesin kendi başının çaresine bakmaya çalıştığı anlamına geliyor.
Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasındaki ülkelerde yaşanan olumsuz siyasi gelişmeler yukarıda özetlemeye çalıştığımız genel durumun sebebi değil, sonucudur. Bazı gelişmekte olan ekonomilerin yaklaşık bir yıldır kademeli olarak parasal sıkılaşmaya yönelmesi, sermaye hareketlerine karşı koruma kalkanlarını yükseltmesi gibi eğilimler yaklaştığı algılanan tehlikeye karşı tedbir niteliğindedir. Ülkemizde mali sektör ve sermaye piyasalarının tepki ile karşıladığı son birkaç aydaki parasal sıkılaşma yönündeki uygulamaları da bu çerçevede değerlendirmek lazımdır. Enflasyon baskısı artmaya devam ettiği sürece mali sektörün en çok gözetilen konumda kalması ve menkul-gayrimenkul şeklindeki varlık değerlerinin gerilememesi lehine önceliklerin kullanılmaya devam etmesi olasılığı hızla azalmaktadır. Zira bugünün enflasyon beklentileri varlık değerlerini yükselterek mali sektörü gözeten parasal genişlemenin bir sonucu niteliğindedir. Bu sonuç çok tehlikeli olmaya başladığında eski uygulamaların değişmesi kaçınılmazdır; sürdürülebilir olmayan eğilimlerde eskisi gibi devam edilmesini engelleyen bir eşiğe gelinmiştir. 2008 yılında da böyle bir eşiğe gelinmişti, herhangi bir olayın tetiklemesi ile büyük bir panik yaşanması ihtimali çok artmıştı. Sermaye piyasaları ve emtiaların birlikte yukarı yönde hareket etmeye devam edemeyecekleri anlaşılınca korkunç bir deflasyonist baskı kaçınılmaz olmuş, işsilik hızla artar iken ekonomi daralmış, enflasyonist baskılar ortadan kalkmıştı. Emtia fiyatları sert bir şekilde gerilememiş olsa parasal genişleme ve mali sektörü rahatlatma adımları yaşanan boyutta olamazdı.
Bugün için aynı eğilimlerin tekrar yaşanmasını beklemek pek gerçekçi olmaz; olsa bile ortaay çıkacak güven bunalımını aynı şekilde aşmak olasılığı çok düşüktür. Ayrıca gelişmiş ekonomilerin parasal genişlemeye olan bağımlılığı 2008'de yaşananların tekrarlanmasını büyük ölçüde ortadan kaldırmaktadır. Bu koşullarda sermaye ve emtia piyasalarındaki paralel seyrin korunması ve yatay bir eğilim sergilemesi için gerektikçe müdahale edilmesi veya bu sonucu üretecek şekilde belirsizlik yaratılması ön plana çıkabilir. Bu senaryoda mevcut yapıyı koruyarak enflasyon ve faiz beklentilerindeki bozulma hızını yavaşlatlak eğilimi ön planda olur. Galiba böyle bir süreç yaşıyoruz... Olumsuz rekabet koşulları nedeniyle faaliyet gelirlerinin erimeye devam ettiği bir ortamda, yaratılan belirsizlikler nedeniyle faaliyet dışı gelirlerin de ortadan kalkması gibi eğilimler ve tetikleyeceği diğer değişkenler ortaya çıkan yeni uygulamayı kalıcı olamayacak bir girişim haline getiriyor. Spekülatif çılgınlığı bir süre dindirdiniz diyelim, sonra ne olacak? Ya riskten kaçınma güçlenecek ve paniğe dönüşecek ya da daha büyük yukarı yönlü ve dengesiz olduğu için yıkıcı olabilecek bir çılgınlık geri gelecek.
Yaratılan küresel düzeyli belirsizliklere, önde gelen gelişmekte olan ekonomilerdeki parasal sıkılaştırmalara rağmen emtia fiyatları yeni rokarlar kurabiliyor, enflasyon ve faiz beklentilerinin bozulması engellenemiyor ise hem kırılganlık artıyor, hem de çok yönlü istikrarsızlık potansiyeli büyüyor demektir. Özetle söylemek gerekir ise sistemin evrim geçirterek ürettiği enflayon canavarı kendisini yaratanı yok edecek bir tehlike haline dönüşüyor. Bankaları ve ülkeleri kurtarmak enflasyonu azdırmıyor; enflasyonun azmasını istemiyorsanız sistemin çökme sürecine girmesine izin vermeniz gerekiyor.
Son yıllarda yaşananlara baktığımızda günü kurtarma şampiyonları ve yönlendirdiği kesimlerin olmaz dediği her şeyi yaşadık. Bundan sonrası daha farklı olmayacak. Mali sektörde daha sıkı kurallara ihtiyaç var deyip gereğini yapamayanlar, gerçeğin anlaşılmasını engellemek adına karanlığı koyulaştırıp sorunların ağırlaşmasına katkı yapanlar gidişatı değiştiremez.