Sürdürülebilir ihracat

Şefik ERGÖNÜL
Şefik ERGÖNÜL İHRACAT SOHBETLERİ [email protected]

Epey bir süre önce basında yer alan ve Ekonomi Bakanlığı yetkilileri tarafından yapılan bir açıklamaya göre, 3 yıl üst üste ihracat yapan firma sayısı 14 ila 15 bin firma arasında bir yerlerde bulunuyordu. O zamanlarda ihracat yapan firma sayısı da 50 bin civarlarında idi. Sonuçta yaklaşık olarak, ihracat yapan her 10 firmadan ancak 3 tanesi üst üste 3 yıl ihracat piyasasında kalabiliyor ve geriye kalan 7 firma ihracat piyasasından çıkıyordu. Şimdi bu rakamlarda biraz farklılaşma olabilse de yüzdelerde çok fazla değişiklik olduğunu tahmin etmiyoruz.

Sayın Osman Arolat dünkü yazısına “Dünyada şirketlerin en önemli ihtiyacı: “İstikrar” başlığını atmış. Dış Haberler servisimizin vermiş olduğu haberlere dayanarak da “Gelişen ülke paralarındaki düşüş Avrupalı şirketleri korkutuyor haberi, bir kez daha dünyada her şirketin istikrara ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor“ diyor. Üretimlerinin önemli bölümünü gelişmekte olan ülke pazarlarındaki tüketicilere satan Avrupalı çok uluslu dev firmaların avronun değerlenmesi ve gelişmekte olan ülke paralarının değer kaybetmesi karşısında, önemli kâr kaybına uğradıklarını vurguluyor.

Bu firmalar kâr kaybına uğruyorlar amma bu yüzden pazar kaybediyorlar mı diye sorarsanız cevabımız “Hayır kaybetmiyorlar“ olacaktır. Zira bu şirketler mevcut pazarlarını, geçici kârlılık hesaplarıyla değerlendirmiyorlar. Onların hesapları oldukça uzun vadelere yayılmış ve pazarlarını pek moda bir deyişle “Sürdürülebilirlik“ kavramı önde olacak şekilde değerlendiriyorlar. Bunun önünde de o pazara girmeden önce yapılmış olan ciddi araştırmaların sonuçlarına göre belirlenmiş olan stratejiler yatıyor. Domates seçer gibi pazar seçilmeyeceğine göre, her yöneticinin aklına esenin doğru olmadığı, ancak bilimsel verilere dayanarak verilen kararların doğru olduğu görüşüyle verilen kararlar çerçevesinde belirlenen stratejilere uygun olarak yapılan hedef pazar seçimleri yatıyor.
Bu strateji denilen meret nedir, bunu yapmak ve pazarları buna göre seçmek çok mu zor?

Sohbetlerimize katılan dostlarımız bunun çok zor olmadığını ancak dikkat ve sebat gerektirdiğini devamlı vurguladığımızı bilirler. Değerli arkadaşım ve sütundaşım Osman Ata Ataç da sürekli bu konuya vurgu yapmaktadır.

İstikrar iyi de çevremizde ve piyasalarda aradığımız istikrarın acaba ne kadarını kendi içimizde yaratabiliyoruz? Piyasaların rüzgârlarından etkilenmemek mümkün değil bunu Mısır’daki sağır Sultan bile duymuş olsa gerek. Ancak elinde akıllıca hazırlanmış bir stratejiye uygun olarak belirlenmiş bir çalışma planı olan işletmelerin, piyasa hareketlerine göre planda yapacakları düzeltmeler, iyileştirmeler, bizi krizlere karşı yüzde yüz korumasa bile, bunları en az hasarla atlatmamızı sağlayacaktır. Kendi işletmemizde yaratacağımız istikrar bizlere, çevremizde oluşabilecek istikrarsızlıkları göğüsleyebilme gücü verecektir.

Hep aklımdan geçirdiğim bir soruyu burada dillendirmek istiyorum. “Acaba Türk KOBİ’lerinin kaç tanesi, piyasadaki olası değişiklikler karşısında neler yapılabileceğini masaya koymuş ve farklı durumlara uygun senaryolar ve çözümler düşünmüş olsun. Bakınız “Düşünmüş olsun” diyorum, bunu yapmış veya uygulamış olsun demiyorum. Çünkü maalesef tecrübelerimiz bunu yapanların ihmal edilecek boyutta az sayıda olduğunu gösteriyor.

İhracat pazarlarını bulmak, seçmek, girmek ve kalıcı olmak için ciddi çaba göstermemiz gerekiyor. 10 Eylül 2013 tarihinde yayınlanan “Yetişmiş eleman ağacı“ başlıklı sohbetimizde söylediğimiz gibi, ihracat çok nazlı bir sevgilidir. Onun hangi durumlarda nasıl davranacağını tahmin etmeye çalışarak elini hiç bırakmamız gerekir. 

KOBİ için asıl olan konu, ihracatın iki ileri bir geri olamayacağını kabullenmek, oturup müşteri beklemek mi yoksa müşteri bulmak mı kararını vermek ve girilen ihracat pazarlarındaki değişikliklere nasıl tepki verip nasıl davranmamız gerektiği senaryolarını baştan yazmaktır. Bunun için araştırma şirketlerine çokça para ödeyin demiyorum. 

Gözünüz, kulağınız, aklınız mevcut pazarlarınızda olsun yeter.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
96 yılda ihracat... 29 Ekim 2019
Tahterevalliye Dikkat 15 Ekim 2019
İhracat ve Facebook 17 Eylül 2019
Promosyon mu o da ne? 10 Eylül 2019
Müşteriye Doğru Erişim 27 Ağustos 2019