Sürdürülebilir geleceğe giden yol her zaman çok zor değil

Prof. Dr. Çisil SOHODOL
Prof. Dr. Çisil SOHODOL [email protected]

Bisiklete binmek muhtemelen çocukluk dönemimizde hepimizin en çok sevdiği aktivitelerden bir tanesiydi. Mahallelerin sokaklarında rüzgâra karşı pedal çevirip arkadaşlarımızla yarışırken sadece eğlendiğimizi sanıyorduk ama aslında daha bir dünya ve daha sağlıklı bir gelecek yaratmak için çok değerli bir ulaşım aracını kullanıyormuşuz.

Bisiklet kullanmanın bir çocukluk eğlencesi olmaktan çok daha fazlası olduğunu yıllar geçip sürdürülebilirlik ve sürdürülebilir kalkınma amaçları konuları ana gündemimiz olmaya başlayınca çok daha iyi anladık.  Çünkü, önce “modern” dünyanın beraberinde getirdiği hareketsiz yaşamlar sağlığımızı kötü etkilemeye başladı. Sonra da giderek daha fazla kullandığımız ulaşım araçlarının, karbon emisyonları nedeniyle hava kirliliğinden iklim krizini tetiklemeye kadar gezegenimize verdiği zararı acı yoldan deneyimlemeye başladık.

Araçların olumsuz etkileri için çözüm

Oysa bu iki olumsuzlukla da mücadele etmenin çok kolay bir yolu vardı hayatımızda; bisiklet! Bisiklet, hem hareketsiz yaşamlarımızı aktif hale getirebilecek hem de motorlu araç kullanımının olumsuz etkilerini ciddi şekilde azaltabilecek şahane bir çözümdü.

Ancak önümüzde aşılması gereken bir bariyer vardı ve o bariyerde bisiklet kullanımını bir kültür olarak yaygınlaştırmak ve bisiklet kullanımının sağlıktan iklim eylemi ve sürdürülebilir şehirler ve topluluklara kadar sürdürülebilir kalkınma amaçlarını yaptığı katkı hakkında bir bilinç yaratmak.

İşte tam bu amaçlarla yola çıkan ve 10. yılına ulaşan Eti’nin “Sarı Bisiklet” kampanyasının sonuçlarını ve genişletilen kapsamını konuşmak için proje paydaşları ile bir araya gelme fırsatım oldu. Paydaşlardan bir tanesi olan Aktif Yaşam Derneği’nin Başkanı Şule Serter, hareketli yaşam ve bisiklet kültürünü yaygınlaştırarak sağlık ve iyi yaşam alanına katkı yapma odağının üzerinde özellikle dururken, çocuklar, gençler, kadınlar gibi toplumun farklı kesimlerinde bisiklet kullanım alışkanlığı yaratmaya odaklandıklarını ifade etti. Proje kapsamında, kadınların altın günü yerine bisiklet günü yapmasından, bisiklet kullanmayı öğretme eğitimleri ve üniversitelerde kampüs içi iletişimin bisikletle yapılmasını desteklemeye kadar farklı ve kapsayıcı yollarda bisiklet kültürünü yaygınlaştırmaya odaklandıklarını sözlerine ekledi.

ETi Türkiye CEO’su Ercan Öz ise “Bisiklet ve yürüyüşün gündelik yaşamda artmasının, ulaşımdan kaynaklanan bireysel karbon salımını % 70’e kadar azaltabileceğini” belirterek Türkiye toplumunda bisiklet ve yürüyüşün %20 artmasının, 3 milyon ton daha az karbon salımı anlamına geldiğinin altını çizdi. Ve bu sonucun da 120 milyon yetişkin ağacın temizleyebileceği karbon salımına eşdeğer bir rakam anlamına geldiğinin üzerinde durdu. Bu anlamda on yıldır devam eden Sarı Bisiklet Projesi kapsamında günlük hayatta hareket etmenin önemini anlatan ve güvenli bisiklet sürüşü eğitimi içeren Hareketli Yaşam Seminerleri ile 30 binin üzerinde öğrenciye ulaştıklarını ve Bisiklet Geri Dönüşüm Kampanyası ile atıl durumda olan 800’den fazla bisiklet toplanarak kullanılabilir hale getirilip ve okullara teslim edildiğini ifade etti.. Yapılan geri dönüşüm, ekonomik değerinin yanı sıra toplamda 12 ton metalin ve 2 ton plastiğin de yeniden kullanıma girmesi anlamına geliyor. Söz konusu geri dönüşüm kampanyası ile 20 bin tonun üzerinde karbon salınımının da önüne geçilmiş oldu.

Mesleki eğitim açılımı

Sağlık ve iyi yaşam ile iklim etkileri dışında ülkemizde bisiklet üretimine ilişkin yetkinliklere sahip işgücü kapasitesine duyulan ihtiyacı da o gün öğrendim. Mesleki eğitim, ülkemizin işgücü kapasitesinin geliştirilmesi açısından zaten büyük bir önem taşıyor ve böylesi spesifik anlamda bir eğitime yönelik müfredat çalışmalarının bakanlık nezdinde devam ettiği ve bu yıl mesleki ve teknik liselerin eğitim müfredatına “Bisiklet Üretimi Montajı ve Mekanikerliği” ders programının eklenmesi için ilk adımın atıldığı bilgisini de Üsküdar Haydarpaşa Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Günay Bahçeci’den dinledim. 

Bahçeci, pilot olarak kendi okullarında başlayıp 38 hafta sürecek ders kapsamında meslek lisesi öğrencilerinin üreteceği ETİ Sarı Bisikletlerin üniversite kampüslerinde ve liselerde ücretsiz şekilde kullanıma sunulacağını ve böylece lise öğrencilerinin ülkemizdeki önemli bir açığı kapatacak mesleki eğitim sürecine dahil olacaklarını ifade etti. 

Yani bisiklet hem çevre hem de sağlık açısından iyi vakit geçirmenin çok daha ötesinde bir anlam ifade ediyor. Bisikleti tercih ettiğimiz her gün hem kendi sağlığımıza hem de gezegenin sağlığına ciddi bir katkı sağlamış oluyoruz. Mesleki eğitim ile kapsamı genişletilen bu tür iş birlikleri ile de nitelikli eğitim ve istihdama yönelik katkı sağlamak ise bisiklet ile ilgili bakış açımı genişletti.  

Eğer çocuklarımıza daha iyi bir dünya bırakmak istiyorsak hepimizin hem günlük yaşam tercihlerinde değişikliğe gitmesi hem de ülkemizde bisikletin yaygın kullanımını arttırmak için çocukluk çağından itibaren bu kültürü yerleştirmek için emek harcaması büyük önem taşıyor. Daha sağlıklı insanlar ve daha sağlıklı bir gezegene giden yol her zaman çok zor ve karmaşık değil.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Kadınlar ve teknoloji 05 Ekim 2024
Sorumlu iletişimin gücü 31 Ağustos 2024