Sürdürebilir rekabet ve girişimcilik
Bu denemenin temel varsayımı,"Sürdürülebilir rekabette kapsayıcı kurumlar aracılığı ile harekete geçirilen girişimci enerjisi en etkin girdidir" şeklinde özetlenebilir. Amacımız, sürdürülebilirlik ve girişimci kavramlarının bileşenleri ve bağlamlarını dikkate alarak,bir yaklaşım ortaya koyabilmektir.
Gazete yazısı sınırları nedeniyle çalışmamızı iki ayrı bölüm halinde sunacağız. Bu ilk yazıda, kavram içeriklerini, sürdürülbelirlik ve girişimcilik ilişkeleri bağlamında büyümenin yol haritasına ilişkin çerçeveleri paylaşacağız. İkinci yazıda, yol haritasını belirleyen dört temel gelişme alanı üzerinde ducağız: Tasfiye alanı, uyum alanı, fırsat alanı ve öncü alan.
Kavram içerikleri
Sürdürülebilirlik kavramı,doğanın düzeni, dengesi ve döngüsünü bozmadan, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını, insan eliyle yapılan fiziki sermaye stokunu, insan kaynağını ve teknolojiyi gelecek kuşakların yararını da gözeterek değerlenmeyi içeriyor. Ayrıca, sürdürebilirlik kavramı, çevreyi, sosyal ve ekonomik gelişmeleri dikkate alan, kesintisiz üretimin yapılmasını da güven altına alan kaynak yönetim anlamına da geliyor. Sürdürebilirlik kavramının kapsama alanı genişledikçe, sınırları çizilmemiş genel anlatımların netliğinden uzaklaşarak, soyutlanıyor ve ideolojiye dönüşme tehlikesi de taşıyor.
İdeoloji, inanç ve düşünce alanında "tek tip düşünceyi" egemen kılarak, karşılaşılan bütün sorunlara "tek tip bakış açısı"yla yanıt verebilen; insanların akıllarını emanet ettikleri bir ortak düşüncedir. Bu açıdan bakıldığında, sürdürebilirlik kavramınının bileşen ve bağlamlarına ilişkin bilimsel kuşkuyu ihmal edersek; ideolojiye dönüşebilir; kavramdan beklediğimiz analizleri üretme verimliliği azalır.
Sürdürebilirlik kavramı çok fazla soyutlaşır ve her anlama gelen, her türlü sorunu çözen bir anlatım aracına dönüşürse, "kötülük asla çıplak gelmez, mutlaka üstüne kutsal şallar örter" diyen özdeyişte açıklanmak istenen gerçekle yüzleşiriz: Kapsayıcı, içermeci ve geliştirici kurum ve eylemleri anlatmak için kullanıldığı kadar; dışlayıcı, sömürücü ve uzun soluklu gelişmeleri engelleyen olumsuzlukları saklamak için kullanılan kutsal şallar gibi ulu orta piyasaya sunulabilir.
Sürdürülebilirlik kavramı için geçerli olan fırsat ve tehlikeler "girişimci enerjisi" kavramı için de geçerli. İlk kez ekonomist Richard Cantillon'un dolaşıma sunduğu "girişimcilik enerjisi kavramı"na, Jean Babtiste Say ekonomik içerik kazandırmıştır. Schumpeter ise "yaratıcı yıkıcılık kuramı" çerçevesinde "yenilikçi girişimcilik" boyutunu etkilemiştir.
Girişimci enerjisinin sürdürebilir gelişmeye katkı yapabilmesi için "girişimci kişliğin ayırt edici özelliklerine" özetle değinmede yarar var.
Alışkanlıkların esiri olmayan, önyargıların, yerleşik doğruların, kalıp düşüncelerin, ezberlerin tuzağına düşmeyen bilinç uyanıklık girişimci kişiliğin çok temel özelliklerinden biridir.
Girişimcinin risk alma cesareti, korkuların, endişelerin ve tabuların üzerine gidebilen sorgulama yeteneği de olmazsa olmaz nitelikleridir.
Bir başka girişimci kişi özelliği, inançtan düşünceye geçmiş olması: Eriştiği her bilgiyi sorgulama süzgecinden geçirecek kadar bilgisi, zamana kıyma becerisi, özveride bulunma yeteneği olmaksızın da gerçek bir girişimci kişilikten söz edemeyiz.
Girişimci kişilik, hiç görmediği,bilmediği,tanımadığı insanlar için üretme düzeyi olan "topluluktan topluma geçme düzeyini" de içselleştiren kişiliktir.
Fırsat yaratan ve paylaşan olgunluk,adil davranış, ilham veren ve saygı uyandıran tutum, herkesten farklı sonuçlar yaratabilme yeteneği, geliştirici değerlere sahip çıkarken, tutucu değerleri aşabilme gücü de girişimciyi diğer insanlardan ayırır.
Girişimci insanın ayırt edici özellikleri arasında, gözlemlerini düşünceye, düşüncelerini kaliteli fikre, fikirlerini projeye ve projeleri de hayata taşıma vardır.Girişimci enerjisi, yeraltı ve yerüstü kaynakları, insan eliyle yapılan fiziki sermaye stokunu, insan kaynağını ve teknolojiyi etkin biçimde koordine etmeyi de kapsar.
Girişimci enerjinin işlevleri dikkate alındığında,yukarıda belirtilen özelliklere daha onlarcasını eklemek mümkün.Son tahlilde girişimci enerjisi, birikim yeteneğini koruma,geliştirme ve uzun dönemli geleceği güven altına almanın itici gücünü oluşturur.Bu açıdan, sürdürebilirlik ile girişimci enerjisi birbirini bütünleyen iki temel kavramsal çerçevedir.
Girişimci enerjisinin işlevleri
Kapsayıcı kurumlar aracılığı ile kullanılan girişimci enerjinin sürdürülebilir rekabet ve istikrarlı büyümeyi sağlamada hayati önemi vardır.
Etkin girişimci, daha düşük katma değer yaratan kırsal emekten, sanayide daha yüksek katma değerli emeğe geçişin öncüsü olmuştur. Sanayi Toplumu aşamasında kırsal emeğin sanayi emeğine dönüşmesinde girişimcilerin üstlendiği geliştirici rol, Sanayi Toplumu aşamasından Bilgi Toplumu aşamasına geçişte de önemlidir.
Geçiş dönemlerinde, işgücünün yeniden konumlanmasında, marjinal işlerden örgütlü işlere geçiş yaparken, orta sınıfın oluşması, orta sınıfın yarattığı tüketici değer, beklenti ve davranışlarının yönlendiriciliği etkileri kalkınma yarışına katılan toplumların gözardı edemeyecekleri hususlardır. Marjınal işlerden örgütlü işlere geçiş, düşük ücret alanlarından daha yüksek ücret alanlarına sıçramayı da hızlandırır. Sıradan işgücü yerine eğitimli işgücüne olan talebi artıran bu süreç, eğitim, öğretim sisteminin yapısı, işlevi ve kültürünü de yeniden biçimlendirir.
Sanayi Devrimi sonrasında herkese geçimini sağlayacağı bir iş yaratma, herkesi barınabileceği bir konuta kavuşturma ve konutla işyeri arasında hızlı,güvenli ve konforlu ulaşım kamu yönetiminin temel görevi olarak algılanmıştır.
İçinde bulunduğumuz Bilgi Toplumu aşamasında, üretim hiyerarşısi değiştiği gibi, iş içinde sosyal sınıflar ve toplumun katmanlaşması da yeniden biçimleniyor. Hep birlikte "alın teri dönemini geride bırakıp akıl teri dönemine" doğru ilerliyoruz.Bu yeni örgütlenme ve hak arama algısını de yeniden biçimlendirecek; büyümenin yol haritasını yeniden çizmek zorunda kalacağız.İşte tam bu aşamada toplumların girişimci enerjisinin düzeyi, etkinliği ve sonuç alıcı niteliği hayati öneme sahiptir.
Büyümenin yol haritası
Sürdürülebilir büyüme yaratabilmemiz için sürdürülebilir rekabet gücü yaratmak gerekir. Sürdürülebilir rekebet gücü, avcı-toplayıcı dönemde, Tarım Toplumu ve Sanayi Toplumu aşamalarında hangi temel dinamiklere bağlı ise Bilgi Toplumu aşamasında da benzer dinamikler tarafından yönlendiriliyor.
Yaşam döngüsü, normal, kriz ve yeni normal aşamalarınının birbirini izlemesi biçiminde sürüyor. Büyük sayılar nedeniyle, normal koşullarda en küçükler kitleyi temsil edenler çan eğrisinin solundaki bir aralığı temsil ederken, en büyükler de sağında kalan daha küçük bir azınlığı temsil ediyor Çoğunluk ise çan eğrisinin merkezine yakın yerde toplanır.
Kuşkusuz, büyük kitleler türdeş eşya gibi değildir; homojen bir yapı, işlev ve kültürleri yoktur; kendi içlerinde bir hiyerarşileri, iş bölümleri vardır. Hiyerarşi ve işbölümü kitlelerin zihinlerinde meşrulaştırılır ve uzlaşma sağlanırsa toplumsal ilişkiler de "istikrar" kazanır.
Gelir yaratan çalışma koşulları, yaşam biçimi ve yaşam tarzlarında, kültürel algı ve davranışlarda belli farklılıkları barındıran yapılar oluşur. Zamanla farklılaşmaların yarattığı sınıf ve katmalar arasında çatışma kızışır; açgözlülük ve sorumsuzluk, gözetim ve denetimsizlik, kurullara uymama, sloganların ciddi fikirlerin yerine geçmesi, aklı bir ideolojiye, inanca emanet etme, önyargıları ve yerleşik doğruları aşamama ,farklı seçimleri ve gelecek inşa etme iddiası olan liderlerden yoksunluk, kibir ve üstünlük inancı gibi niteliksel etkiler normal koşulların dengesini sarsar;kriz koşulları geçerli hale gelir. Kriz,sürmekte olan üretim, paylaşım ve yeniden üretim mekanizmasını bozar; büyük kitleler konumlarını yitirirken, azınlıkta olanlar konumlarını farklılaştırıyor.
1
Hemen bütün krizlerden sonra dört temel dinamik hız kazanır: Birincisi, krizin yarattığı değişme koşullarında konumlarını yitiren ve "tasfiye alanına" girenlerin piyasadan çekilmek zorunda kalmasıdır. İkincisi, krizin yarattığı tehlike ve fırsatları gözlemleyerek,aldıkları önlemlerle değişmelere "uyum" gösterenlerin varlıklarını koruması.Üçüncüsü de, kriz sonrasının yeni normal koşullarının yarattığı "fırsatları" değerlendirenlerin yeniden konumlanarak durumlarını güçlendirmesi. Dördüncüsü, bilim ve teknolojideki sınırları zorlayarak "öncü alanda" konumlananların yeni buluşların, icatların,yöntemlerin ve inovasyonun yaratabileceği zenginlikten yararlanması.
Sürdürebilir rekabet, yeni normal koşullarını - kriz sonrası konsolidasyonu-iyi okumak, ona göre konumlanmaktır. Denememizin ilerleyen bölümlerinde sürdürebilir rekabet sürecini yönetme konusunda girişimci enerjinin etkileri üzerinde kısa değinmeler yapılmaktadır.