Şüphe feshi
Av. Cihan AVCI
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/31288 E. ve 28.04.2008 tarihli kararında işverenin şüpheye dayanan feshinin mümkün olup olamayacağını, hangi hallerde feshi mümkün kılacak bir şüphenin hasıl olmuş sayılabileceğini değerlendirmiştir. Karara konu edilen şüphe feshi, işçinin sadakat ve güvene aykırı davranışlar içerisinde olduğuna yönelik işverende hasıl olan şüpheye dayalı olarak yapılan feshi, ifade etmektedir. Şüphe feshi kavramı kamuoyunda pek bilinmemektedir. Ancak Yargıtay tarafından işverenin şüpheye dayalı fesih işlemi yapmasına cevaz verilmiştir. Bu karar şüpheye dayalı işveren feshinin hangi şartların ve olguların birlikte bulunması halinde mümkün olabileceğini göstermesi açısından büyük önem arz etmektedir.
İncelememize konu Yargıtay kararında, davacı işçi iş akdinin işverence haklı neden olmaksızın feshedildiğini belirterek işe iadesine, boşta geçen süre ücretine karar verilmesini istemiştir. Davalı işveren ise savunmasında, iş akdinin müşteri ilişkileri yönetici yardımcısı olarak çalışan davacı işçinin kredi alan müşterilerden elden para alması sebebi ile haklı nedenle sona erdirildiğini belirtmiştir. Yerel mahkeme, davacı işçinin davalı işverenin güvenini kötüye kullanmak suretiyle menfaat temin ettiği yönünde ve işverenin meslek sırlarını ortaya koyarak doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlar sergilediğine ilişkin davalıyı haklı kılacak bir bulgu elde edilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı incelemiş ve yerel mahkemenin kararını bozmuştur. Yargıtay bozma ilamında öncelikle işverenin haklı nedenle fesih işlemine dayanak kıldığı vakıayı değerlendirmiş ve devamında da şüphe feshi kavramını tüm yönleri ile izah ederek, vakıayı şüphe feshine uygun bir vakıa olarak kabul etmiş ve kararı bozmuştur. Feshe dayanak kılınan olayda, bir kredi müşterisi tarafından şube yönetimine, davacı işçinin kendisinden kredi parası adı altında 40 TL aldığına dair bir dilekçe verilmiştir. Davacı başlatılan soruşturma kapsamında verdiği ifadede iddiayı yalanlamıştır. Ancak aynı şekilde davacının kredi parası talep ettiği bir kişi daha ortaya çıkmıştır. Yapılan yargılamada davacı işçi aleyhine işverene şikayet dilekçesi sunan müşteri şikayetinden vazgeçmiş ve işçi lehine şahitlik yapmıştır. Davalı işveren tanığı olarak da 3 banka memuru davacıya kredi parası vermek üzere görüşmek isteyen kişilerin varlığını doğrulamıştır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'ne göre şüphe feshi; işçinin suç işlediğinden veya sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğundan şüphe edilmesi ve bu yüzden taraflar arasında iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin yıkılması veya ağır biçimde zedelenmesi halinde yapılan fesihtir. Şüphe feshinden bahsedebilmek için, şüphenin fesih anında mevcut belirli objektif vakıa ve emarelere dayanması gerekmektedir. İşverenin sırf sübjektif değerlendirmesi yeterli olmayıp, yapılan incelemede işçinin şüphe edilen eylemi işlediğinin büyük bir ihtimal dahilinde olduğu sonucu ortaya çıkmalıdır.
Olayda da işverende, davacı işçinin kredi müşterilerinden yetkisi olmamasına rağmen kredi parası adı altında bir miktar para aldığı kuşkusu, şikayet dilekçeleri, işyerinde çalışan diğer çalışanların beyanları ile doğmuştur. Davalı işveren ayrıca işyerinde yetkili müfettişleri ile teftiş incelemesi yaptırmıştır. Yargıtay davacı işçinin davranışlarının işyerinde huzuru bozduğunu belirtmiş, bu durumun haklı neden olmamakla birlikte geçerli neden olabileceği kanaatine varmış ve davacının işe iade talebini ret etmiştir.