Süper Ligimiz kaç para ediyor?(2)

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR [email protected]

Nisan 2008'te 674 milyon 900 in Euro piyasa değerine sahip Türkcel Süper Lig, Euro 2008'te Milli takımımızın göstermiş olduğu başarılı performansın yanı sıra, 2008/09 sezonu için Ağustos ayından itibaren yapılan yeni transferler (özellikle yabancı oyuncu transferleri) sonrası 728 milyon 425 Bin Euro piyasa değerine ulaşmıştır. Piyasa değerindeki bu 53 milyon 573 Bin Euroluk artışta en büyük pay Üç Büyüklere ait.

Kasım'2008 itibariyle kulüplerimizin piyasa değerleri aşağıdaki tabloda okurun dikkatine sunuluyor...Tablodan da görülebileceği üzere Galatasaray  sahip olduğu 116,7 milyon Euroluk değeriyle ilk sırada yer alıyor. Galatasaray'ı hemen arkadan 106,5 milyon euroluk piyasa değeriyle Fenerbahçe izliyor. Bu ikiliyi izleyen üçüncü takım ise 76,8 milyon uroluk piyasa değeriyle Beşiktaş oluyor...

Üç büyük takımdan sonra kopmalar başlıyor. Dördüncü sıradaki Trabzonspor'un piyasa değeri 52,7 milyon civarındayken; Trabzonsporu izleyen Kayserispor ise 32 milyon Euroluk bir piyasa değerine sahip...

Üç büyüklerin piyasa değerleri toplamı, Turkcell Süper Lig'in toplam piyasa değerinin %41'ini  oluştururken; ilk beş kulübün piyasa değerlerinin payı ise yüzde 53,4 civarında...

Süper Lig'de takımların piyasa değerleri arasındaki fark aynı zamanda rekabet güçleri arasındaki farkı da ortaya koyması bakımından anlamlı. Bu konu üzerinde birazdan duracağız...Yüksek piyasa değeri aynı zamanda yüksek rekabet gücü anlamına geliyor. Bunun pratikteki anlamı ise en iyi oyuncuya, en yüksek gelire, en iyi stada, en fazla taraftara ve en fazla şampiyonluğa  sahip olmanız anlamına geliyor.  Bu analize geçmeden önce Süper Ligimizin genel durumuna bir bakalım isterseniz...

Süper Ligimiz hemen beş büyük ligin arkasından gelen parasal gücüyle aslında ihmal edilemeyecek bir öneme sahip. Öyleki, SL'in sahip olduğu 728,4 milyon Euroluk değeri, onun aynı zamanda ciddi bir para yaratma potansiyeline de sahip olduğunu gösteriyor.

TSL'in yıllık yarattığı yaklaşık 450 milyon Euroluk değeri her ne kadar piyasa değerinin altında olsa da, yarattığı bu değer 12.5 milyar Euroluk[3] Avrupa futbol pastasının %4'üne karşılık geliyor.

Diğer Avrupa ligleri ile kıyasladığımızda Süper Lig'in yarattığı 450 milyon Euroluk futbol geliri de, yine piyasa değerinde olduğu gibi hemen beş büyük ligin arkasından geliyor.

Yarattığı pasta ve sahip olduğu piyasa değeri ile Avrupa'nın hemen beş büyük liginin arkasında kendisine yer bulan TSL'de en değerli 20 futbolcunun takımlar yoğunlaşmasına baktığımızda ise top 20'de yer alan futbolcudan  yedi tanesi toplam 61,5 milyon Euro değeriyle Fenerbahçe'nin oyuncusu iken; yine aynı sayıda oyuncunun bu kez Galatasaray'da 59,250 bin Euro değeri ile yer aldığını görüyoruz. Top 20'de yer alan futbolculardan 4 adedi Beşiktaş'ta 29 milyon Euro değeri ile yer alırken, bu listeye Trabzonspor'dan 6.5 milyon euro ve yine Kayserispor'dan 6 milyon euro ile birer futbolcunun girdiğini gözlemliyoruz.

    KASIM'2008 İTİBARİYLE TURKCEL SÜPER LİG KULÜPLERİNİN PİYASA DEĞERLERİ     

          Piyasa   Başına

         Değeri  Piyasa Değeri

Sıra Kulüp  Oyuncu sayısı  (Euro)  (Euro)

1 Galatasaray 31   116.700.000 3.764.516

2 Fenerbahce 27   106.500.000 3.944.444

3 Besiktas  23   76.850.000 3.341.304

4 Trabzonspor 24   52.700.000 2.195.833

5 Kayserispor 32   36.550.000 1.142.188

6 Ankaraspor 28   36.200.000 1.292.857

7 Sivasspor  25   33.800.000 1.352.000

8 İBB Belediyespor  27   33.700.000 1.248.148

9 Konyaspor 27   29.550.000 1.094.444

10 MKE Ankaragücü 30   25.800.000 860.000

11 Bursaspor  26   25.050.000 963.462

12 Eskisehirspor 30   24.800.000 826.667

13 Genclerbirligi  25   24.200.000 968.000

14 Kocaelispor 24   24.100.000 1.004.167

15 Gaziantepspor 26   21.650.000 832.692

16 Hacettepe SK 28   21.550.000 769.643

17 Denizlispor 31   20.650.000 666.129

18 Antalyaspor 31   18.125.000 584.677

   Toplam 495   728.475.000 26.851.171

  Piyasa Değeri Toplam Gelir Liglerin Top. Top.Gel./PD

  (Milyon Euro) (Milyon Euro) Gel.İçin. Payı 

Premier Lig 2.878 2.555 0,20 0,89

Primera Division 2.463 1330 0,11 0,54

Serie A 2.052 1.500 0,12 0,73

1.Bundesliga 1.374 1.290 0,10 0,94

Ligue 1 1.329 945 0,08 0,71

Turkcell süper Ligi 728 450 0,04 0,62

5 Büyük Lig Toplamı 10.096 7.620 0,61 0,75

53 ülke Ligi Toplamı 17.918 12.500 1,00 0,70

Türkcel Süper Lig'de En Değerli 20 Oyuncu (Euro)

1 Arda Turan  15.000.000   Galatasaray

2 Daniel Güiza  14.000.000   Fenerbahce

3 Alex ,   14.000.000  Fenerbahce

4 Fernando Meira ,  10.000.000  Galatasaray

5 Diego Lugano ,      9.000.000  Fenerbahce

6 Matías Delgado ,  8.500.000  Besiktas

7 Lincoln ,  8.000.000 Galatasaray

8 Bobô ,  8.000.000  Besiktas

9 Servet Cetin ,        8.000.000 Galatasaray

10 Filip Holosko    7.000.000 Besiktas

11 Mehmet Topal   6.750.000  Galatasaray

12Semih Sentürk ,  6.500.000   Fenerbahce

13 Ibrahima Yattara  6.500.000  Trabzonspor,

14 Deivid   6.000.000  Fenerbahce

15 Mehmet Topuz 6.000.000  Kayserispor

16 Ümit Karan ,  6.000.000  Galatasaray

17 Volkan Demire    6.000.000   Fenerbahce

18  Emre ,     6.000.000  Fenerbahce

19 Ibrahim Toraman 5.500.000  Besiktas

20 Harry Kewell        5.500.000  Galatasaray

Top 20'de Yer Alan Futbolcuların Kulüp Yoğunlaşma Tablosu

 Takım Oyuncu Sayısı Piyasa değ.(Euro)

Fenerbahçe 7 61.500.000

Galatasaray 7 59.250.000

Beşiktaş 4 29.000.000

Trabzon 1 6.500.000

Kayserispor 1 6.000.000

Toplam 20 162.250.000

Türk Futbolunun Çıkmaz Sokağı

Yukarıdaki yoğunlaşma Türk futbol yapılanması açısından bakıldığında normal bir sonuçtur. Üç Büyükler ekseninde şekillenen bu yapı futbolumuzda İstanbul bazlı oligarşik bir yapılanmaya işaret ediyor. Bu yapının ortaya çıkarttığı temel sorun ve çelişkiler ise; Türk futbolunun sınırlı kaynaklarından en fazla payı alan Üç Büyük kulübün Türk futboluna bu ölçüde katmadeğer yaratamamasıdır. Türk futbol pastasının büyümesi ve büyütülmesine istenilen düzeyde katkı sağlayabilme olanağı yaratabilmek bakımından Lig yapılanmasının gereğini yerine getirecek şekilde diğer 15 takımın da katkı derecelerini yükseltecek bir futbol yapılanmasına yönelmek gerekiyor. Bugünkü ortamda diğer 15 kulübün sportif, iktisadi ve mali anlamda Türk futboluna katkıları marjinal düzeyde kalmaktadır. Sözkonusu katkı marjinal düzeyde kaldığı sürece Türk futbolunun rekabetçi yapısını ve buna bağlı olarak kalitesini(reytingini) yükseltmede yeterli olamayacaktır.

Futbolumuzdaki haksız rekabetin boyutunu ortaya koymak bakımından bu tabloyu iyi analiz etmeliyiz. Aslında tablo gerçek durumu yansıtmaktadır. Transfere kulüplerin ayırdığı bütçe bakımından yukarıdaki durum futbolumuzdaki dengesiz gelir ve gider yapısının da tipik bir göstergesidir.

Yukarıdaki tablo bize yine çarpıcı bir sonuç daha gösteriyor: Futbolda uluslararası bazda sportif başarının geldiği 1996-2002 yılları arasında kulüplerin çok fazla transfer harcaması yapmamalarına karşın; 2003'ten sonra, yani sportif başarısızlığın olduğu dönemde ise yabancı transferine  büyük bütçeler ayırdıklarını gözler önüne seriyor. 1996-2002 yılları arasında tüm kulüplerin yabancı transferine ayırdığı bütçe yıllık bazda ortalama 12,2 milyon dolar olurken; 2003'ten sonraki dönemde bu ortalama tutarın 81,2 milyon dolara yükseldiğini gözlemliyoruz. Yıllık ortalama bazda yabancı oyuncu transferine harcanan tutar tam 5,6 kat artarak, 12,2 milyon dolardan, 81,2 milyon dolara yükselmiştir. Bu durum, kısıtlı ve kıt olan  Türk futbol kaynaklarının kulüplerimizce nasıl heba edildiğinin bir göstergesi olarak algılanmalıdır. 

Sonuç

Bugün Türk futbolu  sportif anlamda başarıyı yakalayabilecek bir kaynak potansiyeline sahiptir. İktisadi ve mali anlamda hemen beş büyük ligin arkasında kendisini konumlandıran TSL, sahip olduğu yetenek havuzu ve iktisadi/mali kaynaklar dikkate alındığında gözardı edilemez bir büyüklüğe ulaşmıştır. Avrupa futbolundan alınan yüzde dörtlük pay, diğer 48 UEFA üyesi ülke ile karşılaştırıldığında  çok önemli ve anlamlıdır.  Bu nedenle öncelikle büyüklüğümüzün bilincinde  ama aynı zamanda hatalarımızın da farkına vararak Türk futbol pastasını büyütmenin yolunu aramalıyız.

Bu bağlamda Türk futbolunda rekabetçi yapı ve dengede rekabet çok önemlidir. Gelirlerin dağılımındaki denge Türk futbol kalitesini yükseltecek ve onu uluslararası bir marka yapabilecek şekilde ayarlanmak zorundadır. Ancak bu şekilde ligimizin futbol kalitesini artırabilir, reytingini yükseltebiliriz. Bu açıdan bakıldığında piyasa değerleri bakımından TSL'de bir yoğunlaşmanın yaşandığı görülmektedir. Bu yoğunlaşma doğal olarak rekabetçi yapının bozulmasına; büyükler ile küçükler arasındaki dengesizliğin giderek açılmasına neden olmaktadır.

Hal böyleyken, Türk futbol kaynaklarından daha fazla pay Üç büyükler, ne yazık ki, bu kaynakları  verimli ve efektif kullanamamaktadırlar. Var olan kaynakları verimli kullanamayan Türk futbolu son on yılda uluslararası areneda sadece bir Dünya üçüncülüğü; bir UEFA Kupası ve bir de Süper Kupa kazanma başarısı göstermiştir.

Yukarıdaki piyasa değerlerinin yüksekliği Türk futbolunun aslında kaynak yaratabilme gücüne sahip olduğunu ortaya koymaktadır. Bütün sorun bu gücün nasıl kullanıldığına ilişkindir. Bugün görünen o ki, mevcut iktisadi ve mali güç bir yoğunlaşma eğilimi göstermektedir. Genele yayılmayan bir parasal zenginlik, dayanışmacı lig yapısının rekabetçi yapısını zayıflatmaktadır. Rekabetçi gücün zayıflaması ise dengesizlik ve kalitesizlik anlamına geliyor.

Bugünkü statükocu yapı değişmediği sürece Üç büyüklerin dışında rekabetçi bir yapıyı kurmak çok mümkün görülmemektedir. Çok zayıf bir olasılıkla bile herhangi bir anadolu takımının şampiyon olması da bu yapıyı değiştirmeyecektir. Burada kalıcı başarıyı ve dengede rekabeti  sağlayacak bir yapıyı Türk futboluna egemen  kılmak gerekiyor. Bu açıdan piyasa değerleri bakımından kulüpleri değerlendirmek gerekiyor.

Sağlam ve sağlıklı bir iktisadi ve mali yapıyı Türk futboluna egemen kılmadıktan sonra, dayanışmacı lig yapısının rekabetçi düzeyini yükseltmeyi beklemek sadece bir hayaldir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar