Suluova'nın "şap" sorunu
Ülkemizin çok değişik yörelerinde iş insanları ile yapılan toplantıların bireysel yararı "öğrenme dağarcığını" sürekli büyütmesidir. Gidiyoruz, görüyoruz, tartışıyoruz, karşılaştırmalar yapıyoruz ve bir yargıya ulaşıyoruz.
Çeyrek yüzyıla varan salon toplantılarının bir "tehlike alanı" oluşturduğunun da farkındayız. Örneğin, salonlarda birkaç kişinin görüşlerini anlattığı, katılımcıların edilgen biçimde yerlerinde oturduğu toplantı formatı "… toplanıyoruz da ne oluyor? Aynı şeyleri yıllardır konuşuyoruz" algılamasını güçlendiriyor; zihinleri kelepçeleyen, umutsuzluk ve olumsuzluk yaratan eşiğe yaklaşıyor.
Eleştirilerin haklılığı var: Düşüncelerini televizyonlarda tartışan, gazetelerdeki yazılarıyla kitlelere ileten insanların fikirlerine erişebilirlik olanakları alabildiğine arttı. O halde bizler, iş insanları ile yapılan toplantılarda "…bayrak gösterme, pozisyon koruma ve gündemde kalma gibi yararı az tutumlara" pirim vermeyen anlayışı benimsemeliyiz.
Gevezelikten kaçınmalıyız
Son dönemde, salon toplantılarının yanında, bir masa etrafında sektörün önde gelen kişilerinin sorunlarını tartıştıkları toplantılar da yapıyoruz. Bu iki toplantı metodunu karşılaştırdığımızda, genel toplantıların verimsiz, sektöre özel toplantıların ise daha verimli olduklarını gözlemliyoruz.
Biliyoruz ki, sektör toplantılarının bazı zorlukları var. Örneğin, yapılan değerlendirmeler içinde tekrarları ayıklama ve farklı bakışları yansıtma zamana kıyma özverisi gerektiriyor .
Dersinizi önceden çalışmamış, medya kültürünü sektörün özel bilgileri ile derinleştirmemişseniz, sektör toplantıları da "kuru gevezelik" düzeyine kolaylıkla inebiliyor.
Toplantıları kuru gevezelikten uzaklaştırmanın yolu, yönetenlerin ve katılımcıların ön hazırlık yapmalarından geçiyor. Örneğin, Çorum'da yem üreticileri ile yapılan toplantıda, ön hazırlıklar iyi olduğu için, sektörün bugünkü durumunu sergileyen ve gelecekle ilgili eğilimleri açığa çıkaran bir sonuca yaklaşıldı.
Sektör toplantılarını "sonuç yaratmadan" sürekli tekrarlarsak, salon toplantıları gibi verimliliği düşük ve zaman kaybı yaratan bir etkinliğe dönüşebilir. Sektör toplantılarını projelere dayalı "sonuç-odaklı" bir yapı, işlev ve kültüre ulaştırmamız gerekiyor. Verileri derleyen, bilgiye dönüştüren, bilgileri ayıklayarak paketleyen ve dağıtan geleneksel gazetecilik anlayışını, "anlamayı kolaylaştıran gazeteciliğe" taşımak istiyorsak; proje-odaklı etkinlikleri öne çıkarmalıyız; ne yapılmasını söylemek kadar, ciddi fikirlerin hayata taşınmasına yardımcı olmalıyız.
Hiçbir sorunu çözemeyiz!
Suluova Sanayiciler ve İşadamları Derneği'nin örgütlediği ikinci toplantıya katıldım. Orada girişimcilere de açıkça ifade ettim: "…bir daha sadece benim konuştuğum, birkaç soru ile yetinilen genel salon toplantısı için çağırsanız gelmem. Ama, hepimizin ortak sorunu olan 'şap hastalığının' iki yıl önceki salgında yaşandığı gibi yaklaşık 1000 büyük baş hayvanın telefine yol açan sorunlarını bir proje bağlamında tartışmayı, yörede yaklaşık 40 bin baş hayvanın çok küçük ölçekli besihanelerde bakmanın yarattığı ekonomik kayıpları ele alan bir çalışma yapılırsa her zaman varım…"
Yaptığımız interaktif toplantıları projelerde somutlaştırmak ve sonuca götürmek zorundayız. Bilgileri kaliteli bir fikre, fikirleri projelere, projeleri hayata taşımada ciddi adımlar atamazsak, insanların; "…geliyorlar da ne oluyor? Sanayi ve ticaret odaları ve dernekler faaliyet yapmış oluyor. Birkaç kişi birkaç kırıntı bilgi ediniyor. Büyük ölçüde bir sonuç çıkmıyor " şeklindeki itirazlar daha da artar.
Suluova örneğini ele alalım. Suluova'daki sivil inisiyatifler, girişimciler, ülkemizde tarım ve hayvancılıktan sorumlu seçilmiş ve atanmış kamu yetkilileri bir araya gelemez; ülkemiz için bir ayıp olan şap hastalığı konusunda ciddi bir önlem alamazsak, başka hangi soruna çözüm üretebiliriz?
Yanıtım çok net: Hiçbir sorunu çözemeyiz!.
Suluova, besicilik işletmelerinin dünü, bugünü ve yarınını anlamak için tam bir laboratuvar. Hep birlikte oradaki birikimleri bir üst düzeye taşımalıyız ki, örnek oluştursun; ileriye doğru olumlu etkiler yapabilsin.
Suçu başkalarında arayıp kendimizi rahatlatma ilkelliğinin tuzağına düşmenin anlamsız olduğu çok açık. Suluova'daki şap hastalığı, çok küçük ölçekli besicilik işletmelerinin verimsizliği, geleceği güven altına alacak önlemleri ortak değerler, ortak irade, ortak yararlar, ortak projeler ve ortak kurumlarla çözüme götürmemiz gerekiyor.
Herkes elinden geleni yapmalı, söylemden eyleme hemen şimdi geçmeliyiz…