Suhuletle ve diplomasiyle çözüm aranmalı

Hollanda ile dış ticaretimize, turizmimize, doğrudan sermaye girişine ve ilişkimizde benzeri rakamlara baktığımızda, yaşanan krize, bazı iktidar ve muhalefetteki siyasetçilerin ve bazı sivil toplum kuruluşları yöneticilerinin önerdiği gibi kızgınlıkla yaklaşmanın değil, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci TÜSİAD Başkanı Erol Bilecik’in ve bu ülke ile iş ilişkisinde olan işadamlarının önerdiği gibi suhuletle yaklaşılıp, diplomatik yolla çözüm aranması gerekir. Hollanda’da çarşamba günü yapılacak seçim öncesi, ülkede sağ, ırkçı partinin iktidara gelebileceği olasılığının yarattığı ortamdaki gelişmelere, daha sakin yaklaşılması gerekirdi.

Hollanda ile ilişkilerimizin rakamlarına baktığımızda, bizim için olumlu sonuçların ortada olduğunu göreceğiz. Evet önce rakamlara bakalım:

-2005 yılından 2015 yılına ülkemize gelen 137 milyar dolarlık doğrudan yabancı yatırımların 25 milyar 113 milyon dolarlık bölümü, toplam doğrudan sermaye girişinin yüzde 17.75’i Hollandalılarca yapılmış. Aynı dönemde Türkiye’nin Hollanda’ya yatırımları 11 milyar 325 milyon dolar olarak gerçekleşmiş. Dünyaya yaptığımız toplam yatırımımız içerisinde yüzde 35.95 paya ulaşmış. 2016 yılında Hollanda’dan gelen doğrudan yatırım 956 milyon dolar oldu.

-2016 yılında Hollanda ile dış ticaretimiz, 3 milyar 589 milyon doları ihracat, 3 milyar doları ise ithalat olmak üzere toplam 6 milyar 589 milyon dolar olurken, dış ticaret 589 milyon dolar bizim lehimize gelişmiştir. Hollanda’nın ihracatımızdaki payı yüzde 2.52, ithalatımızdaki payı yüzde 1.51 seviyesindedir.

-2 bin 693 Hollandalı şirket Türkiye’de, 2 bin 262 Türk şirketi Hollanda’da faaliyet göstermektedir. Hollanda’daki Türk şirketlerinin yüzde 41’i perakende, yüzde 22’si hizmetler, yüzde 6’sı el sanatları, yüzde 5’i toptan ticaret, yüzde 3.2’si imalat ve inşaat alanında faaliyet göstermektedir.

-Hollanda’dan ülkemize 2014 yılında 1 milyon 19 bin, 2015’te 943 bin, 2016 yılında 717 bin turist gelirken, Türkiye’den Hollanda’ya 2016’da giden turist 87 bindir.

-Hollanda’da önemli bölümü çifte vatandaşlık hakkına sahip olan 450 bin Türk yaşamaktadır.

Bütün bunlar, Hollanda ile yaşadığımız sorunu suhuletle ve diplomasiyle çözmemiz gerektiğini, çatışmanın artmasının iki ülkeye de zarar vereceğini gösteriyor.

Bir işadamı dostum ilginç bir yorum yaptı: “Bu dönemde, propaganda için seyahat yapmamamızı karara bağlayan yasal düzenlemeye karşın, yapılan geziler sorunu tırmandırıyor. Bizim siyasilerin bir bölümünün Hollanda krizini körüklemesi bana göre, 16 Nisan öncesi gerilim ve mağduriyet yaratma isteğinden kaynaklanıyor. O nedenle bu kriz dönemindeki gerilim ve mağduriyetin ‘evet’ oylarında artışa neden olup olmadığını çok merak ediyorum.”

Sahi, bu konuda anket firmalarının bir çalışması oldu mu acaba? Aynı merakı birçok kişinin taşıdığına inanıyorum. Ben de taşıyorum...