Sübvansiyonda ‘elektrikli oto’ faktörü
Elektrik tüketiminin faturalandırılmasında, “yüksek tüketim” limitinin 2025’ten geçerli olmak üzere yıllık 5 bin kilovatsaate (kWh) kadar indirilmesi durumunda aylık faturası 1.047 TL’nin üzerindeki aboneler, sübvansiyonlu elektrik tüketemeyecek. 2025 başında geçerli olacağı iddia edilen bu düzenlemede, son dönemde trafikte sayıları hızla artarak 150 bine yaklaşan elektrikli araçların evde şarj edilmesinin de rolü olduğu belirtiliyor.
Elektrikli otomobillerin evde şarjı sahiplerinin ulaşım maliyetini büyük ölçüde düşürürken, bu tür araç sayısı ve bu tercihin giderek yaygınlaşması nedeniyle devletin hem sübvansiyonlar hem de akaryakıt tüketimindeki azalmaya bağlı olarak KDV, ÖTV’de gelir kaybına uğradığı ifade ediliyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu`nda Bütçe Görüşmeleri kapsamında yaptığı açıklamaya göre, 2023 yılında 272,2 milyar TL olan enerji sübvansiyonları için kullanılan kaynağın 2024 yılında 500,4 milyar TL’ye ulaşması bekleniyor. Sübvansiyonda limitin aşağı çekilmesi ile daha fazla tüketimin yüksek tarifeden faturalandırılması yoluyla devletin yükünün hafifleyeceği belirtilirken, Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) ise hane halkına ucuz enerji sunmak yerine enerji şirketlerinin kullandığı iddiasıyla bu düzenlemeye tepki gösteriyor.
Sistemin mevcut işleyişi
Enerji Piyasası Düzenlene ve Denetleme Kurulu’nun (EPDK), 2018 yılında yürürlüğe giren “Son Kaynak Tedarik Tarifesinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ”i uyarınca yıllık elektrik enerjisi tüketimi belli bir limiti aşan aboneler “yüksek tüketimli tüketici” tanımına giriyor. Özellikle yüksek tüketimi olan sanayi işletmelerini ilgilendiren düzenleme kapsamında EPDK tarafından yayınlanan elektrik tarifelerinden bağımsız olarak farklı yöntemle faturalandırma gerçekleştiriliyor. İlk yıl için 50 milyon kWh olarak belirlenen yıllık yüksek tüketimli tüketici limiti, ilgili dönemdeki serbest tüketici niteliğinde olmayan tüketiciler için onaylanmış perakende satış tarifesinden düşük olmamak üzere her yıl Kurul tarafından yeniden belirleniyor. Bu da önceki tarife dönemlerine göre daha yüksek fatura ödenmesi anlamına geliyor. Ayrıca, eğer herhangi bir özel elektrik tedarikçisi ile anlaşma yapılmadıysa veya bir nedenle tedarik şirketi tüketiciyi portföyünden çıkarırsa, başka deyişle elektik aboneliği herhangi bir sebeple dağıtım sistemine düşerse son kaynak tedarik tarifesi üzerinden faturalandırma yapılıyor.
100 milyon kWh’den 5 bin kWh’ye
Tebliğ kapsamında yüksek tüketim limiti, 2024 başında mesken ve tarımsal faaliyetler tüketici grubu için yıllık 100 milyon kWh ve diğer tüketici grupları için yıllık 1 milyon kWh olarak belirlenmişti. EPDK’nın konut aboneleri için limiti yıllık 5 bin kWh düzeyine kadar indirmesi durumunda sınır, aylık ortalama 417 kWh tüketime denk geliyor. Bu yönde düzenlemeye gidilirse, tüketimi bu miktarı aşan aboneler, artık sübvansiyonlu elektrik tüketemeyecek. Bu düzeyde bir limit düşüşünün tarife yapısını radikal bir biçimde dönüştüreceği belirtiliyor.
Aylık 1.047 TL’nin üzerini ilgilendiriyor Mevcut uygulamada aylık 417 kWh (Yıllık 5 bin kWh) tüketimi olan bir mesken abonesi vergi ve fonlar dahil toplam 1.047,27 TL fatura ödüyor. Yeni düzenleme gerçekleşirse halen bu tutarın altında fatura ödeyen aboneler bundan etkilenmeyecek, ancak faturası bu tutarı aşan tüm konut aboneleri yeni düzenlemeden olumsuz etkilenecek ve daha fazla para ödemek zorunda kalacak. EMO, düzenlemenin kamuoyuna yansıyan şekliyle yürürlüğe girmesi durumunda, aylık ortalama tüketimi 417 kWh’nin üstünde olan milyonlarca haneye “yüksek tüketimli sanayi kuruluşu gibi fatura” kesileceğini öne sürüyor.
Trafikte elektrikli otomobil patlaması
Teknolojisindeki hızlı gelişim paralelinde, teknik özellikleri, ekonomisi, konforu ve diğer avantajları nedeniyle dünyada olduğu gibi Türkiye’de de elektrikli otomobillere ilgi son yıllarda hızla arttı. Bu yıl ilk dokuz ayda Türkiye’de trafiğe yeni kaydı yapılan yaklaşık her dört otomobilden birini, yakıt türü elektrikli ve hibrit olanlar oluşturdu. Geçen yılın aynı dönemine göre yeni trafiğe çıkan elektrikli otomobil sayısı yüzde 78,5 artarak 65 bin 533 adede, hibrit otomobiller de yüzde 73,1 artışla 108 bin 686’ya ulaştı. Trafiğe yeni çıkanların 471 bin 369 adetle yine büyük bölümünü benzinli otomobiller oluşturmakla birlikte, bunların sayısındaki artış yüzde 2,4’te kaldı. Buna karşılık trafiğe kaydı yapılan dizel otomobil sayısı yüzde 25,5 azalarak 92 bin 984, LPG’li araç sayısı da yüzde 15,9 azalarak 8 bin 23 adede geriledi.
500 bine yakın elektrikli ve hibrit araç var
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2010 yılına kadar Türkiye’de trafiğe kayıtlı hiç elektrikli ya da hibrit otomobil bulunmuyordu. İlk kez 2011’de 24 elektrikli, 23 de hibrit otomobilin kaydı yapıldı ve bu otomobillerin sayısı giderek arttı. TÜİK, Eylül 2024 itibarıyla Türkiye’de trafikteki elektrikli otomobillerin sayısını 145 bin 497, hibrit (elektrikli-benzinli ve elektrikli-dizel) otomobillerin sayısını da 330 bin 659 olarak belirledi. Özellikle son üç yılda elektrikli otomobil sayısında adeta patlama yaşandığı dikkati çekti. Ülkedeki tüm elektrikli otomobillerin 139 bin 230’u, 2021 sonu ile bu yılın eylül sonu arasındaki dönemde trafiğe çıktı.
EMO’dan dava hazırlığı
Elektrikte sübvansiyonun kaldırılacağı iddiası gündeme düşerken, Elektrik Mühendisleri Odası’ndan (EMO) bunu itiraz geldi. EMO açıklamasında “Yasal dayanağı da olmayan böylesi bir düzenleme yapılması durumunda Elektrik Mühendisleri Odası olarak konuyu yargıya taşıyacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz” denildi. Enerjiye erişimin temel insan hakkı olduğu ifade edilen EMO açıklamasında, “Aylık ortalama tüketimi 417 kWh’nin üstünde kalan milyonlarca haneye yüksek tüketimli sanayi kuruluşları gibi fatura kesilecektir. Eğer uygulama bu haliyle yaşama geçerse, tüketimi aynı kalsa da bu hanelere kesilecek fatura spot piyasaya göre her ay değişen yüksek değerlere ulaşacaktır” görüşüne yer verildi.