Su Sergisi'nde…

Faruk ŞÜYÜN
Faruk ŞÜYÜN ODAK [email protected]

Yağmur, bardaktan boşanırcasına yağıyor. Maslak'ta, mis gibi bahar havasının yağmurla daha da güzelleştirdiği ormanların içinde İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kampüsü'ne doğru ilerliyorum. Doğa Tarihi ve Bilim Müzesi'ndeki "Su Sergisi"ni gezeceğim. Su sorunları hakkında bilinç kazandırmak amacıyla Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Coca-Cola şirketi tarafından yürütülen "Her Damla Değer Katar" projesi çerçevesinde Türkiye'ye getirilen serginin Türkiye temsilcisi "The Partners"ın sahibi Fırat Kasapoğlu bana rehberlik edecek… Ormana bakan dev cam duvar ile dinozor iskeletlerinin sergilendiği standın hemen yanında kurulan café'deki ön sohbetimizde; ülkemizde gençlerin unutmaya başladıkları bir sözcükte hemen anlaşıyoruz Fırat Bey'le: Merak…

Televizyon, bilgisayar derken sunulan hazır bilgiler merak'ı ve araştırma duygusunu köreltiyor gençlerde. Eğitim sistemimizin ezberci yapısının, test sisteminin de "desteklediği" bu durum; özellikle 1980 sonrası gençlerinin bilgi dağarcıklarını epey eksik bıraktı/bırakıyor…

Dünyaya hayat veren en önemli kaynak olan suyun korunması için farkındalık yaratma hedefiyle yola çıkan Su Sergisi'nde yer alan interaktif uygulamalar ve kurguların, 7'den 70'e herkesin suyun özelliklerini ve mucizelerini keşfetmesine yardımcı olacağını, merak duygusunu kamçılayacağını söylüyor Fırat Bey.

Ve suyun serüvenini izlemek üzere sergiyi gezmeye başlıyoruz. Hemen girişte Damla Su Atölyesi var çocukları oyunlarla eğiten. Suyun atomize edilerek tül perde gibi salınan bir duvar görünümünün oluşturulduğu giriş kapısından geçerek giriyoruz sergiye. Bu su duvarının üzerine çeşitli dillerde su sözcüğü yansıtılmış.

Serginin "Giriş" bölümünde suyun genel tanımı yapılarak, yeryüzünde çevremizi saran suyun yaşamın temeli olduğunun altı çiziliyor. "Suda Yaşam"da ise yaşamımızdaki önemi, canlıların aşırı sulak / kurak alanlara adaptasyonu, insan vücudundaki su miktarı ve canlı balık türleri anlatılıyor. Mavi gezegen olarak adlandırılan dünyamızdan adını alan bölümde ise, dev bir mavi küreye dört ayrı projeksiyon makinesinden yansıtılan görüntülerin oluşturduğu etkileyici sunum eşliğinde suyun kaynağı, nereden geldiği ve farklı gezegenlerdeki su durumu betimleniyor. "Su İşleri"nde suyun kullanım alanları anlatılırken, "H2O=Yaşam"da ise video gösterileri ile su tanıtılıyor. "Her Yer Su" ve "Tek Damla Yok" bölümleri ise suyun bol olduğu ve kıt olduğu alanlarda birbirinden farklı olarak oluşan yapıyı ve kültürü gösteriyor. "Sağlıklı Su" adını taşıyan kısım, doğadaki içme suyu kaynaklarını, sağlıklı içme suyunun özelliklerini, farklı toplumlarda içme suyu elde etmek için kullanılan yöntemleri izlemek üzere oluşturulmuş. "Ekosistemi Korumak"ta su döngüsünün ve bu döngüyü korumanın önemi işlenirken "Ne Yapabilirim / Hayata +"da ise Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Coca-Cola Türkiye tarafından yürütülen Hayata Artı Gençlik Programı çerçevesinde üretilen projelere yer veriliyor.

Her bölümde öğrenci grupları ile karşılaşıyoruz; genç rehberleri eşliğinde yeni şeyler için meraklanıyor, sergideki interakif uygulamaların keyfini yaşarken cep telefonlarını fotoğraf makinesi olarak kullanmayı ihmal etmiyorlar…

Etkinliği 200 bin kişinin ziyaret etmesi hedefleniyor. Günlük ziyaretçi sayısı, 700'ün altına pek düşmüyor. Benim vardığım öğlen saatlerinde 300'e ulaşmıştı bile…

Kimi uygulamaları ben de deniyorum: Oluşuturulan yapay baraj sayesinde, suyun getirdiği verimli toprakların nasıl biriktiğine tanık oluyor; yeni barajlarda uygulanan sistemle bu toprakların geçmesine izin verilmesini sağlıyorum…

Suyun kıt olduğu yerlerdeki ilginç uygulamaları öğreniyorum. Bunların en ayrıksı olanlarından birisi sisin çok olduğu yerlere gerilen telörgülerden sağlanan nemlenmeyle akan damlaların biriktirilmesi yoluyla su elde edilmesi olarak gözüme çarpıyor.

Kutupayısı, penguen, yunus gibi çeşitli hayvanların ve balıkların birebir maketleri arasından geçerek süren yolculuğumuz boyunca beş duyumla da yaşıyorum "su"yu…

Sergi sonunda, üniversitede eğitim görevlisi de olan Fırat Bey'le sohbetimiz sürüyor. Bu arada öğrencilerin, konseptle ilgili objelerin satıldığı dükkândan alışveriş ettiklerini gözlemliyorum… Ve biraz da hayıflanıyorum 14 Haziran'a kadar sürecek olan sergiyi birlikte gezip keyfini paylaşacağım bir çocuğum olmadığı için…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar