Su kıtlığına deniz suyunu arıtmak çözüm olamıyor

Tevfik GÜNGÖR
Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN [email protected]

Avşa adasında kullanılan suyun tamamı deniz suyunun arıtılması ile elde ediliyor. Belediye Başkanı Cevdet Çağlar yurtdışında deniz suyunun nasıl arıtıldığını görmüş. Benzer tesisi 3 yıl önce Avşa’da kurdurmuş.

Deniz suyundan günde 4.500 ton tatlı su elde edilerek, su şebekesine basılıyor. Tesisin günde 10 bin ton su üretecek güce erişebileceği belirtiliyor. Tesis yaz aylarında nüfusu 70 bine çıkan adanın içme ve kullanma suyu ihtiyacını karşılıyor.

Tesis 2010 yılında 23 milyon TL yatırım ile hizmete sokulmuş. Yatırım maliyetinin yüzde 25’ini belediye yüzde 75’ini devlet karşılamış. Başkan Cevdet Çağlar 1 m3 suyun maliyetinin 1 TL. olduğunu söylüyor.

Ülkemizde deniz suyu ile halkın içme ve kullanma suyu ihtiyacının karşılandığı tek yerleşim bölgesi Avşa ama dünyanın başka bölgelerinde benzer uygulamalar var. 

Deniz suyunu şehir suyu olarak kullanan ülkelerin başında Arap ülkeleri geliyor. Suudi Arabistan denizden yılda 5 milyar m3 şehir suyu elde ediyor. İsrail ve İspanya’da da çok sayıda tesis var.
En son yatırım İsrail’de yapılan “Ashkelon” tesisi. Yılda 110 milyon m3 deniz suyunu ters osmos sistemi ile (suyu 1 mm.nin on binde biri deliklerden geçirerek tuzun ayıklanmasını sağlayan sistem ile) çalışan tesisin yatırım maliyeti 212 milyon dolar. (İstanbul’un günlük su ihtiyacını karşılamak için buna benzer en az 10 tesisin kurulması gerekiyor.)

Deniz suyunun tuzunu ayıran tesislerin yatırım maliyeti ötesinde işletme maliyeti yüksek. Bu tesislerde 1 m3 suyu arıtmak için 3 kwh elektrik kullanılıyor.

Bu yıl su sıkıntısı çekilmeye başladıktan sonra acaba Türkiye’de de  şehirlerin su ihtiyacı deniz suyunun  arındırılması ile temin edilebilir mi sorusu sorulmaya başladı.

Bu tartışmalar sürerken, uzmanlar bazı uyarılar yapıyor:

1) Dönemsel su kıtlığında, telaşa kapılarak, uzun dönemde ülkeye zarar verebilecek kararlar almak yanlış olur. Önemli olan ülkenin su potansiyelinin iyi değerlendirilmesidir. Türkiye su kaynaklarının sadece yüzde 35’ini kullanabiliyor. İyi planlar isek kullanılmayan yüzde 65 potansiyeli devreye sokabiliriz. Su Yasası uygulanabilecek duruma getirilmeli ve güvenilir kurumlar tarafından denetimi yapılmalıdır.

2) Deniz suyunu arıtmanın yatırım ve işletme maliyeti yüksektir. Deniz suyunu su potansiyeli bulunmayan, başka alternatifi kalmamış ülkeler kullanırlar. 

3) Dönemsel su kıtlığı dönemlerinde acil çözüm arayışları yanlış yatırımlara yol açabilir. Özellikle uluslararası yatırımcıların bu dönemlerde ortaya attıkları çözüm önerilerine dikkat etmek gerekir. Nasıl ki elektrik kıtlığı döneminde yabancı yatırımcılar “Gezici  (mobil) Gaz Santralleri”  satarak gereksiz yatırımların önünü açmışlar ise, şimdilerde de yabancı yatırımcıların  “Kredili Deniz Suyu Arıtma Tesisi” önerileri ile kapıyı çalmaları doğaldır.

Uzmanların üzerinde durdukları bir başka konu, şehir ve bölgelerin su sorununun çözümü arayışında bir şehirden öbür şehre, bir bölgeden öbür bölgeye suyu aktararak şehirlerin ve bölgelerin su dengesinin bozulmasıdır.

Eski DSİ uzmanlarından, “Toprak-Su-Enerji” sitesinin kurucusu Dursun Yıldız, “Büyük yerleşim bölgelerinin su ihtiyacını karşılamak için deniz suyunu arıtmaya kalkmanın yanlış olduğunu” söylüyor.. “İstanbul’a 165 km. mesafeden su geliyor. Ankara’ya 125 km’den su geliyor. Bir şehre su getirilirken suyun getirildiği bölge susuz bırakılıyor” diyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
40 yılda ne değişti? 03 Ağustos 2018
Vizyon sahibi olmak 30 Temmuz 2018