Strauss-Kahn ne dedi?

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ myulek@aya.yale.edu

Yurt dışında olduğum geçen hafta sonunda, Bloomberg'un Türkiye'de yeni açılan kanalı Bloomberg-HT'den Özlem Dalga IMF Başkanı Dominique Strauss-Kahn ile başarılı bir söyleşi yapmış. Söyleşide IMF Başkanı Türkiye ekonomisi övüp, Türkiye'nin IMF ile anlaşmaya ihtiyacı olmadığı çerçevesinde sözler söylemiş. Strauss-Kahn, olası bir anlaşma ile ilgili sürecin yaşandığını ancak bu süreç uzadığı için Türkiye ile 4. Madde istişarelerinin (Article IV Consultations) de geciktiğini de eklemiş.

Bunun üzerine, bazı iktisatçı köşe yazarlarımız konuyla ilgili görüşlerini basınla paylaşmışlar. Bu yazarlarımız IMF'nin çalışma usullerini yakından tanımadıkları için, hem birbirinden oldukça farklı görüşler hem de düzeltilmesi gereken hatalar ortaya çıkmış. Konu da, olması gerektiği basit noktadan oldukça sapıp, spekülatif ve gerçekten uzak bi rnoktaya taşınmış.

Önce   "4. Madde istişarelerinin" ("Article IV Consultations") ne olduğuna kısa bakalım. IMF'nin Ana Sözleşmesi'nin (bu da genellikle karıştırıldığı için orijinal tabirini de ekleyelim: "Articles of Agreement") 4. Maddesi, "Fon'un ana amaçlarının ülkeler arası mal, hizmet ve sermaye akımlarının kolaylaştırılması ve sürdürülebilir bir büyüme ortamının sağlanması " olduğunun altını çizdikten ve bunun da her üye ülkenin finansal  ve ekonomik dengesinin yerinde olmasından geçtiğinden bahseder.

Fon, uluslararası ekonomik ve finansal akımların kolaylaştırılmasının dengeli bir döviz kuru sisteminden geçtiğini düşünür. Bu yüzden, Ana Sözleşme'nin 4. Maddesiyle, Fon çalışanlarının üye ülkeler ile (ve bazı örneklerde ülke gruplarıyla) düzenli olarak "istişare yapmasını" şart koşmuştur. Bu "istişare", ülkenin ekonomik bilgilerini IMF misyonuyla paylaşması; bu ve diğer bilgiler üzerinden IMF misyonunun kendi açısından ülkenin ekonomik görünümünü raporlaması; ve nihayet, IMF İcra Kurulu'nun onayından sonra, olası tavsiyelerini geliştirmesi ve ülkeyle paylaşmasından oluşur.

4. Madde istişareleri 12 ya da 24 aylık süreler içinde yapılır. Ülke, IMF ile bir program içindeyse 4. Madde istişareleri yine de yapılır. Ancak, ihtiyaç daha az olduğu için bir çok örnekte "iki senelik döngüye" kaydırılır. Programı olmayan büyük ekonomiler genellikle 12 aylık döngüdedir ancak bu da fiiliyatta her yıl uyulan bir kural değildir.

Başta da söylendiği gibi, IMF Başkanı  Türkiye'yi övmüş; olası bir program ile ilgili bir sürecin yaşandığını söylemiş; sürecin uzadığının altını  çizmiş; ve, bu uzamadan dolayı, rutin 4. Madde istişarelerinin de yapılamamış olduğunu hatırlatmış. Gayet doğru söylemiş.

O halde, bazı iktisatçılardan gelen "IMF oyunu bitirdi/kapıyı kapattı" "Stand-by olmayacaksa Article IV verelim dediler" gibi yorumlara ne diyeceğiz? Şu kadarını söylersek yeter sanırım: IMF bir ticari banka değil bir "kooperatif" kuruluştur. Size "program yapmanız için şu kadar süreniz var- oldu oldu;  olmadı olmadı" şeklinde bir yaklaşımı olmaz. Olsa da Türkiye ya da bir başka ülke bunu kabul etmez. IMF'nin kuruluş amaçları itibariyle, (yanien azından teorik açıdan) IMF üyelerle ilişkilerini bir "kazan-kazan" süreci içinde değerlendirir.

Şu anda Türkiye'nin IMF ile anlaşmaya ihtiyacı yoktur. Türkiye krizin en zor kısımlarını bir çok ülkenin aksine IMF'siz geçirmiştir. Bu Türkiye açısından "kalabalıktan olumlu bir ayrışmaya" işaret eder. Bana sorarsanız, bu noktadan sonra IMF ile bir anlaşma yapılmamalıdır. IMF Başkanı'nın sözleri üzerine de gereksiz ve yanlış spekülasyona gerek yoktur. 

Türk Hariciyesine Sorular

İsrail'li diplomatların üreterek hem İsrail hem de İsrail dışında kendilerini komik duruma düşürdükleri olayın üzerinden yeteri kadar zaman geçti. Şimdi çuvaldızı kendimize batırmamız gereken zaman. Hariciyemize bu aşamada sorularım şu:

- "Hesap verilebilirlik" ilkesinin neredeyse tüm dünya ülkelerinde kamu kesimine yavaş yavaş "norm" haline geldiği günümüzde; Dışişleri Bakanlığı'nda bu tür bir sistemin geliştirilmesiyle ilgili bir çalışma var mıdır?

- Aynı Bakanlıkta performans sistemleri var mıdır? Bununla ilgili bir çalışma yapılmakta mıdır? Büyükelçcilerimiz de dahil olmak üzere bir ülkeye atanan personel sonradan performansının ölçülebileceği bir "performans kriteri" listesine sahip midir?

- Türkiye, dünyanın "kıyısında köşesinde" kalmış bir ülke değildir. Büyük güç ve kültürlerle çevrilmiştir.  Dışişleri mensuplarımızın yerel dil kabiliyetlerine sahip olmalar son derece önemlidir. Bu açıdan, Bakanlık'ta şu dillere diplomatik seviyede hakim kaç meslek memurumuz vardır: Fransızca, Almanca, İspanyolca, Rusça, Farsça, Arapça, İbranice? Bu dillere sahip meslek personelinin alınması için bir çalışma var mıdır? Bu dillere sahip olmayan personelin eğitimi için imkanlar ve teşvik unsurları sağlanmakta mıdır?

- Türk hariciyesi, en azından Rusya'da Arap ülkelerine olmak üzere tüm çevre ülkelerde bir kamu diplomasisi yürütmekte midir? Yoksa ilişkilerimiz her ülkede sadece diplomasi/kamu kesimiyle mi yürütülmektedir? Unutmayalım; kamu diplomasisi yürütmek kolay bir şey değildir; bütçe meselesi olmadığını ABD ve AB ülkelerinin deneyimlerinden görebiliyoruz.

Türk hariciyesi geçmişte, bir kısmını benim bizzat tanıdığım bazı "efsane" diplomatları yetiştirmeyi başardı. Ancak "zaqman değişti;" uluslararası düzende devrim niteliğinde değişimler yaşanırken, hariciyemizde sürdürelebilir  bir "kapasite artışının" gerçekleştirilebilmesi için önemli bir reforma ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bu reform zamanı geçmeden planlanmalı ve içeriden kaynaklanmalı ki benimsenebilsin.

Sanayi Üretimi

Kapasite kullanım oranlarını  bu seneden itibaren TCMB yayınlacak. TCMB Ocak ayı rakamlarını  ayın 25'inde yayınladı. Buna göre, 2008 Ocak ayına göre altı  puanlık artış görülmekle birlikte kapasite kullanımının geçen yılın ikinci yarısından itibaren yüzde 67-69 bandındaki "düşük plato" seyri devam ediyor (2007 Ocak ayı oranı yüzde 75,4 idi). Alt sektörlere bakıldığında, yatırım malları  ve dayanıklı tüketim mallarındaki zayıflık dikkat çekiyor. Kısacası, bu köşede önceden yazılanlara paralel olarak 2010'a zayıf başlıyoruz. Sene içinde teşvik paketlerini yeniden konuşmaya başlayacağımız yönündeki beklentim devam ediyor.

Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir. Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir. 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018