Stratejik planlamaya devam mı?
Bilindiği üzere stratejik planlama, bir şirketin uzun vadeli hedeflerini belirlemesi, bu hedeflere ulaşmak için kullanılacak kaynakları tahsis etmesi ve bu hedeflere ulaşmak için yürütülecek stratejileri belirlemesi sürecidir. Bir organizasyonun geleceği ile ilgili kararlar vermesine ve kaynaklarını doğru bir şekilde kullanmasına yardımcı olur. Strateji, iş dünyasında 70’li, 80’li ve 90’lı yılların favori konusuydu. Stratejik planlar, bu dönemin olmazsa olmaz yönetim araçlarıydı.
Holdingler ve büyük ölçekli şirketlerde bu amaçla departmanlar kurulmuş, tuğla kalınlığında stratejik planlar hazırlanmıştı. Bu iş şirketlerin en önemli işlerinden biri olarak görüldüğünden, hem en güçlü beyinler bu alanda istihdam edilmiş, hem de dışarından uzmanlardan destek alınmıştı. 2000 sonrası seneler yıkıcı teknolojiler, değişen iş modelleri, farklılaşan sosyal, ekonomik ve çevresel faktörler nedeniyle şirketlerce kullanılan hakim yönetim araçlarında bir değişikliğin yaşandığı dönem oldu.
Geçmişte sık kullanılan stratejik planlama, yeniden yapılandırma veya toplam kalite yönetimi yaklaşımları yerini çevik, inovasyon, dengeli skor kartı, OKR, dijital dönüşüm gibi yönetim araçlarına bıraktı. Ancak stratejik planlama doğru yapılır ise, halen çok büyük fayda sağlayabilecek bir araç. 2000’lerde bir konferans sonrası yanıma gelen şirket CEO’su bana “Hocam, şirkette işler iyi gitmiyor. Kârlılık düştü. Nakit sorunu yaşıyoruz. Pazar payımız azaldı.
Oysa biz her şeyi doğru yapmaya çalışıyoruz! Stratejik planımız da var. Çok emek verdik bu plana. Beş senelik bu planın dördüncü senesindeyiz ve planı değiştirmeden harfiyen uyguladık. Neden bu duruma düştük?” diye sormuştu. Aslında cevap sorunun içinde saklıydı. Beş senelik stratejik plan yapıp bunu hiç değiştirmemek. Esasen stratejik planların öneminin azalmasının sebebi de bu.
Değişimi yakalayamaması. Güncellenmemesi. Dinamik olmaması. Beş sene kadar önce konteyner ve prefabrik ev alanında üretim yapan büyükçe bir firmaya “Dünyada tiny house diye bir olay var. Siz bunu üretebilirsiniz. Bu evlere talep artacak, bu işe girin” dediğimde, CEO’su “Bertan Hocam bizde bu fırsatı gördük beş senelik stratejik planımızda yok, muhtemelen sonraki plana alırız” demişti. Planlamanın henüz 2. senesindeydiler.
Covid süreci ile bu evlere talep patladı gitti. Pek çok firma bu işe girdi. Oysa işe erken girseler, ölçekleri nedeniyle piyasa lideri olacaklardı. Bence stratejik planlama hala önemli ve yapılmalı. Neden derseniz, bir şirketin iç ve dış analizi, güçlü ve zayıf yanları, fırsat ve tehditleri, politik, ekonomik, sosyal, teknolojik, yasal ve çevresinin analizi, sektörel trendler, amaç ve hedefleri, rekabet stratejileri ve stratejiyi uygulama biçimlerini içeren bir plan, gidilecek yönü net olarak gösterir. İnsanlara rehberlik sağlar. Çabaları odaklar. Ancak bu işi dinamik yapmak gerekiyor.
Stratejik planları “dinamik” hale getirin
Şirketler, yeterli çabayla geleceğin tahmin edilebileceğini varsaymak yerine, daha hızlı öğrenmek ve gelecek geliştikçe uyum sağlamak için yeni çalışma yöntemleri geliştirebilirse, bu planlardan fayda sağlayabilir.
Dinamik stratejik planlama yaklaşımı; gelişen durumları izleme, stratejik sonuçları tartışma, en değerli fırsatları önceliklendirme ve test etme, esnekliği koruma için kaynakları tahsis etmek ve sonuçları ölçmek için süreçler oluşturulmasına yardımcı oluyor.
Bu şekilde trendler, fırsatlar, riskler ve inovasyon süreçleri dahilinde revize edilebiliyor. Tehdit ve fırsatlar, güçlü ve zayıf sinyaller için iş ortamınızı, sektörünüzü izleyin. İnovasyon konusunu strateji geliştirme sürecinin tam merkezine alın. Uygulama noktasında neyin işe yarayıp yaramadığını hızlı test edin ve yaklaşımı değiştirin. İnsanları strateji belirleme ve uygulamada işin içine katın, inisiyatif verin. Bu şekilde stratejik planlamadan ciddi fayda sağlarsınız.