Strateji ve deniz feneri!

Gündemdeki tartışmalara değinmeden bir şaka ile sohbetimize başlamak istiyorum.

Fırtınalı bir gecede açık denizlerde yol alan amiral gemisinin, rotası üzerinde bir ışık görünür. Hemen ışıkla haberleşmeye çalışılarak, karşıdaki cisme rotadan çıkması ve birkaç derece sancağa açılması iletilir. Karşıdan yine ışıkla gelen cevapta siz rotanızı birkaç derece iskeleye çevirin denmektedir. Komutan kızar ve "Burası savaş gemisi filanca, sizin rotanızı çevirmenizi emrediyoruz" diye ışıldak mesajı gönderir. Gelen ışıldak cevabı bir öncekinin aynısıdır "Siz rotanızı birkaç derece iskeleye çevirin." Komutan çok kızar ve füzelerin hedefe kilitlenmesini emredip, tekrar ışıldakla "Burası amiral gemisi filanca eğer rotanızı çevirmezseniz, hedefe kilitlenen füzeleri ateşleme emri verilecektir" diye mesaj iletilir. Gelen cevap çok basit ve etkileyicidir "Burası deniz feneri filanca, eğer siz rotanızı çevirmezseniz karaya oturacaksınız."

Şakalar bizlere tebessüm ettirip ara sıra da değerli kahkahalar attıran şeyler. Ancak içerikleri de bizlere "kıssadan hisse" denilen önemli dersleri verebiliyor.

Bir savaş gemisinin, hele günümüz teknolojilerini taşıyan bir savaş aracının, daha farklı davranacağı kuşkusuzdur. Şakayla karışık olarak burada (birçok şeyin yanı sıra) tedbirli olmaktan başlayıp, var olan kıstasların koşullara göre değiştirilmesi ile devam edip, karşınızdakinin sizden küçük ve güçsüz bile olsa, size büyük risk oluşturabileceği anlatılmaktadır.

Strateji işletmenin rotasıdır.

Ancak işletmenin sadece bir rotası olmamalıdır. Yurtiçinde çalıştığımız zaman tek bir müşteri ile çalışmak ne kadar sakıncalı ise bu yurtdışı için de aynen böyledir. Pazar veya müşteri çok cazip olabilir. Ancak bu cazibenin bizim başımızı döndürmesine izin vermemeliyiz.

Son günlerin Rusya örneğinde olduğu gibi, sıkıntılı durumlar her zaman olacaktır. 90'lı yılların başlarında, Iraklı Saddam Kuveyt'e girer diye kim tahmin edebilirdi. O yıllarda ciddi sarsıntılar geçiren birçok ihracatçı arkadaşımız, kendi başlarından geçenleri hala anlatmaktadır.  "Gemisini kurtaran kaptan" diye bir deyimimiz vardır. Eğer kaptanın elinde, içine düştüğü badireden kurtulmak için gereken deneyim ve gereçler yoksa bunu başaramaz.

İhracatçının donanımı da bilgisi ve tecrübelerden çıkaracağı derslerdir. Tecrübesi daha az olanlar, "Bir bilene" danışmaktan kaçınmamalı ve bunu kendilerini aşağılayıcı bir durum olarak görmemelidir. Özellikle İGEME, ticaret odaları, sanayi odaları, ihracatçı birlikler gibi meslek kuruluşlarının eğitim programlarına katılmalıdırlar. Bu programlarda konuşmacı olan kişiler, bu işlerin uzmanı olacağı için, bu programlara katılmayı düşünen dostlarımız, akıllarında biriken soruları not alıp, bu konuşmacılara sorsunlar. Ayrıca diğer katılımcılar için katkı olacağını düşünerek, ortamın elverdiği ölçüde, kendi tecrübelerini de onlara aktarsınlar. Meslekte ne kadar eski ve tecrübeli olursanız olun, karşılaşabileceğiniz yeni olaylar olacaktır. Dünya teknolojinin güdümünde, sanal olarak, gittikçe ve hızla küçülüyor. Bu nedenle en usta olanlarımızın bile, gözü kulağı hep açık olmalıdır. Kendimizi bu değişimlerin ritmine sokup

"Ben bu işi bilirim" diyerek ahkâm kesmekten kaçınmalıyız.

Bilgi paylaşınca çoğalır, deyişini çok severim.