Strateji tasarımı için alt senaryolar: Hazır giyim
Sohbetlerimi takibeden okurlarım strateji konusuna ne denli önem verdiğimi ve bu konudaki yazılarımı umarım hatırlıyorlardır. Daha uygulamaya dönük bir sohbet olması için geçtiğimiz haftalarda orta ve uzun vade dış satım stratejisi tasarımı yapmak için bir yöntem önermiştim. Bu yöntem önce (1) Global Senaryo sonra da (2) Global Senaryo altında ülkeye ve sektöre has alt senaryoların yazılmasıyla başlıyordu. Alt senaryolar yazılırken iki aşamalı bir çalışma yapıyorduk. Önce sektörün geleceğini tanımlayacak ana etmenleri buluyor; daha sonra da bu ana etmenleri veya en önemlilerini belirleyecek faktörleri saptayarak onlar hakkında tahminler yapıyorduk. Örnek olarak da hazır giyim sektörünü kullanmıştım. Bu haftaki sohbette de aynı sektörün alt senaryolarıyla devam edeceğim.
Pazarlara giriş serbestliğini düzenleyen kota sisteminin yerini vergi sistemi aldı. İthal hazır giyim ürünlerine uygulanan vergiler ithalatçı ve ihracatçı ülkelere bağlı olarak %0 ile %35 arasında değişiyor. Bu yetmezmiş gibi bazı ithalatçı ülkeler aynı ihracatçı ülkenin değişik mallarına, bazen de aynı malına değişik zamanlarda farklı vergi uygulayabiliyorlar. Bu nedenle pazarlara giriş serbestliğini etkileyen en önemli etmen, vergileri ayarlayan bölgesel ve ikili anlaşmalarla GSP sistemi. Düzineleri aşkın bölgesel anlaşmalar ve GSP sistemlerinde hazır giyim genellikle öne çıkmıyor. Bununla beraber anlaşmalar çerçevesinde kullanılan ve ROO olarak adlandırılan düzenlemeler pazarlara giriş serbestliğini ciddi oranda etkiliyor. Söz gelimi, bu anlaşmalar ve ROO sonucunda pamuklu tişörtte Bengaldeş AB'ye, Honduras ise ABD'ye ihracatta birinci sırada oturuyorlar. Meksika, El Salvador ve Dominik Cumhuriyeti, Hondurası takibediyor. 2000 yılına kadar Lome anlaşması çerçevesinde AB'nin hazır giyim ithalatının dörtte üçünü karşılayan SSA ülkeleri bu anlaşmanın yürürlükten kalkmasıyla yerlerini ROO nedeniyle Güney Afrika ve Mauritius'a terkediyorlar. Aynı düzenleme sayesinde Madakaskar ve Svaziland ABD'ye hazır giyim ihracatının önde gelen isimleri oluyorlar. ROO dış yatırımı da teşvik ediyor. Böylece Mauritius ve Lesoto gibi ülkeler ROO'nun getirdiği dış yatırımın sağladığı termin, esneklik, üretim ve kalite kontrolu ve hızlı teslimat konularındaki atılımlar sayesinde AB ve ABD pazarlarına girebiliyorlar.
Bu bağlamda sektörle ilgili senaryo yazanların pazara giriş serbestliği bölümünde bölgesel/ikili anlaşmalar, GSP ve özellikle ROO konusunda varsayımlar yapması gerekiyor. Doğal olarak bu yazarlar yapılacak yeni anlaşmalar ve eski anlaşmalarda iyileştirmelerle durumun daha iyiye gideceği, aynı kalacağı veya daha zorlaşacağı seçeneklerinden birini tercih etmek zorundalar. Ben oyumu değişiklik olmayacağı hatta yer yer daha zorlaşacağı yönünde kullanmak istiyorum.
Bölgesel/ikili anlaşmalar ve ROO dışında pazarlara girişi etkileyen bir diğer etmen sektör firmalarının düzeyleri. Buna göre ülkeler (firmaları) beş gruba ayrılabilirler:
1. Montaj: Marjinal tedarikçi, düşük maliyette yüksek hacimli üretim (Kamboçya, Sahra-Aşağısı Afrika (Güney Afrika ve Mauritius hariç), Karaipler/Orta Amerika)
2. Paket Hizmet Sunanlar: Tercih edilen tedarikçiler, yüksek hacimli üretimde azalan maliyetlerle çalışanlar (Bengaldeş, Endonezya, Pakistan, Vietnam) ve/veya bazı ürünlerde özelleşen niş tedarikçileri (Sri Lanka, Meksika, Fas, Mauritius)
3. Tasarım ve Tamamlanmış Hizmet Sunanlar: Stratejik tedarikçiler, katma değeri yüksek karmaşık ve yüksek hacimli üretim yapanlar, ulusal ve bölgesel marka sahibi olmaya aday şimdilik daha çok yerel pazarları için marka üretenler (Çin, Hindistan, Türkiye, Güney Afrika)
4. Tam Hizmet Verenler: Tedarik zincirinin elemanlarını eşgüdümleyen, üretimi uluslararası taşeronlara aktaranlar ve/veya dış ülkelerde yatırıma gidenler (Hong Kong, Güney Kore, Tayvan (1980); Malezya, Singapur (1995); Tayland (2010))
5. Global Lider Firmalar: Global marka, entegre pazarlama ve perakende sistemi sahipleri (EU-15, ABD, Japonya)
Her ülkenin amacı firmalarını sırasıyla: Üretim sistemi iyileştirme: Teknoloji ve/veya üretim sistemlerinde daha etkin ve esnek çalışabilmek için yapılan iyileştirmeler; Ürün iyileştirme: Daha karmaşık ve sofistike ürünlere geçiş; Fonksiyonel iyileştirme: Üretimin yanına tasarım, girdi tedariği, dağıtım ve lojistik fonksiyonlarını ekleme, Tedarik zinciri iyileştirme: Sistemi geriye doğru özellikle tekstil sanayiine doğru birleştirme ve Kanal iyileştirme: Yeni coğrafi veya ürün pazarlarına çeşitlendirme, bir alt kategoriden bir üst kategoriye çıkarmak. Bu ilerideki rekabet koşullarını belirleyecek. Ben bu konuda da önemli değişiklikler olacağını öngörüyorum. Bu nedenle sektörle ilgili senaryo yazanların kimin ne yapacağı konusunda da varsayımlar yapması gerekiyor. Senaryo yazımına bu açıdan devam edeceğiz.
Sağlıcakla kalın