Startuplar için gerçekçi dersler
Bu haftaki kitabımız Ben Horowitz’in Zor Şeyler Hakkında Her Şey kitabı. Horowitz bir girişimci. Yazar, girişim sermayesi şirketi Andreessen Horowitz'in kurucu ortağı. 2007'de kurucusu ve CEO’su olduğu şirketi Opsware’i 1,6 milyar dolara Hewlett-Packard'a satmış. Blog’unun 10 milyondan fazla okuyucusu var. Girişimcilik, yönetim ve startup’lar üzerine söyleyebilecek sözü olan en önemli insanlardan biri olarak görülüyor. Kitap Türkçe’ye CEO Plus Yayınları tarafından kazandırılmış.
Başlık startup’ları ilgilendiriyor gibi gözükse de kitapta aslında her ölçekten şirket için önemli dersler var. Kitabın en hoşuma giden yönü ise startup’lar, yönetim, liderlik gibi alanlarda pek çok genel kabul edilmiş gerçeği sorgulaması. Sektörde var olan iyimser bakış açısının tersi bir tablo ile yeni bir “gerçeklik” ortaya koyması. Kitaptan her ölçekte şirket sahibi ve yöneticisinin faydalanacağını düşünüyorum.
Kitabın arkasındaki temel fikir
Kitabın temel önermesi; “bir işletmeyi yönetmek zordur ve başarıya giden yol, her zaman geleneksel akılla çözülemeyecek zorluklarla doludur”. Aslında, Horowitz'in kitabının özünü nedir derseniz, kolay cevaplar veya iyi tanımlanmış yollar olmaksızın bu zor şeylerle başa çıkmak” diyebilirim. "Zor şeyler", düşük performans gösteren çalışanları yönetmekten, arkadaşlarınızı kovmaya veya özenle kurduğunuz şirketi satmak zorunda kalmaya kadar uzanıyor.
Horowitz, girişimciliğin popüler medyada tasvir edilen “Silikon Vadisi cazibesinden” çok uzak bir resmini cesurca çiziyor. Temizlenmiş, kesin sonuç veren, yedi adımlı bir başarı rehberi sunmak yerine, bir şirketi yönetmenin dağınık, üzücü ve genellikle yalnızlık içeren yönlerine yönelik rehberlik sağlamaya odaklanıyor. Opsware'in (eski adıyla Loudcloud) kurucu ortağı olarak kendi girişimcilik yolculuğuyla şekillendirdiği anlatısı; karşılaştığı zorluklar ve engelleri aştığı savaş hikayeleriyle noktalanıyor. Kendi yaşadığı hikayeleri sunması kitabın etkisini artırıyor.
Kitabın en önemli gücü Horowitz'in samimi ve dürüst yaklaşımında yatıyor. Kendi hatalarını kabul etme konusundaki istekliliği, alışılageldik parlak başarı hikayelerine tezat oluşturuyor ama gerçekçilik içeriyor. Horowitz okuyuculara, bir işletmenin direksiyonundayken hata yapacaklarını ve asıl becerinin bu hataların üstesinden nasıl gelineceğini ve daha güçlü bir şekilde nasıl devam edileceğini öğrenmek olduğunu hatırlatıyor.
Kitaptan alınacak dersler
Kitabın ana çıkarımları arasında, bir CEO olarak şirketinizin tek tek parçaları yerine bir bütün olarak gücüne odaklanmanız gerektiği ilkesi yer alıyor. CEO'lar, popüler olmayan kararlar almak anlamına gelse bile şirketin bütünü için en iyi olanı yapmalıdır. Ayrıca Horowitz, yalnızca yükselişleri değil aynı zamanda kaçınılmaz düşüşleri de göğüsleyebilen sağlam bir şirket kültürünü daha en baştan yaratmanın önemini vurguluyor.
Horowitz ayrıca açık ve dolaysız iletişime duyulan ihtiyacın altını çiziyor. Kriz zamanlarında liderlerin durumu kendi istedikleri gibi değil, gerçekte olduğu gibi anlatmalarının çok önemli olduğunu savunuyor. Şirketteki herkesin gerçekle başa çıkabileceği ve zor zamanlarda gerçekleri gizlemenin faydadan çok zarar verebileceği inancını benimsiyor.
"Barış Zamanı CEO'su" ve "Savaş Zamanı CEO'su", yine kitapta keşfettiğimiz kavramlar. Horowitz, büyüme zamanlarında (barış zamanı) gereken liderlik tarzının, kriz zamanlarında (savaş zamanı) gerekli olandan temelde farklı olduğunu varsayıyor. Hangi koşulların içinde olduğunuzu fark etmek ve liderlik tarzınızı buna göre uyarlamak başarı için çok önemlidir.
Kitap, başlangıçtan itibaren sağlam bir şirket kültürü oluşturmanın önemini vurguluyor. Güçlü bir kültür, şirketin iniş ve çıkışları atlatmasına yardımcı olur ve kuruluş içinde karar verme ve davranış için bir temel sağlar. Güçlü bir kültürün de özü samimiyet ve açık iletişimdir. Zorlukları ancak inanmış bir ekibin aşacağına vurgu yapıyor.
Son olarak Horowitz, CEO veya lider olmanın, genellikle zor kararlar vermeyi içerdiğini söylüyor. Horowitz, şirketin genel refahı için bu tür kararların gerekliliğini vurguluyor ve liderlerin gerektiğinde bu zor kararları vermeye hazırlıklı olması gerektiğini öne sürüyor. Zor kararlar nasıl verilebilir? Bu noktada kendine, ekibine ve alınacak karara güvenmek gerektiğini ortaya koyuyor. Horowitz, özellikle daha deneyimli kişilerden tavsiye almanın faydalı olduğunu da vurguluyor. Bununla birlikte, okuyuculara karar verme sorumluluğunun nihai olarak kendilerine ait olduğunu da hatırlatıyor. Tavsiye değerli bakış açıları sağlayabilir, ancak nihai karar her zaman kendi anlayışınız ve sezgilerinizle uyumlu olmalıdır diyor.
Bu kitap, yalnızca girişimcilik mücadelelerini dürüstçe tasvir etmesi nedeniyle değil, aynı zamanda anlatım tarzı nedeniyle de özel. Horowitz'in her bölümün başında hip-hop şarkı sözlerini kullanması ve onları alınacak derslere bağlaması, kitabı keyifli hale getiriyor.