S&P’nin not kararı ve piyasalara etkisi
Kredi derecelendirme kuruluşu S&P, Cuma gecesi Türkiye ile ilgili not kararını açıklayacak. Bu açıklamayla notçuların Türkiye’ye yönelik bu yılki gözden geçirmeleri tamamlanacak. Genel beklenti S&P’nin tek kademe not artışı yapıp, görünümü ‘pozitif’ten ‘durağan’a revize etmesi yönünde.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin notu ile ilgili bu yıl verdikleri kararlar piyasalar tarafından yakından takip edildi. Bunun nedeni genel seçimler sonrasında değişen ekonomi yönetiminin ‘rasyonel’ politikalara dönüşü.
Önceki dönemde yani düşük faiz-yüksek enflasyon politikası süresince kredi derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin kredi notunu peş peşe düşürmüş ve yatırım yapılamaz kategorinin dibine çekmişti.
Beklenti tek kademe artış
Söz konusu dönemde notçular gibi yabancı yatırımcılar da Türkiye defterini kapatmıştı. Ekonomi politikalarındaki makas değişimi kredi derecelendirme kuruluşlarını yeniden oyunun içine çekti ve piyasalarda fiyatlamalar üzerinde etkisini yeniden artırdı.
Kredi derecelendirme kuruluşları yılda iki kez Türkiye’nin not görümümü gözden geçiriyor ve kararını açıklıyor. Uluslararası üç büyük kredi derecelendirme kuruluşlarından ikisi bu yılki gözden geçirmelerini tamamladı. Geriye ilk gözden geçirmesini mayıs ayı başında yapan S&P kaldı.
O da Cuma gecesi piyasalar kapandıktan sonra bu yılın son değerlendirmesini yapacak. Piyasalardaki genel beklenti S&P’nin de Türkiye’nin kredi notunu bir basamak yükselteceği yönünde. Mayıs ayında Türkiye’nin notunu “B+”ya çıkaran S&P, bir kademe artış daha yaparsa Türkiye’nin notu “BB- “ olacak. Görünüm ile ilgili beklenti ise ‘pozitif’ten ‘durağan’a revize edileceği yönünde.
Yatırım yapılabilir seviyenin altında
Son olarak Fitch, 6 Eylül’de Türkiye’nin kredi notunu bir basamak artırarak “BB-“ye çıkarmış görünümü ‘pozitif’ten ‘durağa’na revize etmişti. Yani S&P’nin Cuma gecesi vereceği kararla Türkiye’nin notunu Fitch ile aynı seviyeye çıkarması bekleniyor. S&P’nin beklentiler doğrultusunda bir karar alması halinde Türkiye’nin ‘yatırım yapılabilir’ kategoriye çıkmasına iki basamak kalıyor.
Her ne kadar mevcut not seviyelerine sahip benzer ülkelere bakıldığında Türkiye ile kıyaslanamayacak büyüklükte olsalar da yeni not artışları piyasalar tarafından önemseniyor.
Yeni yılda yeni not artışları için en kritik maddelerin başında siyasilerin uygulanan ekonomik politikalara desteğinin sürüp sürmemesi ve enflasyonda kalıcı düşüşü yakalayabilmek geliyor. Zira Fitch’in son not kararı sonrasında yaptığı açıklamadaki ‘siyasi destek’ vurgusu yabancı kurumların geçmiş yıllarda ekonomi yönetiminde yaşanan sık değişimlerin olumsuz etkisini atlatamadıklarını ortaya koyuyor.
Kararların piyasalara etkisi
Not kararları öncesi ve sonrasındaki piyasaların seyrine bakarsak, son kararlarda etkinin azaldığı görülüyor. Eylül ayındaki Fitch kararı öncesindeki not kararlarına bakıldığında; borsanın karar öncesindeki haftada yükseldiği, karar sonrasındaki haftada ise kar satışlarının geldiği dikkat çekiyor. Yılın ilk not kararı 12 Ocak’ta Moody’s’den gelmişti.
Moody’s, Türkiye’nin notunu değiştirmezken görünümü ‘durağan’dan ‘pozitif’e yükseltmişti. Bu karar öncesindeki hafta BIST 100 Endeksi yüzde 4.69 yükselmişti. Yılın ikinci not kararı 8 Mart tarihinde Fitch’den geldi. Türkiye’nin notunu 1 kademe artıran Fitch’in bu kararı öncesindeki hafta endeks yüzde 0.64 artarken 3 Mayıs’taki S&P kararı öncesinde endeks yüzde 3.64 yükseldi.
Son olarak Moody’s 19 Temmuz’da Türkiye’nin notunu iki kademe birden artırmıştı. Bu karar öncesindeki hafta borsa 0.83 değer kazanmıştı. Son Fitch kararı öncesindeki hafta borsa yüzde 0.66, karar sonrasındaki hafta da yüzde 1.05 geriledi.