Spekülatör satmış, euro yükselmiş

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS [email protected]

Yılbaşından beri piyasalarda olumlu bir hava esiyor. Dünya borsaları yüzde 10 civarında yükseldi. EUR/USD paritesinin yükselmesi de yatırımcılara moral veriyor.

Yükselişler yanıltıcı olabilir. Yunanistan'ın borç pazarlığı henüz sonuçlanmadı. Yunan tahvillerindeki kesinti oranının yüzde 50-60 olması bir risk yaratmaz algısı oluştu. Bu oranlardaki bir kesintiyi, özel sektör 'gönüllü' olarak kabul edebilir. Bunun ötesindeki oranları(hatta bu oranları bile), reyting kurumları hoş görmeyebilir. IMF ve Avrupa Merkez Bankası(AMB) Yunan tahvilleri konusunda 'imtiyazlı' konumda oldukları için, özel sektör zararın tamamını yüklenmek zorunda kalabilir. Kreditörler, ellerindeki tahvillerden yüzde 100'e yakın zarar da yazabilir.

Müzakerelerde CDS(Kredi Temerrüt Takası) konusu da konuşuluyor. Bazı kreditörler, hem Yunan tahvili, hem de Yunan CDS'si almış. Normal şartlarda, bir ülke borcunu geri ödemediğinde, bir nevi sigorta görevi gören CDS devreye girer. Tahvilin nominal değerindeki kesinti nedeniyle kayba uğrayan kurum, CDS kanadından zararını karşılamaya çalışır. Pazarlıklarda, bu sigortaların işleme konulmaması da tartışılıyor.

Yunan tahvillerinde ister yüzde 50, ister yüzde 70 kesinti olsun, bunun adı her yerde temerrüttür. Temerrüt ifadesi gündeme getirilmiyor, çünkü en büyük beş Amerikan bankası bu CDS'lerin yüzde 97'sini satmış. Girift hesaplar var. Bugün halının altına süpürülmeye çalışılan CDS konusu, özel sektör kreditörlerinin yazabileceği büyük zararlardan sonra tekrar gündeme gelebilir.

Avrupalı politika yapıcılar krizi iyi yönetemiyor. Maliye Bakanları, bütçe hedefini tutturamayan ülkelere verilecek ağır cezaları tartışıyor. Akıntıya karşı hala kürek çekiyorlar. Borçlu ülkelerin hedeflenen rakamlara ulaşması konusunda, İrlanda ve İspanya model ülkeler olabilir. Bu iki ülke hedefleri tutturamazsa, kemer sıkma tedbirlerinin ve AMB'nin 'damla damla parasallaştırma' yaklaşımının, ekonomileri toparlama açısından işe yaramadığı anlaşılır. Bu ülkelerin, amaçlanan rakamlara ulaşamayacaklarını düşünüyorum.

Euro Bölgesi'ndeki bu kadar belirsizliğe rağmen, EUR/USD paritesinin 1.30'un üzerine çıkması birçok yatırımcıya anlamsız geliyor. Bu noktada, son günlerde sıkça konuşulan bir konuya da açıklık getirmek gerekiyor. ABD'deki CFTC adlı resmi kurum, foreks piyasasındaki 'ticari' ve 'ticari olmayan' pozisyonları haftalık olarak yayımlıyor. Ticari olmayan işlemlerin, spekülatörlerin pozisyonları olduğu kabul ediliyor. Cuma günleri açıklanan rapor, aynı haftanın salı gününe kadar olan işlemleri gösteriyor.

Euro-satış kontratlarının sayısının son haftalarda rekor seviyelere çıktığını belirten yorumcular, eurodaki düşüşün sürmesi gerektiğini savunuyorlar. Olabilir. Ancak; bu tip işlemlerde her kontrat için bir satıcı bir de alıcı vardır. Ticari olmayan pozisyonların sahibi olan spekülatörler satıcıysa, ticari pozisyonların sahibi bankalar alıcıdır. Nitekim, geçen cuma açıklanan raporun detayına inilirse, bankaların 180.000 kontrat euro-alım pozisyonunda oldukları görülür. Spekülatörlerin sattıkları euroları bankalar almış. Başka bir ifadeyle; Amerikan bankaları euro pozisyonlarını arttırmış.

Cuma günü açıklanan rakamların, salı gününe kadar olan işlemleri içermesi nedeniyle, rapor güncelliğini biraz yitiriyor. Bu açıdan 'öncü gösterge' olarak kabul edilemez. Piyasa profesyonelleri, bu raporu 'karşıt indikatör' olarak da kullanabilir. Nitekim, geçen haftadan beri EUR/USD'da 450 baz puanlık bir yükseliş yaşandı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019