Spekülatif köpük rasyonel olamaz mı?
Cari reel faiz oranı reel ekonomik büyüme oranından daha yüksekse özel sektör fazla verse dahi 'köpük' veya 'balon' oluşabilmektedir. Normalde, teoriye göre, bu şartlarda 'köpük' olmamalıdır. Aslında, finansal 'köpük' yatırım için gerekli olan kaynakları emse bile, spekülatif büyüme dinamikleri yatırımların artmasını sağlar. Aynı mantıkla, spekülatif olarak oluşan büyüme çökerse, finans piyasalarındaki rasyonel 'köpük' de hızla söner.
Son olarak, spekülatif bir büyüme patikasında erken oluşan 'köpüğün' ekonomiye maliyeti yüksektir çünkü refah artışı sağlayacak sermaye birikimlerini yok ederek ekonomiyi krize açık hale getirir. Caballero vd. (2004)'e göre bu olay bir kere yaşandığında, özellikle sermaye ağırlıklı sektörlerde, genişlemenin teknolojik ilerlemeyle beraber gelmesi, kamı maliyesinde uygulanan kurallı politikanın kuralların sürdürülebilir bütçe fazlası yaratması; dünyadaki diğer ülkelerin daha düşük büyüme potansiyeline sahip olmaları ve kredi tahditlerinin genişleme yüzünden azalması durumunda büyüme-kaynak geri beslemeleri (feedback) doğal olarak artacaktır. Tüm bu koşulların 1990'larda Amerika'da yerine geldiği iddia edilebilir.
Jean Tirole 'Asset Bubbles and Overlapping Generations' isimli klasikleşmiş makalesinde, finans piyasalarındaki 'köpüklerin' analizinin temellerini genel denge teorisi çerçevesine oturtur. Özellikle, yatırımlar ve 'köpükler' arasında negatif ilişki olduğu ve 'köpüklerin' sadece dinamik olarak etkin olmayan ekonomilerde ortaya çıkabileceği Tirole'ün makalesinin en önemli sonucudur. Bildik türden rasyonel köpük yatırımla pozitif ilişki içindedir, aynı yönde hareket eder ve tüm yatırımcı ve tasarrufçular yüksek faiz oranlarıyla karşılaşsalar bile bu durum değişmez.
Büyüme/tasarruf geri beslemesi yeteri kadar güçlüyse, ekonomi birden fazla durağan duruma –bir kısmı denge olmak üzere- sahiptir. Sermayenin marjinal ürünü sermaye stoku büyüdükçe azalacağı için, spekülatif patikanın ulaştığı durağan durum normalden düşük bir sermaye maliyetine işaret edecektir. Hisse senedi değerlemesi fiyat/kazanç oranıyla temsil ediliyorsa, durağan durumda (dengede?) ise fiyat sadece kazançların sermayenin maliyetine bölünmesiyle bulunduğundan, değerleme –yani fiyat/kazanç oranı- sermaye maliyetinin tersine eşittir (1/sermaye maliyeti = firma değeri). Böylece, spekülatif büyüme patikasının dengesi bir aşırı değerleme dengesi anlamı da taşımaktadır çünkü dengede değeri sadece sermaye maliyeti belirliyor. Durağan durumda kazançtan bağımsız olarak belirlenmeye başlayan değerler sermaye maliyeti düşük olduğu için zorunlu olarak yüksek çıkacaktır.
Spekülasyonlar irrasyonel aşırılık örnekleri de olabilir. Spekülatif büyüme fonları kısa vadede büyümeyi besleyen sektörlere kaydıracak şekilde sermaye kazançlarını geçerli kılan uzun dönemli bir kaynak yaratma mekanizmasıyla desteklenmemişse irrasyonel aşırılıklar –kötü anlamda 'köpükler'- oluşur.
1980'lerde yatırım ve spekülasyonun yanlış sektöre yöneldiği Japonya bunun en tipik bir örneğidir. 1990'larda Amerika'nın yaşadığı süreçte tahminen her ikisinin de etkisi vardı: teknoloji sektörüne yönelmiş rasyonel –ama spekülatif- büyüme unsurları, sağlam mali politikalar, yabancıların güveni ve bir parçada irrasyonel davranma güdüsü. Bu açıdan bakılırsa, Amerika'daki finans piyasalarının 1990'lardaki yükselişinin tümüyle 'köpükten' ibaret olduğu kesin değildir. 'Köpük' var olmuş olsa bile olsa bile durumun tersine dönmesi zorunlu olmayabilirdi.
Kısaca:
1) 2007 başında AB, Japonya ve Çin için olumsuz sonuçları olacak bir dolar depresiasyonu yine gündemde duruyordu. Ve gerçekleşme de bu yönde oldu. Bu depresiasyon uzun sürdü ve değerleme etkileriyle düzeltilmesi gerekecek olan ABD'nin net dış yükümlülüklerini hatırı sayılır boyutta azalttı. Global krizde global bir düzeltme var yani.
2) ABD'de büyüme sürecekse küçülen cari açığa paralel olarak bütçe açıkları da azaltılmak zorundaydı, fakat yavaşlamanın kaçınılmaz olduğu da görülüyordu. Görülemeyen şey mortgage kredileri üzerine bina edilen menkul kıymetlerin hacmi ve riskiydi. Ancak mortgage krizinden bağımsız olarak da ABD'de büyüme yavaşlıyordu. Mortgage krizi 2008 sonrası büyümeyi 1-1,5 puan kadar aşağı çekmiş olabilir.
3) 'Rasyonel' ve refahı artırıcı, etkin 'köpükler' bile (efficient and rational bubbles) sönebilir. Örneğin belki bankacılık sektörü verilerinde hala izlerini arayıp, pek de bulamadığımız yavaşlamanın gecikmesi gelecekte sönen bir köpük olarak görülecektir. Keza hem hisse senetlerine –Dow'un son 5 yılının grafiğini çizdirin yeter- hem de bono-tahvile, özellikle GOP (gelişmekte olan piyasalar) hisse senedi ıskontosuna da bakarak, göz atmak yeter. Şu an durum ortada görünüyor. Pek çok şey petrol, emtia ve gıda fiyatlarının bundan sonraki seyrine bağlı. Ancak her 'köpüğe' irrasyonel gözüyle bakmamayı en azından teoriyle biraz yakınlık kurmuş ekonomistlerin öğrenmiş olması lazım.