Söz veriyorum...

 

Dünya Gazetesi'nde arşivleyebildiğim ilk yazım 1981 yılında Cahit Düzel'in Genel Yayın Yönetmeni olduğu günlerde yayınlanmış... Daha sonra Alp Orçun, Osman Saffet Arolat, Ertuğ Karakullukçu ve Hakan Güldağ ile bugünlere geldik. 

Nezih Demirkent sonrasında, Didem Demirkent'e, yaklaşık 1000 dolaylarında insanın akşam eve ekmek götürmesini sağlayan kuruluşu ayakta tutmanın büyük erdeminin beni kuruma bağladığını söylerim... Çorbada bir kıymık tuzumuzun olması kişisel anlamda da, toplumsal düzlemde de önemli...

Bir gazete ve okuyucuları ile 30 yılı aşkın zaman kesitinde birlikte olabilmenin kendine özgü bir anlamı olmalı; yoksa başka türlü ilişki nasıl sürebilir ki!

Dünya'da canım istediği zaman yazma aşamasından haftada bir düzenli yazma aşamasına geçerken kendime bir anayasa hazırlayarak, ilkelerimi okuyucu ile paylaşmıştım:

Asla güncelin peşinde olmayacağım...

Popüler olmanın tuzağına düşmeyeceğim...

Buzdağının üstünde görünenlerden çok, buzdağının dibinde yer alan temel dinamiklerle ilgili olacağım...

Son 30 yılda düşünce dünyamızda istikrarın kaynağı olan bütün varsayımlar, paradigmalar ve zihni modeller alt-üst oluşlar yaşadı.

Howking'in saptamasına kaç kez gönderme yapma gereksinimi duyduğumu unuttum ama çok sık anımsattığımı biliyorum: "Gerçeklik diye bir şey yoktur; zihni modele göre gerçeklik vardır. Zihni modelin varsayımlarını değiştirirsin, gerçekliğin değişir." O nedenle hiçbir düşüncenin, ideolojinin, yerleşik doğrunun, kalıp düşüncenin, ön yargının bağnazı olmadım; aklımı onlara emanet etmedim.

Hep "yeni varsayımlar" peşinde koştum. Yeni kavramları, farklı düşünceleri, zor olsa da sürekli değişmekte olan tutum ve davranışları izledim ve sizlerle paylaşmayı bir sevda haline getirdim. Kimi zaman "ne demek istediğini anlayamadım" diyenleriniz oldu. Aynı yazıyı, "Dünyanın her gazetesinde yayınlanabilir" diye beğenenlerin sayısı da az değildi. 

Dehanın, en karmaşık olanı en yalın biçimde anlatabilmede saklı olduğunu bilenlerdenim; izlediğim olguları açıklayan kavramları çok yalın anlatacak donanıma sahip olmadığımın, deha iddiasından çok uzak yerlerde bulunduğumun da farkındayım.

Yetmiş yaşını tamamladığım 2013'de sizlere yürekten söz veriyorum:

Genel eğilimlerin yarattığı fırsat ve tehlikeler ile kendi olanak ve kısıtlarımız araştırma ve "net bilgi sahibi" olma kararlılığını sürdüreceğim.

Günlük medya kültürünün "med-cezir çöplerinin süpürgecisi" olmayacağım.

Yazdığım her sözcüğün, yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi, insan eliyle geliştirilen fiziki sermayeyi, insan kaynağımızı ve teknolojiyi "etkin koordine etme" konusunda işlerimizi kolaylaştıran bir araç olmasına özen göstereceğim. 

Dersime iyi çalışacağım ve hoşunuza gidecek olanların değil, size daha sağlıklı gelecek yaratacağına inandığım düşüncelerin izini süreceğim. 

Yeni yılınız sağlıklı, mutlu olsun... Önceki yıllara göre yaşamınız daha renklensin, daha çiçeklensin daha çeşitlensin ve daha zenginleşsin...