Sosyal yardımlar iyi de tembelliği de teşvik ediyor
Türkiye’de istihdam piyasasında ilginç bir gelişme ortaya çıktı. Özellikle düz işçi istihdam eden işverenler işçi bulamamaktan yakınıyor.
Halbuki Türkiye’de resmi rakamlara göre işsiz sayısı 2 milyonun üzerinde. Eylül 2013’te iş bulamadıkları için iş aramaktan vazgeçmiş, iş bulma ümidini yitirmiş olanların sayısı 592 bin kişi.
Nasıl oluyor da işveren işçi bulamamaktan yakınırken, işsizlerin sayısı artıyor. İş bulma ümidini yitirmişlerin sayısı artıyor. Daha da önemlisi işgücüne dahil olmayan-üretime katılmayan-sadece tüketen nüfus büyüyor? TÜİK’in 2013 Eylül rakamlarına göre iş bulmaktan ümidini yitirmiş işgücünü de içeren, ”işgücüne dâhil olmayanlar”ın sayısı 27 milyon 151 bin kişiye ulaştı.
Bütün bunların arkasında sosyal yardım sistemindeki olumlu gelişmenin, istihdam piyasasını olumsuz etkilemesi var.
Türkiye’de son yıllarda sosyal güvenlik sisteminde büyük gelişmeler sağlandı.Yeşil Kart uygulaması alt gelir grubunu sosyal yardımlara alıştırdı. Ardından parasız sağlık hizmetleri geldi. Kadınlara okuyan çocukları başına ödemeler, yaşlılara maaş bağlanmas, her yerleşim bölgesinde Sosyal Yardımlaşma ve Destekleme Vakıfları aracılığıyla yapılan yardımlar önem kazandı. Tarım kesiminde arazinin büyüklüğüne ve hayvan sayısına göre çiftçiye verilen destekler giderek arttı.
Bu tür sosyal yardımlardan ve desteklerden yararlananların, çalışma kaydının (basit anlatımıyla sosyal sigorta ve Bağ-Kur kaydının ) bulunmaması gerekiyor.
Prof. Dr. Cem Kılıç’ın ilginç tespitleri var. Kılıç diyor ki, ”Rakamlar gösteriyor ki, sosyal yardım alanların çok küçük bir bölümü yeniden işe yerleştirilebiliyor. 2012 yılı verilerine göre sosyal yardım alan kişi sayısı 6 milyon 370 bin. Bu kişilerden 21 bin 755’i istihdama yönlendirilmiş. Yani yüzde 1’inden daha az.
Sadece o kadar da değil. Sosyal yardım alanların mesleki eğitime yönlendirilebilmeleri bile çok zor. Sosyal yardım alan kişilerden sadece 61 bini mesleki eğitime ilgi göstermiş.
Ümidi kırılmış işgücü iş bulamayınca, sosyal yardımlara muhtaç hale geliyor. Sosyal yardım almaya başlayan kişilerin zamanla sosyal yardımlara alıştığı ve yeniden çalışmaya dönmediklerini görülüyor.
Bu gibi kişilerin bulabilecekleri işler, işçi aradıkları halde işçi bulamamaktan yakınan işverenlerin işyerlerindeki kadrolar genelde düşük ücretli işler. Asgari ücretli işler.
Bu tür işlerde çalışacaklar işe girdiklerinde kendilerinin ve ailelerinin yararlandıkları sosyal yardımların kesileceğini bildikleri için, iş aramaktan vazgeçiyor. Evde veya kahvede oturarak sosyal güvenlik ödemeleri ile yaşam sürdürmeyi tercih ediyor.
Özetle sosyal yardım almaya başlayan kişiler zamanla sosyal yardımlara alıştığı için daha önce çalışmayanlar iş aramıyor, daha önce çalıştıkları halde işlerini kaybedenler yeniden çalışmak istemiyor.
İşte bu nedenle de asgari ücretle işçi arayan bir çok işveren işçi bulamamaktan yakınıyor.