“Sosyal yardım” çalışmayana değil; çalışamayana ve (çalışmaya teşvik için) çalışana verilmeli…
Karar alıcılar:
Kayıtdışılığı önlemek adına çaba harcadığını söylüyor…
İşveren ise:
“Yüksek cezalar”, “sürdürülebilirlik”, “verimlilik” gibi nedenlerle, çalışanını kayıt altına almak istiyor…
* * *
Ama…
“Annem için bakım yardımı alıyorum”;
“Aldığım sosyal yardımla çocuğumu okutuyorum, mutfak masraflarımı karşılıyorum” diyerek,
Çalışmak veya sosyal güvenlik sistemine dahil olmak istemeyenlerin sayısı yükseliyor…
* * *
Ve kayıtdışı artıyor…
* * *
Yani…
İstemekle olmuyor…
“Gerçekleştirmek için”, sorunu ortaya koymak ve şartları hazırlamak gerekiyor…
* * *
Örneğin tarım…
Hep birlikte, “Çiftçi zarar edecek”, “Arz düşecek, fiyatlar yükselecek” diye don/sel gibi afetlerde üzülüyoruz…
* * *
Ama…
Daldaki, tarladaki ürünün “işgücü açığı”, “yüksek maliyet” gibi nedenlerle “TOPLANAMAMASI AFETİNE”, dondan/selden daha vahim olmasına rağmen önem vermiyoruz…
VELHASIL
Don nedeniyle gerçekleşen zararları telafi etmeye çalışıyoruz…
Sonra mı?
Afetlerin olabileceği “yüksek riskli” bölgelerde dahi önlem almamaya devam ediyoruz…
* * *
Tıpkı…
Sosyal yardım alan sayısının 15 milyon kişiyi aşmasına rağmen, bunu bir AFET'ten saymayıp, önlem almaya çalışmadığımız gibi…
* * *
Tekrar edelim:
Çalışamayan ile çalışmayan ayırt edilmeli… Çalışamayana ve ayrıca çalışana (teşvik amacıyla) (daha fazla) “çocuk/yaşlı bakım yardımı” yapılmalıdır…