Sosyal Medya öldü mü?
90’ların ortasına geldiğimizde ağzından “internet” lafı dökülene milyonlarca dolar yatırımın yapıldığı bir dönem yaşandı. Birkaç yıl sonra büyük umutlar ve sermayeler ile kurulan internet şirketleri bir bir iflas etmeye başlayınca meşhur Dot-Com Bubble dönemi yaşandı. Birkaç şirket ve yatırımcı için kabus olan 2000’li yıllardan sonra yatırımcılar ve şirketler uzunca bir süre online yatırımlara daha temkinli yaklaşır olmuştu. Ancak işin üzerinden çok zaman geçti ve online dünya tekrar ihtişamlı günlerine geri döndü.
Son birkaç yıldır çokça konuştuğumuz sosyal medya, 90’lı yıllarda internet için yaşanan heyecanlı günleri tekrar hatırlatıyor. 2014 yılı içerisinde sosyal medya reklam çalışmaları için harcanan paranın yaklaşık 5,1 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Yapılan araştırmalara göre 2018 yılına geldiğimizde ise toplam harcama 15 milyar doları geçecek. Sosyal medya üzerinde en çok kullanılan kanallar ise sırasıyla Facebook, YouTube ve Twitter.
Sosyal medyanın gündemimize oturduğu günden bu yana farklı pazarlama taktikleri kullanıldı. Aynen sosyal medyanın kendi içerisinde kopup hızla eriyen gürültülü çığlar gibi, bu pazarlama ve reklam çalışmaları da ancak birkaç gün ömre sahip oldular. Kampanya sonunda yapılan ajans sunumlarına bile etkileri yetişmedi. Birilerinin aklına gelmiş olacak ki, nihayet sosyal medya pazarlamasına ve sonuçların ilişkin somut verilere ulaşmaya başlıyoruz. Online iş dünyasının nabzını ölçen Manta.com’a göre ABD’de özellikle KOBİ segmentinde yapılan sosyal medya harcalamalarının %95’inden hiçbir verim alınamamış. Firmalara sorulan temel soru, bu kanalları kullanarak satışlarında ya da yeni müşteriler bulmada fayda sağlayıp sağlamadıkları. Görünen o ki şu ana kadar çok başarılı sonuçlar elde edilmiş değil. Facebook’un global KOBİ pazarlamasından sorumla eski başkanı olan Chris Lou’nun kendi tecrübelerini aktardığı yazısı ise bize işin iç cephesinden geniş bir bilgi veriyor. 2010 yılında Facebook’ta göreve başlayan Lou’nun anlattıklarına göre 2012 yılına gelindiğinde yapılan kampanyaların yalnızca %16’sı gerçek müşterilere ulaşabiliyormuş. Forrester tarafından yapılan araştırmaya göre ise Facebook ve Twitter üzerinde yapılan pazarlama çalışmalarında markalar müşterilerinin yalnızca %2’sine erişebiliyorlar. Ve daha da önemlisi dünyanın önde gelen markalarının milyonlarca dolara yaptırdığı reklam kampanyaları, takipçilerin yalnızca %0.07’si tarafından ilgi görüyor.
Chris Lou’ya göre markalar, SMS, e-posta pazarlaması gibi daha geleneksel yöntemlere yönelim gösterebilirler. Ben daha da ileri giderek, markaların bundan 20 yıl önce yaptıkları broşürlere ve yayınlarla beraber dağıttıkları eklere, promosyonlara daha fazla ilgi göstermeye başlayacaklarını söyleyebilirim. Sosyal Medya için sürekli bizlerin de sık sık gösterdiği, yazdığı başarı öyküleri herkesi yanılsamaya sokmuş olabilir. Artık biraz daha harcanan paraların gerçek dönüşlerini konuşmakta ve muhtemelen acı gerçeği görmekte fayda var.