Sosyal medya da vergilendirir
Ramazan BİÇER
Değerli okuyucularımız, eminim ki birçoğumuz en az bir sosyal medya hesabına sahiptir. Sosyal hayatta Facebook ve Twitter, iş dünyasında LinkedIn sosyal medyanın en sık kullanılan araçları. Çoğu zaman da bu mecralara aktif olarak katılıyoruz ve oluşturduğumuz profiller hakkımızda birçok bilgiye ulaşılmasını sağlıyor. Çoğunluk için bu tür araçlar iletişim kurmadan öteye bir anlam ifade etmiyor olabilir. Oysaki bazılarımız için hiç de öyle değil.
Sosyal hesaplarınızdan dolayı bir gün Maliye’nin kapınızı çalabileceğinizi hiç düşündünüz mü? Bunun çılgınca bir fikir olduğunu iddia edebilirsiniz. Fakat hiç de öyle değil. Bakalım nasıl oluyormuş.
Vergi idareleri de sosyal medyayı yakından takip ediyor
Kendinize ne oldu da vergi idareleri sosyal medyayı yakından takip etmeye başladı diye soruyor olabilirsiniz. Vergi idareleri de hepimiz gibi sosyal medyanın gücünü keşfetmiş durumda. Ancak tek bir fark ile o da amaçlarımızın farklılığı. Bizler sosyal medyayı dünyayı keşfetmek, insanlarla iletişim kurmak veya yeni bir şeyler paylaşmak gibi sebeplerle kullanıyorken vergi idareleri son yıllarda vergi incelemeleri kapsamında sosyal medyayı yakından takip etmeye başladı.
Sosyal medyadaki hesaplara dikkat
Başımıza gelebilecekleri daha iyi anlatabilmek adına İngiltere’de yaşanmış gerçek bir olayı sizlerle paylaşmak istiyorum. İngiliz gazeteleri, vergi idaresinin yaptığı bir vergi incelemesinde mükellefin iddialarını sosyal medya hesapları yoluyla çürüttüğünü yazdı. Haberin detaylarına bakıldığında İskoç şirket, çalışanlarının Dublin’de yaşadığını, İngiltere’deki faaliyetlerinin sınırlı olduğunu ve bundan dolayı düşük miktarlı bir vergiye tabi olması gerektiğini iddia ediyordu.
Oysaki vergi idaresi boş durmamıştı. İngiliz vergi inceleme elemanları yaptıkları araştırmada bahsi geçen şirket çalışanlarının İskoçya’da değil Londra’da yaşadıklarını sosyal medyadaki hesaplarından tespit etmişti çünkü çalışanlar açık bir şekilde yaşadıkları yer olarak Londra’yı belirtmişlerdi. Sonuç olarak mükellefin iddiaları sosyal medya yoluyla boşa çıkarıldığından şirket ciddi bir tutarda vergi ödemek zorunda kaldı. Dolayısıyla, sosyal medya da vergilendirebilir demek hiç de hayal ürünü değil.
Hangi bilgilerin paylaşılması vergi doğurabilir?
Yukarıda da bahsettik. Nerede yaşadığınızdan tutunda çalıştığınız işyeri ve görev tanımlarınıza kadar birçok bilgi başınıza bela olabilir. Hemen sosyal medyadaki -örneğin profesyonel paylaşım sitesi olan LinkedIn- hesaplarınıza bakın. Göreceksiniz ki birçoğumuz kişisel bağlantılar kurarken, bir yandan da işimiz ya da gelirimiz hakkında kayda değer bilgileri paylaşıyor. Bu bilgiler her ne kadar vergisel açıdan doğrudan bir sonuca ulaştırmasa da bazı durumlarda ispat aracı olarak kullanılmaya aday olarak görünüyorlar.
Sosyal medyadan başka bir örnek daha verelim. Sektördeki ortalamaların altında beyanda bulunan bir serbest meslek sahibini düşünelim. Sektörün incelenmesi esnasında durumu farkeden vergi müfettişi işi gereğince o kişinin faaliyetlerini araştırmaya başlayabilir. Hemen arama motorlarından birinde yapacağı araştırma ile incelenen kişinin sosyal medyadaki profilerine ulaşacaktır. Facebook’ta paylaşılan ve lüks bir jipin önünde yakın arkadaşlar ile çekilmiş fotoğraflar ya da pahalı bir oteldeki tatil fotoğrafları vergi müfettişinin şüphelerini daha da ileriye götürecek ve ciddi bir incelemeye doğru yönelebilecektir. Böylece, sosyal medyadan elde edilen bazı doneler o kişi hakkındaki incelemenin yönünü de belirleyebilecektir.
Örnekleri daha da çoğaltılabiliriz. O yüzden, sosyal medyanın dayanılmaz hafifliğine kapılıp Maliye kapınızı çalmadan, paylaştığımız bilgilerin neler ile sonuçlanabileceğini kestirebilmekte fayda var. Bu satırları okuduktan sonra işe biraz ara verip, sosyal medyanın nelere kadir olabileceğine profillerinize bakarak anlayabilirsiniz. Bakalım ne kadarhaklıyım.