Sosyal güvenlikte kritik yıl 2025
EYT düzenlemesinin kamu mali dengeleri üzerindeki “olumsuz etkileri”, emekli aylıklarının alım gücündeki düşüş gibi konular kamuoyunda tartışılırken, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığından, sosyal güvenlik sistemi açıkları ile bütçeden bu alana yapılan transferlerin önümüzdeki dönemde çığ gibi büyüyerek astronomik düzeylere ulaşacağı öngörüsü geldi.
Cumhurbaşkanlığı 2025 Yıllık Program’ında yer alan projeksiyonlarda, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) 2023 yılında 38,5 milyar TL olan açığının, bu yılın tümünde 170,5 milyar TL’ye 2025’te ise 551,8 milyar TL’ye ulaşacağı öngörüldü. Program’da, sisteme bütçeden yapılan transferlerin 2022’deki 389,9 milyar liralık düzeyinden 2023’te 875 milyara yükselen tutarının da bu yılın tümünde 1 trilyonu 534,7 milyar, 2025’te ise 2 trilyon 188 milyar liraya ulaşacağı öngörüsü yer aldı. Öngörülen seyir, SGK’nın açığında son iki yılda 13,3 kat, bütçe transferlerinde ise son üç yılda 4,6 katlık büyüme anlamına geliyor.
Sistemin açıkları ve merkezi yönetim bütçesinden yapılan transferlerdeki dramatik büyüme öngörüsünün yer aldığı Program’ın sosyal güvenlik sistemine yönelik hedef, politika ve tedbirleri ise önümüzdeki dönemde sistemde köklü değişiklik iradesini ortaya koyuyor.
Gider gelirden hızlı artıyor
Programda yer alan tahminlere göre 2024 yılının tümünde SGK’nın bütçeden transferler de dahil toplam geliri geçen yıla oranla yüzde 73,2 artarak 3 trilyon 697 milyar liraya, toplam giderleri ise yüzde 78 artışla 3 trilyon 867 milyar liraya, böylece Kurum’un açığı yüzde 342,6 büyüyerek 170,5 milyar liraya ulaşacak.
SGK’nın geçen yıl 1 trilyon 503,9 milyar lira olan prim gelirlerinin bu yılın tümünde yüzde 82,4 artışla 2 trilyon 723,2 milyar lira olacağı bekleniyor. Faturalı ödemeler ve devlet katkısı gibi bütçeden alınan transferler de dahil diğer gelirlerinin de 953,8 milyar lira olacağı öngörülüyor.
Bu yılın tümünde SGK’nın emekli aylığı ödemelerinin yüzde 89,3 artışla 2 trilyon 700,5 milyar, sağlık giderlerinin yüzde 76,8 artışla 978,2 milyar, yatırım harcamalarının 1,2 milyar, bütçeden transfer yoluyla karşılanan faturalı ödemeler ve yönetim giderleri de dahil diğer giderlerinin ise yüzde 2,5 azalarak 187,6 milyar lira olacağı öngörülüyor.
2025’te beklenen rekor açık
Projeksiyonlara göre 2025 yılında SGK’nın prim gelirleri yüzde 28,4’lük bir artışla 3 trilyon 522 milyar, bütçe transferleri dahil diğer gelirleri yüzde 22,2 artışla 1 trilyon 165,4 milyar, toplam geliri yüzde 26,8 artışla 4 trilyon 688,2 milyar lira olacak.
2025’te Kurumun aylık ödemelerinin yüzde 38 artışla 3 trilyon 726,8 milyar, sağlık giderlerinin yüzde 31,2 artışla 1 trilyon 283,4 milyar, yatırım giderlerinin 1,6 milyar, diğer giderlerinin yüzde 21,6 artışla 228,2 milyar ve toplam giderlerinin yüzde 35,5 artışla 5 trilyon 240 milyar lira olacağı öngörülüyor.
Bütçeye yükü katlanıyor
Sosyal güvenlik sisteminin bütçeye yükünde EYT düzenlemesinin de etkisiyle 2023’e damgasını vuran hızlı büyüme devam ediyor. Faturalı ödemeler, ek karşılıklar, devlet katkısı, emeklilere yapılan ek ödeme, prim teşviklerinden kaynaklanan transferler, açık finansmanı ile prim ödeme gücü olmayanların Genel Sağlık Sigortası (GSS) primleri gibi devletçe üstlenilmiş ödemeler dolayısıyla merkezi yönetim bütçesinden SGK’ya yapılan transferlerin toplam tutarının bu yılın tümünde 51,4 artışla 1 trilyon 534,7 milyar TL’ye ulaşacağı tahmin ediliyor. Devletçe üstlenilmiş söz konusu ödemeler dolayısıyla SGK’ya 2025 yılında merkezi yönetim bütçesinden yapılacak toplam transferin ise yüzde 42,6 artışla 2 trilyon 188 milyar lirayı bulacağı tahmin ediliyor.
Bütçe gelirinin beşte biri SGK’ya
Merkezi yönetim bütçesinin toplam giderlerinde 2022’den bu yana sosyal güvenlik sistemine yapılan transferlerin yanında bunun dışındaki cari transferler ve personel giderleri ile faiz ödemelerindeki artışın da etkisiyle hızlı bir büyüme yaşanıyor. Buna rağmen sosyal güvenlik transferlerinin bütçe büyüklükleri içindeki payı büyümeye devam ediyor.
2022 ve 2023 yılında faiz dışı bütçe giderlerinin yüzde 14,8’ini oluşturan söz konusu transferlerin faiz dışı harcamalar içindeki payının bu yılın tümünde yüzde 15,5’e, 2025’te yüzde 17,1’e ulaşması bekleniyor. Sosyal güvenlik transferlerinin toplam bütçe giderleri içinde 2022’de yüzde 13,2, 2023’te yüzde 13,3 olan payının bu yıl yüzde 13,7’ye, gelecek yıl yüzde 14,9’a ulaşacağı tahmin ediliyor.
Söz konusu transferlerin toplam bütçe gelirlerinden aldığı payın 2022’de yüzde 13,9 olan, 2023’te yüzde 16,8’e çıkan payının, bu yıl yüzde 16,9, 2025’te yüzde 17,1 olacağı öngörülüyor. Buna göre 2025 yılında bütçe harcamaların yaklaşık beşte birini sosyal güvenlik transferleri yutacak.
Bütçe projeksiyonlarına göre toplam giderler içindeki payı da bu dönemde yüzde 10,6’dan yüzde 13,2’ye, toplam bütçe gelirlerinden aldığı pay da yüzde 11,1’den yüzde 15,2’ye çıkacak. Faiz ile sosyal güvenlik olmak üzere iki kalemin toplam harcamalardaki payı yüzde 28,1’e, gelirlerden aldığı pay da yüzde 32,3’e ulaşacak. Başka deyişle tüm bütçe gelirlerinin yaklaşık üçte biri, faiz ve sosyal güvenliğe gidecek.
GSYH’nin yüzde 3,6'sı kadar transfer
Son üç yıldır büyüme ivmesi artan SGK açığının, 2025 yılı sonunda gayri safi yurt içi hasılanın (GSYH) yüzde 1’ine, bütçe transferlerinin payının da yüzde 4’e yaklaşacağı tahmin ediliyor.
Projeksiyonlara göre 2024 yılında SGK’nın toplam gelirlerinin GSYH’ye oranı 0,3 puan artışla yüzde 8,4’e yükselecek. Bu gelişmede, esas olarak prim gelirlerinin GSYH’ye oranının yüzde 6,2’ye yükselmesi etkili olacak.
Ancak 2023’te yüzde 8,2 olan SGK’nın toplam giderinin milli gelire oranı da 2024’te yüzde 8,7’e çıkacak. Giderlerdeki artışta, ücretli veya kendi hesabına çalışıp emekli olanların aylıklarına refah payı artışı yapılması ve asgari emekli aylıklarının artırılmasına bağlı olarak aylık ödemelerinin GSYH’ye oranının yüzde 6,1’e çıkması temel belirleyici. Bu gelişmelerle, SGK açığının GSYH’ye oranı yüzde 0,1’den yüzde 0,4’e, bütçe transferlerinin milli gelire oranı da yüzde 3,3’ten 3,5’e yükselecek.
Programda, milli gelire oran olarak 2025’te ise prim gelirlerinin yüzde 7,6’ya, diğer gelirlerinin yüzde 5,7’ye, böylece toplam gelirinin oranının yüzde 7,6’ya düşeceği bekleniyor. Kurum’un giderlerinin milli gelire oranının da yüzde 8,5’e düşmesi beklenirken, açığın oranının yüzde 0,9’a, bütçe transferlerinin oranının da yüzde 3,6’ya kadar yükseleceği öngörülüyor.
Ufukta köklü değişim mi var?
Cumhurbaşkanlığı 2025 Yıllık Program’ında yer alan sosyal güvenlik sistemine yönelik hedef, politika ve tedbirler, önümüzdeki dönemde sistemde köklü değişikliklere gidileceği yönünde somut mesaj verdi. Sosyal güvenlik kapsamı genişletilerek prim tabanını güçlendirmeye yönelik olarak bir dizi düzenlemenin hayata geçirilmesi bekleniyor.
Bu kapsamda sisteme girişlerin kolaylaştırılması için farklı meslek ve gelir gruplarına yönelik yeni uygulamalar geliştirilecek. Kolay işverenlik uygulaması, kapsamı genişletilerek yaygınlaştırılacak. Düşük gelirli esnaf, sanatkâr ve çiftçiler ile mevsimlik çalışanlara özel “mikro” sigorta programları oluşturulacak.
Sağlık giderlerine sıkı kontrol
Programda yer alan politika ve tedbirler kapsamında; ilaç ve tedavi hizmetlerinde daha etkin fiyatlandırma mekanizmaları oluşturulacak. Sağlık hizmetlerinin finansmanında değer bazlı geri ödeme yöntemlerinin kullanılması sağlanacak, ödenen ilaç ve tedavilere yönelik düzenli aralıklarla geriye dönük analizler yapılarak ödeme listelerinin etkinliği artırılacak.
Akılcı ilaç kullanımı teşvik edilerek ilaç ve tedavi harcamalarını rasyonelleştirecek tedbirler alınacak. Sağlık hizmetlerinin gereksiz ve etkin olmayan kullanımını önlemeye yönelik düzenlemeler yapılacak. Sağlık ürün ve hizmetlerinde talep kontrolü daha etkin sağlanacak. Sağlık hizmetlerinin geri ödemesinde risk analizini ve hizmet sunucularının davranışlarını dikkate alan denetim modelleri geliştirilecek.
Emeklilik yaşı yükselecek mi?
Kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik eden, hakkaniyeti ve aktüeryal dengeyi önceleyen düzenlemeler hayata geçirilerek sosyal güvenlik sisteminin mali sürdürülebilirliği güçlendirilecek. Bu kapsamda aylık bağlama sistemi kişilerin daha çok istihdamda kalmasını teşvik edecek ve mali yük getirmeyecek şekilde yeniden düzenlenecek. Bunun için dünya uygulamaları da dikkate alınarak maliyet çalışması yapılacak. Sistemin mali sürdürülebilirliği amacıyla emeklilik kriterlerinin belirlenmesinde “doğuşta beklenen yaşam süresi artışı ile uyumlu otomatik ayarlama” mekanizmalarına ilişkin çalışmalar yapılacak. Programda yer alan bu tedbir, emeklilik yaşının yükseltilmesi anlamına geliyor.