Sosyal devlet olabilmek için verginin rolü ne olmalıdır?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Avukat Dr. Ebubekir BAŞEL

Sosyal devlet; toplum içerisinde sosyal barışın ve sosyal adaletin sağlanması amacıyla ekonomik ve sosyal yaşama aktif bir biçimde müdahalesini meşru ve gerekli gören devlettir. Sosyal adaletin, sosyal refahın ve sosyal güvenliğin sağlanması sosyal devletlerin temel amaçlarıdır. Bu amaçların yerine getirilebilmesi için devlet ekonomiye sınırlı da olsa müdahale etmeli, servet dağılımındaki adaletsizlikleri ortadan kaldırmalı, ekonomik bakımdan güçsüz olan bireyleri korumaya çalışmalı, onları sosyal güvenliğe kavuşturmalı ve ekonomik kalkınmayı sağlamalıdır.

Sosyal devletin ortaya çıkmasının nedenleri; liberalizmin katı bir biçimde uygulanması sonucunda, gelir ve servet eşitsizliğinin artması, sınıf çatışmalarının yoğunlaşması ve ağır sosyo-ekonomik problemlerdir. Sosyal devlet olmak için devlet; sosyal ve ekonomik hayata müdahale ederek sınıf çatışmalarını yumuşatmalı ve ulusal bütünleşmeyi sağlamalıdır.
İşte sosyal devletin, vergi politikaları ile ilişkisinin temel noktası burasıdır. Devlet vergilendirme yetkisini kullanarak ekonomik ve sosyal hayata müdahale etmelidir. Sosyal adaletin sağlanması için vergilerin, kişi ve kurumlardan ödeme gücünü esas alarak istenmesi gerekir.

Diğer yandan vergi toplanarak sağlanan devlet geliri ve servetinin yeniden dağıtılmasında adil olunmalıdır. Bu amaçla rasyonel bir vergi politikası oluşturulmalı, mükellefler arasındaki vergi yükü dağılımının artan oranlı bir gelişme göstermesi sağlanmalı, bu yolla serbest piyasada oluşan dağılımdaki farklılıklar azaltılmalıdır.

Bu bağlamda vergilerin toplanmasında sosyal adalete uygun davranılmasının yanında, vergi gelirlerinin sosyal devlet anlayışına uygun olarak sosyo-ekonomik açıdan güçsüzleri koruyucu önlemler için harcanması gereklidir. Ancak gelişmekte olan ülkelerde bu hedefler birbirine ters düşen tedbirlerin alınmasını gerektirdiğinden çoğu kez birbirleriyle çelişir. Nitekim vergi ile kalkınma yolunu seçen ülkelerde vergi politikası ile kalkınma yönünde ayarlamalar yapılır. Ancak vergi politikası ile kalkınmanın teşviki sağlanırken gelir dağılımı sorunu ihmal edilmiş olur. İstisna ve muafiyetlerin sosyal amaçlarla kullanılmaması bunun en açık örneğini teşkil etmektedir.

Bu noktada OECD raporlarına değinmek faydalı olacaktır. OECD raporlarına göre ülkemiz gelir adaletsizliğinde Kosta Riko ve Meksika'dan sonra gelir adaletsizliğinin en yüksel olduğu 3. ülke durumunda. (https://data.oecd.org/inequality/income-inequality.htm) bu durumun düzeltilmesi için vergi politikasının yeniden gözden geçirilmesinde fayda vardır. Cinsiyet, sağlık, eğitim, vergi, inovasyon gibi konularda eşitsizlik alanında da benzer bir durumda olduğumuzu kabul etmeliyiz. Tüm bu eşitsizlik unsurları; belirtilen alanlarda vergi çeşitliliği ve vergi adaleti yoluyla giderilebilir. Sosyal devlette verginin başka bir amacı da vergi yükümlülerini belli bir davranışa yönlendirmektir. Çünkü vergiler yolu ile vatandaşlar belirli davranışların yapılması veya yapılmaması için özendirilebilir, ödüllendirilebilir veya vazgeçirilebilir.

Örneğin Gelir Vergisi Kanunu'nun “Diğer İndirimler” başlığını taşıyan 89. maddesinde sosyal amaçlı yardımlar, gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirilebilir. Bu vergi avantajı ile sosyal amaçlara yönelik olarak mükellefler yönlendirilmektedir.

Tam aksine bir örnekte ise; tütün ürünlerinin ve alkollü içkilerin, genellikle sağlık politikasıyla gerekçelendirilen aşırı vergilendirilmesi, mükelleflerinin belirli davranışlardan vazgeçirilmesi ve böylece sosyal olarak korunması amacına yöneliktir. Bu gibi düzenlemelerin daha da artırılması yerinde olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar