Sosyal ağların iki yüzü
1 hafta içerisinde ülkemizde iki büyük acı yaşandı. Önce yıllardır Türkiye'ye büyük acılar yaşatan terör belasına 24 şehit verdik. Birkaç gün sonra ise Van'da meydana gelen depremde yüzlerce insanımız yine ihmalin, vurdumduymazlığın, çarpıklığın ve telaffuz edemediğimiz daha birçok öznenin, sıfatın altında kaldılar, can verdiler. Şehitlerimize ve depremde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, geride kalan yakınlarına sabır diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun.
Tüm bu olayların hemen sonrasında başta Twitter olmak üzere sosyal ağlarda ciddi hareketlenmeler oldu. Özellikle deprem sonrasında yardım çağrıları, gerçekten de hepimizi duygulandıran, içimizi umutla dolduran destek mesajları ve depremden zarar görmüş kişilerin bulunmasına yönelik bilgilendirici mesajlar büyük fayda sağladı, halen sağlamaya devam ediyor. Ancak ne yazık ki bir kısım kişilerin de hem toplum sağlığını etkileyen anlamsız Twitter mesajları hem de benzer yardım taleplerinin sürekli tekrar edilmesi ile meydana gelen kirlilik ciddi sıkıntı yaratmaya başladı. Sosyal ağların günümüzde ne kadar güçlü oldukları defalarca ispatlandı. Arap baharını tetikleyen isyanlarda yoğun olarak kullanıldı. İngiltere'de meydana gelen isyanda, sosyal ağların yanı sıra akıllı telefonların da hem irtibatlanmada hem de örgütlenmede yoğun bir şekilde kullanıldığını gördük. Şimdi ise finans merkezleri önünde yapılan işgal eylemlerinde sosyal ağlar önemli bir rol üstleniyor.
Tüm bunlar gösteriyor ki sosyal ağlar toplumsal feryadın katlanarak yayılmasında ciddi bir araç haline gelebiliyor. Ancak kimi zaman bu feryat yanlış bir şekilde yönlendirilmiş olabilir. Ve emin olun sosyal ağlarda oluşan bir çığın, kurumunuzun veya şahsınızın üzerine düşmesi en son isteyeceğiniz şeydir. Örneğin bu haftanın başında, muhtemelen iyi niyetle başlayan ancak üslup ve uygulamada başarılı bir şekilde yönetilemeyen bir sosyal medya kampanyası Türkiye'nin önde gelen bir havayolu şirketinin ciddi anlamda itibar kaybetmesine neden oldu. Yine benzer şekilde, sanatçı, siyasetçi ve kimi kurumlar aleyhine başlatılan suçlayıcı kampanyaların şirazesinden çıktığını üzülerek görüyoruz. Filan sanatçı gösterisini iptal edeceğine yardım yapsaymış, falanca kurum yardımı neden trenle göndermiyormuş, halen yardım açıklaması yapmayan kurumların listeleri vb. mesajlar şu sıralar yoğun bir şekilde Twitter'da Trending Topic oluyor. Türkiye'de birçok kurum sosyal sorumluluk gereği zaten bu tarz felaketler olmasa bile ciddi yardımlar yapıyor. Ancak bu kurumlar ve kişiler, artık gizli yaptıkları destekleri ne yazık ki daha aleni bir şekilde yapmak zorunda kalıyorlar. Çünkü sosyal ağlarda aleyhlerine gelişebilecek herhangi bir kıvılcımdan ciddi anlamda çekinir hale geldiler.
Sosyal ağların birçok kurum tarafından başarılı bir pazarlama aracı olarak kullanıldığını daha önceden birçok kez yazmıştık. Aynı araç kendi inisiyatifiniz dışında gelişecek aksi bir durum sebebiyle kurumunuz için ciddi bir tehdit haline gelebilir.