Sorular
UZMAN GÖRÜŞÜ / Murat Berk-Yapı Kredi Yatırım
2009 sonlarında 2010 yılı için görüşlerimizi aktardığımız yazımızda ortaya çıkabilecek;
1) Aktif sınıfları ve bu sınıfların kendileri arasındaki ayrışmanın artmasından,
2) Bazı ülkelerin borç sürdürülebilirliğine yönelik endişelerin tekrar artmasının, 2010'un yatırım temalarından biri haline gelebileceği ile piyasaların zaman zaman bazı ülkelerin mali sıkılaşmasını ve bunun ekonomik ve sosyal maliyetine katlanıp katlanamayacaklarını test etmesinin söz konusu olabileceğinden, (Bu bağlamda ülke CDS performanslarının takibi daha fazla önem kazanabilmesinden)
3) Son yıllarda her döngünün kendi köpüğünü (örneğin 1998-2000 arası Nasdaq, 2003-2006 arası bazı ülkelerin emlak piyasaları) yarattığı örneğinden hareketle bu döngünün köpüğü olacak mı, olursa hangi aktif olabilir sorusu ön plana çıkabilmesi ile tarihe ve içinde bulunduğumuz konjonktüre bakıldığında altın zaman içinde bir sonraki köpük haline gelebileceği, temalarından bahsetmiştik…
Yılbaşından bu yana gerçekleşen gelişmelere baktığımızda ise genel itibariyle bu üç temanın da geçerli olduğu değerlendirmesinde bulunabiliriz.
Avrupa Birliği'nin, Euro bölgesi için açıkladığı destek paketi ile beraber Avrupa Merkez Bankası'nın da ülke tahvillerini satın alma kararını vermesi piyasalara kısa vadede bir rahatlama getirdi. Bunun yanında bazı ülkelerde kötüleşen kamu borcu dinamiklerinin nasıl daha olumlu bir hale kavuşturulabileceğine ilişkin belirsizlikler kısa süreli rahatlama sonrası tekrar ortaya çıktı.
Açıkladığı destek paketi ve Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) ülke tahvillerini satın alma kararı hem bu ülkelere zaman kazandırmış oldu hem de borcun yeniden yapılandırması gibi daha dramatik sonuçların doğma ihtimalini en azından kısa vadede ortadan kaldırdı.
Bizce oldukça önemli bir gelişme. Zira sorunlu diye görülen ülkelerin devlet tahvilleri
Avrupa'daki bir çok bankanın bilançosunda, Libor ve Libor ile OIS (overnight index swap) arasındaki fark seviye çok yüksek değil. Buna rağmen önceki aylara göre artmış olması
Avrupa para piyasalarında bir güven sorunu olduğunu düşündürüyor.
Böyle bir ortamda da AB ve ECB'nin aldığı tedbirlere ilave olarak FED'in AB'nin yardım paketine swap yolu ile ECB'ye kredi vermeyi kabul etti. Böylece ECB'nin de Avrupa'da
ihtiyacı olan bankalara ABD Doları cinsi kredi verebilecek olmasının önemli olduğunu söyleyebiliriz.