Soru: Haziran mı eylül mü?
Cevap: acaba bir şey fark eder mi? Gerçekten de Fed’in Haziran ayında veya piyasanın daha yüksek ihtimal verdiği Eylül ayında faiz arttırması çok fazla şey fark ettirmez. Elbette finansal piyasalarda oynaklık ve fiyatlamalar Haziran seçeneğinde daha sert tepkiler verecektir. Ancak aradaki 2 aylık süre herhangi bir ülkenin veya şirketin yeni stratejiler üretmesine veya zayıf yanlarını tedavi etmesine yetecek kadar uzun bir süre değil. Şayet Tapering yani varlık alımlarının azaltılması döneminde önlem almaya başlamadınız ise zaten geç kaldınız demektir. Varlık alımlarının sona ermesi her ne kadar FED’in iddiasına göre faiz artışına doğru bir adım olmasa da işin doğası gereği bir sonraki adımın bu olduğunu herkes biliyor. Şayet faiz artışı bu yıl değil de 2016 yılında yapılabilir görüşünde isek durum biraz daha değişiyor. Bu piyasaların hazırlanması için biraz daha fazla zaman demek. Ancak kişisel görüşüm faiz artışının 2016 yılında “sona ereceği” yönünde. Zira ABD ekonomisi Mart 2009’da başladığı büyüme döngüsünü zaten altı yıldır sürdürüyor. Bu büyüklükte bir ekonomi şayet yeni bir teknoloji veya verimlilik dalgası yakalamadı ise normal koşullarda zaten bir iki sene içinde resesyona girmeli. Bu nedenle 2016 yılının FED faizlerinde artış değil artışın sona erdiği yıl olmasını daha makul görüyorum. Yine de Haziran mı yoksa Eylül mü sorusuna bir cevap arayalım. Hazirana ayında artış olması haftaya açıklanacak istihdam verilerinde ücretlerin minimum yüzde 0.3 veya üstünde artmasına bağlı. Bu olursa Mart toplantısında FED sabırlı kelimesini açıklamasından çıkartacaktır. Ücretlerin seyri neden bu kadar önemli? Önemli zira FED petrol fiyatları ile gerileyen enflasyonda yukarı yönlü bir beklenti ve hareket yaratabilecek bir gelişme istiyor. Petrol fiyatlarında büyük bir yükseliş zor, doların değer kaybı ile enflasyon da ithal edilmeyeceğine göre tüketim ve ücret üzerinden enflasyon yaratılması gerekiyor. Şayet veri zayıf bir ücret artışına işaret ederse Haziran ayı gündemden kalkacaktır. Wal Mart gibi vasıfsız işçi çalıştıran ve gerçekten çok düşük ücretlerle çalıştıran bir kurumun bile Nisan ayından itibaren zam yapmış olduğunu açıklaması bana ücret baskısının ülke genelinde geri geldiğini düşündürüyor. Eylül ayını savunmak ise nispeten daha kolay. Gerçekten de Tüfe ve FED’in tercih ettiği enflasyon göstergesi PCE son derece zayıf bir seyir içinde. Şayet FED arttırması gerekirken hareketsiz kalma hatasını yaparsa ileride bunu telafi etmek çok daha kolay olacaktır. Şayet FED’in yavaşlığı nedeni ile enflasyon hızlanırsa yüzde 0.25 puan değil yüzde 0.50 puan artış yaparak önlem alınabilir. Oysa FED erken faiz arttırıyorsa ve ekonomi yeniden resesyona girerse faiz artışını geri almak fazla bir şey ifade etmeyecektir. Bu görüşü de belli oranda haklı görsem de ben ücret artışı ön koşulu ile Haziran aynında bir hareket bekliyorum. Ve bu beklentimin ardından enflasyon korkusu değil sadece cari para politikası ile büyüme ve işsizlik realitelerinin uyumsuz olması yatıyor.