“Sonsuz Çikolata” için sürdürülebilirlik standardı
Barry Callebaut EMEA Başkanı Massimo Garavaglia, “Forever Chocolate (Sonsuz Çikolata) olarak adlandırdığımız Sürdürülebilirlik Programımız ile gelecekteki kakao tedariğini güvence altına almayı hedefliyoruz. Sürdürülebilir çikolatayı, 2025’e kadar bir standart haline getirmekte kararlıyız” diyor.
Belçika kökenli “Callebaut” ile Fransız “Cacao Barry” şirketlerinin 1996 yılında birleşmesi ile kurulan İsviçre merkezli Barry Callebaut Group, dünyanın en büyük çikolata ve kakao ürünleri üreticilerinden biri. Dünyada tüketilen her dört çikolatadan biri Barry Callebaut çikolatası veya kakaosu ile üretiliyor.
30’dan fazla ülkede 60 fabrikası ile 2 milyon ton üretim yapan Barry Callebaut, “Forever Chocolate” vizyonu ile sürdürülebilir çikolata üretimini bir norm haline getirmek için çalışıyor. Grubun 2025 hedefleri; doğaya saygılı ve karbon pozitif üretim, sıfır çocuk işçilik, 500 binden fazla kakao üreticisinin refahının yükseltilmesi, yüzde 100 sürdürülebilir kaynaklar ile üretim olarak sıralanıyor. Çünkü Grup, ancak bu sayede doğanın mutluluk kaynağı olan bu tatlı hediyesini sonsuza dek taşımanın mümkün olacağına inanıyor.
Çikolata dünyasında heyecan verici bir yenilik olarak nitelendirilen 4. tür çikolata Ruby’nin keşfi de Barry Callebaut’a ait.
Çikolata dünyasında bitter, sütlü ve beyaz çikolatadan sonra, 80 yılın ardından yepyeni bir tür olarak eklenen “Ruby”, Barry Callebaut’un global 28 AR-GE merkezi ile Jacobs Üniversitesi iş birliğinde 13 yıl süren çalışmalar sonucu keşfedilmiş.
Barry Callebaut, dünyadaki 52. fabrikasını 2013 yılında Eskişehir’de kurdu ve hem Eskişehir fabrikasını hem de Türkiye’deki yatırımlarını büyütmeyi planlıyor.
Barry Callebaut EMEA Başkanı Massimo Garavaglia’ya sürdürülebilir çikolata üretiminin sırlarının yanı sıra, 4. tür çikolatanın geleceğini ve Türkiye planlarını sorduk. İşte yanıtları;
Hedef sürdürülebilir çikolatayı, 2025’e kadar standart hale getirmek
“Forever Chocolate (Sonsuz Çikolata) olarak adlandırdığımız Sürdürülebilirlik Programımız ile gelecekteki kakao tedariğini güvence altına almak ve çiftçilerin geçim seviyesini iyileştirmeye yardımcı olmak amacıyla sürdürülebilir çikolatayı, 2025 yılına kadar bir standart haline getirmekte kararlıyız. Bu kapsamda kakao çiftçilerinin gelir seviyesini yükseltmeyi, karbon salımını minimuma indirmeyi ve ormansızlaşmaya karşı mücadele etmeyi, tüm ürünlerimizde yüzde 100 sürdürülebilir içerik maddesi kullanmayı hedefliyoruz. Şu anda, kullandığımız kakao çekirdeklerinin yüzde 44’ünü ve çikolata bileşenlerinin yüzde 44’ünü sürdürülebilirlik programlarımızdan tedarik ediyoruz. Bunun yanı sıra çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve çalışma şartlarının iyileştirilmesine yönelik oluşturduğumuz sürdürülebilirlik programımıza 200 bini aşkın kakao çiftçisi dahil oldu. 59 fabrikamızın 14’ü, yenilenebilir enerji ile çalışıyor.”
Sektörde geleceği inşa etmeyi hedefliyoruz “Ar-Ge ve ürün geliştirmeye büyük önem veriyoruz. Satış gelirimizin yüzde 40'a yakını yeni ürün geliştirmekten ve inovasyondan geliyor. İnovasyon geliştirmek üç temel noktaya dayanıyor. Birincisi, trendlere öncülük etmek. Ürün geliştirme ve inovasyon programlarımız, küresel müşteri eğilimlerine yönelik araştırmalarımızı temel alıyor. Örneğin son dönemde şeker azaltımına, vegan beslenmeye ve probiyotiklere eğilimlerin arttığını gözlemliyoruz. İkinci unsur kalite. Kaliteli bileşenlere dayanan yeni deneyimler oluşturmak istiyoruz. Üçüncü unsur ise, 80 yıldır çikolata sektöründe en büyük yenilikleri yaptığımız gibi geleceği de inşa etmek.”
“Türkiye’de hem fabrika hem de Çikolata Akademisi kurduk”
“Türkiye pazarı gerçekten çok ilginç bir pazar; tahmini büyüklüğü yaklaşık 450 bin ton olan pazarın yüzde 50’sini çikolata oluşturuyor. Bu nedenle, bizim gibi bir şirket için burada iş yapmak gerçek bir fırsat anlamına geliyor. Pazarlarımıza yakınlık da bizim için çok önemli; dolayısıyla Türkiye’deki ilk çikolata üretim tesisini 2013 yılında 30 çalışanla Eskişehir’de kurduk. Yatırım değeri 2013 yılına göre 35 milyon TL olan fabrika, EEMEA bölgesinin ikinci fabrikası konumunda. Gelen talepler doğrultusunda fabrikanın kapasitesini artırmayı değerlendiriyoruz.
Bunun yanı sıra yine 2013 yılında Türkiye’de Çikolata Akademisi açma kararı aldık. Şu an dünyada 21 çikolata akademimizden birisi olan Chocolate Academy İstanbul bizim Türkiye’ye olan inancımızın bir göstergesi biteliğinde; çünkü Türkiye’de büyük potansiyel görüyoruz. Chocolate Academy İstanbul çalışanlarımız ve müşterilerimizin geleceğin çikolata buluşları için birlikte çalışabileceği, son teknoloji ve en yeni nesil ekipmanlarla donatılmış akademi olmasının yanı sıra son tüketici ile buluştuğumuz ve eğitimler verdiğimiz bir platform.”
Çikolata 4.0: Ruby
“Dördüncü tür olarak anılan Ruby, geçtiğimiz 80 yılı değiştirerek, çikolata sektöründe en büyük yenilik olarak kabul ediliyor. Bitter, sütlü ve beyaz çikolata sonrasında 4. tür olarak tanımlanan Ruby, aslında kakao çekirdeğinden üretiliyor. Karakteristik pembe rengini almak için akla ilk çilek, ahududu gibi meyve özleriyle harmanlandığı gelebilir. Ancak bu “Ruby”nin herhangi katkı maddesi almadan kakao çekirdeklerinin pigmentlerinden kaynaklanan doğal bir renk. Zaten “dördüncü tür çikolata” denmesinin asıl sebebi de bu, yani içinde hiçbir katkı maddesi bulunmaması. Bilinçli olarak üzerinde çalışılmaya başlanmadan önce her keşif gibi içinde biraz tesadüf unsuru barındırıyor. Kakao uzmanlarımızdan biri, kakao çekirdeklerinde doğal olarak bulunan ve alışılmadık bir kırmızımsı pembe renk ile meyvemsi bir tat sağlayan bu eşsiz bileşenleri keşfetti. Bu keşfi n ardından yoğun Ar-Ge çalışmalarımız başladı. Almanya, Bremen’deki Jacobs Üniversitesi ile doğrudan iş birliğimiz ile yaklaşık 13 yıl süren Ar-Ge çalışmalarıyla geçen süreç yeni bir çikolata buluşu ile sonuçlandı. Şu anda, dünya çapında 40 pazarda bulunan Ruby’nin dondurmada kullanıldığı ilk pazar ise Türkiye oldu."