Son veriler ve dengelenme olasılığı
Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan son verilerin tümü, bu yılın üçüncü çeyreğinde ekonomimizin daralma eğilimine girdiğine işaret ediyor. Eylül ayı verileri ise bu olumsuzluğun güçlenmekte olduğunu teyit ediyor. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış veriler, bir ay öncesine göre eylül ayı Sanayi Üretim ve Perakende Satış rakamları seri bir şekilde gerilemiş; ivme kaybı sırası ile yüzde 2,7 ve yüzde 4,6 oranlarında gerçekleşmiş. Zorunlu ihtiyaç kapsamına girmeyen ürünlerdeki gerileme, ortalamanın üzerinde olmuş.
Başta eylül ayı olmak üzere üçüncü çeyrek dönemin eğilimleri ile dördüncü çeyrek dönemin ilk yarısınınkiler arasında ciddi farklar olduğunu dikkate alarak, bir çeşit dengelenmenin söz konusu olup olmadığını sorgulamamız gerekiyor.
Üçüncü çeyrek dönemin sonlarındaki ekonomik ve finansal eğilimler belirgin bir şekilde çok olumsuzdu. Kredi mekanizması çalışmıyordu ve borç alacak zincirindeki kırılmalar tehlikeli bir şekilde genişliyordu. Döviz kuru ve faizler yüksek düzeylerini koruyordu, kaynak sıkıntısı daha önce pek görülmemiş seviyelere sıçramıştı ve ekonomideki bozulmayı hızlandırıyordu. İşsizlik ve enflasyon seri bir şekilde yükselirken, ekonomideki daralma sinyalleri güçlenmişti. Üretim ve satış verileri gerileme eğilimine girerek içine düştüğümüz kısır döngüyü besliyordu. Bu eğilimleri kırmak için yapılan çok yönlü müdahaleler yetersiz kalmıştı.
Finansal eğilimlerin yönü değişti
Bugün itibarı ile hemen yukarıda özetlemeye çalıştığımız eğilimlerin, yoğunlaşmış ve kısa vadeli adrese teslim müdahaleler nedeniyle büyük ölçüde farklılaştığını gözlemliyoruz. Belirsizlik azalmadı, fakat finansal eğilimlerin yönü değişti; döviz kuru ve faizler, iki ay öncesine göre hatırı sayılı ölçüde geriledi. Kredi mekanizması hala çalışmıyor, borç-alacak zincirindeki sorunlar ortadan kalkmadı ve özel sektör çalışanlarının önemli bir kısmı aylıklarını düzenli olarak zamanında alamıyor. Enflasyondaki artış şimdilik duraklamış görünüyor, mevsimlik faktörler nedeniyle muhtemelen işsizlik artmaya devam ediyor. Yılsonuna kadar geçerli olacağı açıklanan vergi indirimleri ise, ekonomideki daralma eğilimini duraklatmış olabilir. Yapay da olsa bir çeşit dengelenmeden bahsedilebilir; ancak bunun kalıcı olma olasılığı pek yüksek görünmüyor.
Adrese teslim müdahaleler YEP'in yapısıyla uyuşmuyor
Gelecek açısından olumlu düşünmeyi zorlaştıran faktörler, ne yazık ki önemini koruyor. Öncelikle adrese teslim ve kısa vadeli müdahaleler, açıklanan Yeni Ekonomi Programının yapısı ile uyuşmuyor; kısa vadede rahatlama yaratan zorlamalar sorunları ağırlaştırıyor ve zaten az olan programın başarı şansını iyice azaltıyor. Ayrıca, kademeli olarak olumsuzlaşan küresel koşullar nedeniyle, kırılgan olarak bilinen ekonomimizin net dış borç ödeyicisi durumunda olmaya devam etmesi olasılığı ciddiyetini koruyor. Bu iki konu kalıcı bir dengelenme olasılığını yok denecek kadar düşük düzeylere çekiyor ve üçüncü çeyrektekine benzer yıkıcı dalgalanmalar yaşanması ihtimalini gündemde tutmayı sürdürüyor.
Ekonomi Yönetiminin dengelenme söylemleri, öncelikle yeterli düzeyde net yabancı kaynak girişi olacağını ve kredi mekanizmasının yeniden çalışır hale geleceğini varsayıyor. Gerek küresel eğilimler ve gerek ise içerideki kırılganlık yaratan ağırlaşmış ekonomik sorunlar nedeniyle bu varsayımın pek gerçekçi olmadığını düşünüyoruz. Mesela 2019 yılı ücret artışlarına ilişkin tartışmalar ve öne sürülen gerekçeler bile, iyimserlik zorlamalarının temelsiz olduğuna işaret ediyor!
2019 büyüme tahmininin eksi %2.0'ye gerilemesi ciddiye alınmalı
Küresel büyüme tahminlerinin seri bir şekilde aşağı çekildiği bir dönemden geçiyoruz; bu değişikliğin doğal sonucu, riskten kaçınma eğiliminin güçlenmesi ve özellikle kırılgan olarak bilinen gelişen ekonomilerde ciddi sıkıntılar yaşanması olasılığının artmasıdır. Uluslararası kredi derecelendirme kurumlarının, ekonomimize ilişkin 2019 büyüme tahminlerini eksi yüzde 2,0 seviyesine geriletmesi ciddiye alınması gereken bir durumdur. Yerel seçimler nedeniyle, iyimserlik sınırlarını zorlamak pahasına gerçekleri dışlamanın bedeli çok ağır olabilir!