Son terör saldırısının düşündürdüğü önlemler...
Terörün ülkemizde IŞİD ve PKK eylemleriyle son dönem tırmanmasının Suriye coğrafyasından kaynaklandığı uzmanlarca ortaya konuluyor. Yeni açıklamalar da yeni ve etkin önlemler alınamazsa ülkemize dönük terör eylemlerinin süreceği yolunda yorumlara neden oluyor. Bunlardan sonuncusu Amerikan Büyükelçisi John Bass’ın uyarı taşıyan, “IŞİD Suriye ve Irak’ta sıkışıp kayba uğradıkça Türkiye’de daha aktif olacaktır” açıklaması...
Atatürk Havalimanı saldırısıyla ilgili dün öğle saatlerindeki açıklamada 41 kişinin öldüğü, 239 kişinin yaralandığı bilgisi yer aldı. Bu yılbaşından bu yana İstanbul’da meydana gelen farklı özellikli 5 büyük terör eyleminde ölü sayısı 197’ye, yaralı sayısı 1020’ye yükselmiş oldu. Terör uzmanları, son eylemi nitelerlerken, “IŞİD eylemleri bugüne kadar tek alanlı, tek zamanlı ve tek boyutluydu. Son eylemde çok alanlı, çok zamanlı, çok boyutlu hal aldığını ortaya koyuyor. Bundan önceki eylemleri bir canlı bomba gerçekleştiriyordu. Son eylem Brüksel’dekine benzer şekilde üç canlı bomba tartfından gerçekleşti. Eylemciler kendilerini patlatmadan önce, klaşnikofl arla ateş açıp dehşet saçmanın ardından, üzerlerindeki bombaları patlatarak ölüm ve yaralamalara yol açtılar. Eylem yapısı öncekilerinden önemli farklılık taşıdı” değerlendirmesini yapıyorlar.
Terör uzmanları sorunun çözümünde ülke içerisindeki istihbarat ve önlemlerle bir yere kadar etkili olunabileceğini, ama bunun yeterli olmayacağını, uluslararası çok yönlü istihbarat için bilgi alışverişine ihtiyaç olduğunu, son terör olaylarının bunu ortaya koyduğunu belirtiyorlar.. Suriye coğrafyasıyla ilgili uluslararası istihbarat örgütleriyle işbirliğine girmenin ve bilgi alışverişinin zorunlu olduğunun altını çiziyorlar. Son günlerde İsrail ve Rusya ilişkilerinin normalleşmesi bu açıdan Rusya ve İsrail’le IŞİD ve Suriye konusunda istihbarat alışverişinin artmasının sınır ötesi istihbarat açısından olumlu gelişmelere imkan verecektir. Buna Amerika ve İngilizlerle istihbarat alışverişinin de eklenmesiyle IŞİD ve Suriye konusunda yurt dışı istihbarat zaafımızı en az seviyeye indirebilecektir.
Ama asıl çözüm Suriye’nin IŞİD’in alan bulduğu terör üreten bir coğrafya olmasına karşın, bütün ülkelerin, “amasız ayrımsız” IŞİD’le mücadele konusunda “işbirliği” yapmaları ile gündeme gelecektir. Bugüne kadar bütün ülkelerin bölgede IŞİD’le mücadele konusuna “kendi pencerelerinden” bakmalarının, “farklı değerlerdirmelere” yol açtığı için, mücadelede “uluslararası odaklanma”- yeterince gündeme gelmedi/ gelemedi.
Bunun sonucunda IŞİD’in alan genişletmesi, finansal imkan yaratması, dünyanın farklı ülkelerinden terörist devşirmesine imkan verildi. Sonuçta bu konunun en büyük zarar verdiği ülke sınırdaşı olan ülkemiz oldu. Terörün lanetlenmesi konusunda her eylem sonrası uluslararası dayanışma demeçleri verilmesine karşın, gerekli işbirlikleri, ortam mücadele eylemleri, istihbarat alışverişleri gündeme gelip süreklilik taşımadı.
Rusya ve İsrail ilişkilerimizin normalleştiği bu dönemde bu ülkeler, Amerika ve AB ülkelerini IŞİD’le mücadele konusunda ortaklık için ülkemiz tarafından uluslararası bir toplantı çağrısıyla görüş alışverişinde bulunulması istenebilir. Bu buluşmada “IŞİD’in sonlandırılması için”ortak eylem planı çağrısını da dile getirebiliriz. Buna bizim olduğu kadar bütün dünyanın ihtiyacı var...