Son piyasa gelişmeleri ABD ekonomisi: Fed ve faiz beklentileri
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirimi beklentilerinin 2025’de nasıl bir patika izleyeceği önümüzdeki hafta biraz daha netleşecek bu da küresel sermaye piyasaları üzerinde geniş çaplı etkiler yaratabileceğini daha rahat öngörebileceğiz.
Öte yandan İşsizlik oranındaki artış (%4.2) ve hanehalkı istihdamındaki düşüş, ABD ekonomisinde işgücü piyasasındaki kırılganlıkları ortaya koyarken, piyasa Fed’den daha agresif faiz indirimlerinin önünü açacak mı sorusunun da cevabını önümüzdeki hafta alacağız. Bu beklenti, küresel likidite koşullarını ve risk iştahınının nasıl şekilleneceğini de belirleyecek.
-Faiz indirimi beklentileri: Piyasa, Fed’in Aralık ayında 20.8 baz puanlık bir faiz indirimi yapacağını ve bu indirimlerin 2025’te Trump sonrası nasıl bir seyir izleyeceği merak konusu. ABD’den çıkacak daha düşük faizli politika sinyalleri, gelişen piyasalara sermaye akışını destekleyebilir.
-Hanehalkı anketi ve işsizlik: İş gücü piyasasındaki zayıflıklar, ABD ekonomisinin yavaşladığı algısını güçlendirerek küresel büyüme beklentilerini aşağı çekebilir. Ancak bu durum, Fed’in gevşeme politikalarının gelişen piyasalara pozitif etkisini artırabilir.
Piyasa dinamikleri: Tahvil ve döviz piyasaları
Son istihdam verilerinin ardından piyasalarda farklı dinamikler ortaya çıktı. ABD tahvil piyasasında getiriler gerilerken, gelişen piyasalara yönelik sermaye akışının artması bekleniyor.
-SOFR vadeli işlemleri ve getiri eğrisi: ABD kısa vadeli faiz oranlarının gerilemesi, tahvil piyasasında bir rahatlama yaratırken, getiri eğrisindeki dikleşme uzun vadeli güveni artırıyor. Bu eğilim, Türkiye gibi gelişmekte olan piyasalara sermaye girişini destekleyebilir.
-Döviz piyasaları: ABD dolarındaki zayıflama, Türk Lirası gibi gelişen piyasa para birimlerine bir miktar destek sağlayabilir. Ancak, TL’nin yapısal zayıflıkları nedeniyle bu etkinin sınırlı olması beklenebilir. Japon yenindeki güçlenme ve euro’daki toparlanma ise küresel döviz dengelerini etkiliyor. Bu da DXY’ın 106 üstünde kalıcılığını sorgulatacaktır.
Hisse piyasaları ve risk varlıkları
ABD ve küresel piyasalardaki faiz indirimi beklentileri, hisse piyasalarını destekliyor. Bu durum Türkiye sermaye piyasalarını da orta vadede olumlu etkileyebilir.
-Büyüme hisselerinin gücü: ABD’de teknoloji hisselerine olan talep, küresel risk iştahını artırırken, Türkiye Borsa İstanbul’da teknoloji ve ihracat odaklı şirketlere olan ilgiyi artırabilir. Burada TCMB faiz indiriminin seyrine bağlı olarak TL’nin 2025’de göstereceği performans daha belirleyici olacak.
-Değer hisselerindeki gerileme: Türkiye’deki değer hisseleri, oluşacak düşük faiz ortamı bu hisselere uzun vadeli alım fırsatları yaratabilir.
Küresel dinamikler: Avrupa ve Asya
Avrupa ve Asya’daki gelişmeler, Türkiye sermaye piyasaları üzerinde dolaylı etkiler yaratabilir.
-Avrupa: ECB’nin faiz indirimi beklentisi, euro bölgesindeki düşük faizli likidite koşullarını artırabilir. Bu durum, Türkiye’ye olan sermaye akışını destekleyebilir. Ancak, Avrupa’nın büyüme görünümündeki kötüleşme, Türkiye’nin ana ticaret partnerleri üzerinden ihracatını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle ECB kararları oldukça önemli olacak
-Asya: Çin’in teşvik politikaları ve Japon yenindeki güçlenme, Türkiye’nin dış ticaret ve sermaye akışı üzerindeki etkileri sınırlı kalabilir. Ancak küresel risk iştahının artması, dolaylı olarak Türkiye’yi desteklemesi beklenebilir.
Türkiye sermaye piyasalarına olası etkiler
-Tahvil piyasası: Fed’in faiz indirimi ve ABD tahvil getirilerindeki gerileme, Türkiye’nin dolar cinsinden borçlanma maliyetlerini düşürebilir. Zaten son dönemde CDS’in 250 puan altına inmesinin arkasında yatan nedenlerden. Bu durum, özellikle Hazine Eurobond piyasalarında olumlu bir etki yaratabilir
-Borsa İstanbul: Küresel risk iştahının artması, yabancı yatırımcıların Türkiye hisse senedi piyasalarına olan ilgisini artırabilir. Özellikle düşük faiz ortamın oluşması halinde yüksek getiri arayışı, Borsa İstanbul’da pozitif fiyatlamaları desteklemeye bir ortam yaratacaktır.
-Döviz ve TL: ABD dolarındaki zayıflık, TL üzerindeki baskıyı hafifletebilir. Ancak, Türkiye’nin yüksek dış borç seviyesi ve makroekonomik dengesizlikleri ve politika faizi indirim hızı TL’nin 2025’de güçlü kalmasını sınırlandırabilir.
-Yatırımcı güveni: Küresel likidite koşullarının iyileşmesi, Türkiye’ye olan yatırımcı güvenini artırabilir. Ancak, içerideki dezenflasyon sürecinin ne kadar başarılı olacağı bu güvenin artışında etkili olacaktır.
Sonuç
Fed’in faiz indirimi beklentileri, küresel sermaye akışlarını ve Türkiye piyasalarını olumlu etkileyebilir. Ancak, Türkiye’nin yüksek enflasyon, TL’deki zayıflık ve dış borç gibi yapısal sorunları, bu olumlu etkinin sınırlı kalmasına neden olabilir.
Özellikle piyasa oyuncularının beklediği Borsa İstanbul’da açığa satış yasağının kalması, Bankacılık ve Sigorta sektörlerinde 2025’yılında enflasyon muhasebesi muhafiyetinin tekrar getirilmesi haberleri ağustos ayından beri negative ayrışan Borsa İstanbul Bist100 endeksinin önümüzdeki aylarda topatlamasında önemli rol üstlenmesini getirebilir. Türkiye sermaye piyasaları, düşük faiz ortamının getirdiği fırsatları değerlendirerek büyüme sağlayabilir, ancak bu süreçte makroekonomik istikrarın korunması buna bağlı not artışları ve CDS’de yaşanacak düşüşler piyasaların performansını belirleyecektir.