Son gelişmeler sonrasında alman yatırımcı gözünden Türkiye ekonomisi ve hukuk iklimi
Pazar günü, Almanya’nın önde gelen gazetelerinin web sayfalarında Türkiye ile ilgili haberler öne çıktı. Tagesspiegel, “Türkiye olağanüstü hal durumunda, Erdoğan’a karşı büyük direniş” manşetini attı. Alt başlıklarda ise, “Mahkeme önce cezaevine gönderme kararı verdi”, “Ne hakkımız, ne eğitimimiz ne de geleceğimiz var” ve “İstanbul Belediye Başkanı görevden alındı” ibareleri kullanıldı.
Tageszeitung,“Türkiye’de protesto hareketleri - Herkes İmamoğlu’nun arkasında” manşetiyle çıktı. Frankfurter Allgemeine, “Türkiye’de huzursuzluk” başlığını tercih etti ve alt başlıklarda şunlara yer verdi: “Suçlular serbest, masumlar hapiste”, “Erdoğan’ın en tehlikeli rakibi”, “Cumhurbaşkanı’na karşı tek başına”. Die Welt günün manşetlerinde “İmamoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırıldı” başlığını kullandı. Süddeutsche Zeitung “Erdoğan’ın rakibi İmamoğlu, belediye başkanlığı görevinden uzaklaştırıldı” ve Der Spiegel “İstanbul Belediye Başkanı görevinden alındı” başlıklarını attılar.
Ayrıca, Almanca Wikipedia’da “İmamoğlu’nun gözaltına alınması” başlığı açılarak, ekonomi dahil pekçok gelişme aktarıldı.
Ekonomik gidişat
Alman Basını’ndaki genel hava, tabi Alman yatırımcının da görüşlerini etkiliyor. Ancak, gözler ekonomik gidişatta ve buradaki gelişmeler tedirginlik yaratıyor.
Pek çok yatırımcı elindeki Türk varlıklarını azaltma yoluna gitti. BIST 30’da endeks üç gün içinde %18’den fazla değer kaybetti. Düşüşlerden önce hisselerin toplam piyasa değeri yaklaşık 417 milyar Avro iken, bu değerden yaklaşık 75 milyar Avro silindi. Tahviller de satışlardan nasibini aldı. Buna karşılık, on yıllık devlet tahvillerinin getirisi %33,38’e yükseltildi. Bir karşılaştırma olması bakımından, Almanya’da on yıllık devlet tahvillerinin getirisinin %2,76 olduğunu belirtelim.
Bir çok yatırımcı dövize yöneldi. Türk Lirası, 18 Mart’tan 20 Mart’a kadar ABD Doları karşısında yaklaşık %3,27 oranında değer kaybetti. Basında yer alan haberlere göre, Merkez Bankası döviz fiyatlarındaki artışı engellemek üzere üç gün içinde 26 milyar ABD Doları sattı. JPMorgan, Türkiye’nin yıl sonu enflasyon tahminini %27,2’den %29,5’e, Mart ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) aylık artış beklentisini ise %2,3’ten %3,2’ye yükseltti.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak için gereken her şeyin yapılacağını ve Hükümet’in ekonomik programı kararlılıkla sürdüreceğini açıkladı. Buna karşılık, Türkiye’ye iş ya da turistik amaçlı gelmeyi planlamış olanlar, gelip gelmeme konusunda kararsız. Bazıları, doğal bir refleks olarak ortamın güvenli olup olmadığını anlamak istiyor. Bazıları ise, örneğin Berlin Belediye Başkanı Kai Wegner’de olduğu gibi, İmamoğlu’nun tutuklanmasına tepki olarak Türkiye’ye gelmek istemiyor. Bu durumun turizm sezonunun başlamasına denk gelmesi, sektör tarafından kuşkusuz yakından takip ediliyor. Nisan ayındaki Paskalya tatili belli bir veri sunacak.
Hukuk iklimi
Menfaatlere dayalı devletler arası ilişkiler, yatırımcıların bir ülkede yatırım kararı alıp almamasında sınırlı bir rol oynar. Risk almaya değer olağanüstü karlar görmediği sürece pek çok yatırımcı, bulunacağı ülkedeki hukuk sistemini ve özellikle hukuki güvenliğin ne ölçüde bulunduğunu dikkate alır. Türkiye’deki hukuk sistemi hakkındaki algı, yıllar içinde büyük değişiklik gösterdi. 1990’larda ne tür kurallar olduğu pek bilinmezken, 2000’lerde batılı ülkelerin hukuk sistemlerine yakın bir sistem olduğu anlaşıldı.
Ancak bu sefer de uygulama mercek altına alındı; kağıt üstündeki hukuk ile uygulanan hukuk arasındaki fark sorgulanır oldu. Bu sorgulama giderek, ne zaman nasıl uygulanacağı belli olmayan hukuk şüphesine dönüştü. Türkiye’de yatırımı olanlar ya da yatırım yapmak isteyenler, bunu ne kadar yönetebilir olduklarını anlamaya çalıştılar. Türkiye’de 19 Mart’tan itibaren yaşananlar konusunda Almanya’da hukukun siyasallaştırıldığı yönünde bir algı var. Bu ise, yatırımcılar açısından “risk” olarak okunuyor ve Türkiye’deki yatırım kararlarını gözden geçirmelerine neden oluyor. Durumu iyi analiz etmek, ekonomik istikrar ve yatırım ortamı açısından da önem taşımaktadır.