Son furya Avrupa bankalarını vurdu
Üzeyir Doğan - GEDİK YATIRIM
Piyasalar 2016’ya tam anlamıyla cezalandırılacak ürün arayarak başladılar. Çin hisseleri ile başlayan süreci petrol ve dolar izledi, bu halkaya bu hafta itibariyle başta Avrupa’lılar olmak üzere bankalar eklendi. Ocak ayında Çin’e petrole endekslenen piyasalar şubat ayında önce doları ardından da banka hisselerini sattı. Çin hisse senetleri ve yuandaki panik Çin Merkez Bankası’nın aldığı radikal önlemlerle yatışırken, dolardaki aşırı yükseliş de Fed’in müdahalesi ile duruldu. Petrol ise bu süreçte tam anlamıyla sahipsiz kaldı. Dile getirilen arz kesintisine hiçbir üretici yanaşmadı. Bu nedenle petrol fiyatları diplere yakın seyretmeye devam ediyor. Bu sürecin son halkası da Avrupa bankacılık sektörüne yönelik spekülasyonlar oldu. Geçtiğimiz hafta bankaların sermaye yeterliliklerine yönelik dile getirilmeye başlanan endişeler, bu hafta Yunanistan, İtalya ve Almanya başta olmak üzere bölgedeki bankaların sert satışlarla karşılaşmasına neden oldu. Özellikle Deutsche Bank’ın yükümlülüklerine yerine getirmede zorlanacağına yönelik spekülasyonlar pazartesi günü satışların çok daha sertleşmesine neden oldu. Deutsche Bank’tan gelen açıklamalarda 2016 ve hatta 2017’deki yükümlerini yerine getirmede bir sıkıntılarının olmadığı açıklansa da, diğer kurumlardan gelen analizler buradaki endişeyi tetiklemeye devam ediyor. Sorunun çözümü içinse piyasa her zaman olduğu gibi gözlerini yine merkez bankalarına çevirmiş durumda. Avrupa Merkez Bankası’nın sahneye çıkarak bankalara güvence vermesi bu krizden çıkış için de en kolay yol olarak bekleniyor. Bizim tahminimiz Avrupa Merkez Bankası’nın geçtiğimiz ay ifade ettiği mart ayında politikaları gözden geçirme sürecinde, bankalara yönelik adımların da yer alacağı yönünde. Bu konudaki ilk açıklamayı da önümüzdeki günlerde görebiliriz. Avrupa Merkez Bankası’ndan bankalardaki sorunun büyümesine izin verilmeyeceği ve gerekli düzenlemelerin yapılacağı yönünde bir açıklama gelecek olursa, en azından mart ayındaki bu adımlar görülene kadar bir rahatlama sağlanabilir. Aksi durumda bu spekülasyonlar kendi kendini doğrulayan kehanetlere dönüşerek, Avrupa’da bazı bankaların kalemin kırılmasına neden olabilir. Eylül 2008’deki Lehman Brothers krizini hatırlayan otoritelerin Deutsche Bank büyüklüğünde bir kurumun ifl asına müsaade etmeyeceklerini düşünüyoruz.