Son dönemde kafamı karıştıran konulara cevap ararken
AK Parti’ye yakın olan bazı yayın organlarındaki yazarların son dönemdeki yorumlarında kafa karıştıran değerlendirmeler ortaya konuluyor. Bu benim de kafa karışıklığıma neden olunca, eleştirilere bağlı bazı sorulara cevap arama ihtiyacı duydum. AK Parti içersinde bazı kişilere sorduğumda en iyi yanıtı eski Meclis Başkanı ve eski Bakan olan Cemil Çiçek’ten alabileceğimi söylediler.
Bu bana da doğru geldi. Çünkü cevap arayacağım sorulardan ilki, geçmiş dönemin yöneticisi olan önde gelen AK Parti’lierin muhalefet yürütmek için bir araya geldiği haberleri söz konusuydu. Bunun yanı sıra AB’yle ilişkileri koparma, idam cezasını gündeme alma, başkanlık konusundaki ısrar gibi konularda da yer yer AK Parti’ye yakın yorumcuların, “AK Parti kendi ayağına ateş ediyor” gibi sertlikleri içeren yazıları iktidar yanlısı gazetelerde yer alıyordu.
Bu konuda Metropol şirketinin son araştırmasında anket sonuçlarında AK Parti’nin bir önceki araştırmada yüzde 50 üzerinde olan oyunun 3 puan gerileyerek yüzde 50’nin altına inmesi, buna karşılık CHP’nin oyunun yüzde 3 artışla yüzde 27’ler seviyesine yükseldiği haberini de birleştirdim.
Uzun süredir konuşmadığım Çiçek’i salı günü 15 sırasında cep telefonundan aradım. Koruması, “Telefonun kendisinde olduğunu, aradığımı ileteceğini” söyledi. İstanbul trafiğinde 19.00 sırasında eve giderken Cemil Çiçek geri arama yapınca sorularımı cevaplayan uzun bir konuşma yaptık. Not tutacak durumda olmadığım için sorularıma cevapların özetini satır başlarıyla size aktaracağım:
-Partinin eski yöneticileri olarak muhalefet hazırlığında olduğunuz iddiaları var, ne söyleyeceksiniz?
-Türkiye’de 89 parti var. Bunların içersinde tek Türkiye partisi AK Parti’dir. Bütün Türkiye sathında var. Meclis’teki diğer partiler ise bölge partileri. CHP kıyılarda, MHP Anadolu’nun içinde, HDP Güneydoğu’da ağırlığı olan bölge partileri durumunda. AK Parti korunması gereken bir parti. Bu tür haberler gerçeği yansıtmıyor. Biz bazı eleştiriler yapsak da partimize zarar verecek harekette olmayız.
-Bu aklıma başkanlık konusunda uyarı içeren açıklamanızı getirdi. O konuda düşünceniz ne?
-Ben, bildiğiniz gibi 1988’den Özal döneminden bu yana başkanlığı savunuyorum. Bugün de aynı düşüncedeyim. AK Parti ve MHP’nin bu konuda Anayasa değişikliği çalışmalarını izliyorum, olumlu sonuç verebilir diye düşünüyorum.
-AB’den kopuş tartışmaları var.
-Türkiye 1959’da rahmetli Fatin Rüştü’nün girişimiyle AB ilişkilerini başlattı, 1963 Ankara Anlaşması'yla gündemine aldı. O günden bu yana ilişkiler, inişli çıkışlı olarak devam etti. Yine olumsuzluklar içeren bir dönemdeyiz, ama bu da geçer. Çünkü dış ticaretimizin yarıya yakınını AB ülkeleriyle yapıyoruz, milyonlarca Avrupalı turist ülkemize geliyor. Milyonlarca insanımız Avrupa’da yaşıyor, bunlar unutulmamalı. Ben 2004’te Adalet Bakanıyken Kopenhag kriterlerine uyum için eleştirilere rağmen birçok yasal düzenlemeyi hazırlattım. Önemli uyum sağladık. Bu bana bağlı bireysel bir konu değildi, AK Parti’nin genel yaklaşımı ve talebiydi.
-AK Parti’nin idamın geri getirilmesi, bazı KHK kararları ile “kendi ayağına ateş ettiği” iddiasını gündeme getiren iktidara yakın yazarlar var.
-İnternet sitelerinde ve bazı yayın organlarındaki bu tür yorumları yakından izleyebildiğimi söyleyemem. Çoğunun da ciddi olmadığını abartılı olduğunu düşünüyorum.
Çiçek’in açıklamalarında, kafamı karıştıran bazı sorulara cevap buldum. Ama bu dönemde kafaların karışık olduğunu, iktidar yanlısı yayın organlarındaki yorumların bunda etkili olduğunu da söylemeliyim.