Soluklanmak

Dr. Hakan ÇINAR
Dr. Hakan ÇINAR SIRADIŞI [email protected]

Kelime anlamı olarak baktığımızda soluklanmayı, insanların en çok sıkıldığı, daraldığı ve karamsarlığa düştüğü anlarda, bir nefes alıp rahatladıkları zaman olarak biliriz ve o zamanlarda kullanırız. Nedense, dövizdeki artışın, piyasalardaki yavaşlamaların, konkordatoların sayısının artması ve artacağına yönelik endişelerin üzerine KDV ve ÖTV oranlarındaki indirim haberleri aklıma bir anda bu kelimeyi getirdi. Acaba kısa süreli bir soluklanma mı bizi bekliyor, yoksa genel bir iyileşmenin ve normale dönüşün başlangıcı mı olacak bu durum. Sanırım anlamak için biraz zamana ihtiyaç var.

KDV ve ÖTV’deki indirim oranlarının yarattığı etkiye geçmeden önce, evvela Ticaret Bakanımız Sn. Ruhsar Pekcan tarafından geçtiğimiz gün açıklanan, Eylül ayı ihracat rakamına bir göz atalım isterim. Sayın Bakan, dünyadaki korumacılık rüzgârlarına rağmen eylül ayındaki ihracatın yüzde 22,6 gibi çok ciddi bir artışla 14.5 milyar dolara ulaştığını bildirdi. Dün de ekimde ihracatın ithalatı karşılama oranını % 96.7 olarak açıklarken, ihracatımızın 15.73 milyar dolara ulaşarak, Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığı müjdesini verdi.

Ne kadar çok çelişkileri bir arada yaşadığımız şu iki paragraftan da anlaşılıyor. İhracata bakarsak işler yolunda görünüyor, dış ticaret açığının bu denli düşmesi ise elbette sevindirici. Kurun da etkisi ile ihracat tam gaz giderken, ithalatın azalmasında da aslında aynı kur artışının etki ettiğini unutmamak gerekiyor. Elbette dış ticaret açığı azalsın, bu cari açık açısından da son derece önemli, ancak üretim ve sanayinin gerilememesi ve zarar görmemesi çok daha öncelikli olmak zorunda, bunu hep akılların bir köşesinde tutmak gerekiyor. Zaten öyle olmasa, neden vergi indirimlerine gidilsin demekten kendisini alamıyor insan. Fakat hızını arttıran ihracatın daha da artması konusuna yönelik inancımızı ve kararlılığımızı sürdürmemiz gerekiyor. Bu konu şu anda en önemli önceliğimiz olmuş durumda.

Ekonomideki daralma ve kurun etkisi ile tüketim hızında ortaya çıkan düşüşe yönelik en önemli tedbir belki de dün gelmiş oldu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından bizzat gerçekleştirilen açıklama ile bazı ürünlere ilişkin KDV ve ÖTV indirimlerinde indirime gidilmiş oldu. 6 başlıkta yapılan bu indirimlerin ise, yalnızca 1 Kasım - 31 Aralık tarihi arasında uygulanacağını belirtti. Düzenlemeye göre, beyaz eşya sektöründe ÖTV oranlarını yılsonuna kadar sıfıra indirilirken, tapu harçlarının yüzde 4'ten 3'e indirilmesine de yılsonuna kadar devam edileceği bilgisi paylaşıldı. Yanı sıra yine konut satışlarına olumlu etki etmesi beklenilen bir gelişme ise, KDV oranını yüzde 18'den 8'e indirilmesi oldu. Yanı sıra mobilya sektöründe KDV oranını yüzde 18'den 8'e indirilirken, otomobile de bir indirim geldi. 1600 cc altı motorlu araçlarda uygulanan ÖTV uygulamasında 15'er puanlık indirime gidilirken, ticari araçlarda KDV oranları yüzde 18'den yüzde 1'e çekildi.

Piyasalar genel anlamda bu gelişmeleri pozitif değerlendirdiler ve eminim yansımalar da olumlu olacak, yılsonuna doğru tüketim yeniden artacaktır. Kur – enflasyon ve faiz dengesinde kur ve enflasyon belli ölçülerde yoluna giriyor gibi olsa da, faizlerdeki istikrar ve yeniden ucuz borçlanma imkânları doğmaz ise, reel sektördeki rahatlamalar geçici olacak ve biz ancak soluklanmış olacağız. Hepimiz biliyoruz ki, kısa vadeli soluklanmanın arkasından uzun nefes almak için, temiz havaya ve bol oksijene ihtiyaç vardır. Daha uzun soluklu hedefler ve planlar ile daha iyi sonuçlar elde edebilmek hepimizin ortak arzusu. Piyasaların ve kapital gücün baktığı ve satın aldığı durumun da, uzun vadeli stratejiler ve istikrar olduğunu bir kez daha hatırlatmak eminim tam bu noktada yararlı olacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar