Sol ayakkabım...

Murat YÜLEK
Murat YÜLEK KÜRESEL BAKIŞ [email protected]

Kısa köşe yazma tecrübem, haftada bir yazmanın zorluklarından birisinin, göz kestirdiğiniz konuyu sizden önce, her gün yazan birisinin ele almış olması ihtimalinin yüksekliğinden kaynaklanıyor. Konuyu tartıştığımız çerçevenin usta gazeteci Engin Ardıç ve diğerlerince de, bazı açılardan buradakine paralel  ele alınmış olması yine de beni bu yazıyı yazmaktan alıkoymadı. Zira problem büyük ve IMF ya da "yani hiç mi fiziksel tepki vermeyeceğiz" tartışmasının ötesine geçiyor. 

Bağdat'ta başkan George Bush'a atılan ayakkabı, Amerikalılar'ın çoğunluğu da dahil, bizleri ve neredeyse tüm dünyayı rahatlatmıştı. İstanbul'da Strauss-Kahn'a atılan "sol" ayakkabının sonucu ise görüldüğü kadarıyla sadece Türkiye'yi utandırmakla kaldı. IMF'yi ya da "solcu" Başkanı Straus-Kahn'ı  çok sevdiğimizden değil; siyasi görüşü ne olursa olsun Türk gençliğinin eğitimli kısmının ayakkabıdan medet umar hale gelmesinden.

Sol ayakkabıdan umulan medet, Türkiye'de bir dönem düşünce dünyasında önderlik yapmış olan sol kesimin düşünce evrimi sürecinin bir şekilde ters yöne döndüğünü gösteriyor olabilir mi?

Aziz Konukman, hâlâ yazıyor diye bildiğim hocam Erinç Yeldan gibi saygın akademisyenlerin yazı yazdığı BirGün Gazetesi'ne göz attığımda konunun adam akıllı bir değerlendirmesini bulamadım. Birçoklarının bulamadığı imkanı bularak, kendini toplum önünde ifade etme açısından en güçlü mecra olan gazetede çalışma şansını yakalamış bir gence, BirGün Gazetesi'nden birileri beyni ve dilinin eli ve ayakkabısından daha etkin olabileceğini anlatmaya çalıştı mı acaba?

Aksine, gazetede göze çarpan savunma havası, durumun vahametini ortaya koyuyor esasında; sorun, kendisini "solcu" olarak tanımlayan bir genç bireyin fevri reaksiyonu olmaktan daha büyük bir düşünce tembelliği sorununa işaret ediyor. "Ayakkabıyı at rahatla!"

Ayakkabıdan medet uman genç Türk soluna, modası geçmiş ve yaşlı ama bir o kadar da tecrübeli Fransız solu, Strauss-Kahn'ın kimliğinde ders niteliğinde, "elegan" bir cevap veriyor; kızmadan ayakkabıyı alıp geri gence fırlatmadan, yumruk atmadan teşekkür ediyor gence Straus-Kahn: "Türk öğrenciler çok kibar; ayakkabı fırlatmak için konuşmamın sonunu beklediler."

Durumu düşünce tembelliğinden daha da vahim kılan kısmı, kitap okumayı bırakın farklı ve yaratıcılığa dayalı bir eylem türü dahi geliştirememesinde yatıyor aziz ve necip Türk gençliğinin. Engin Ardıç da kendi tarzıyla işin bu kısmının üzerinde duruyor. Başkaları da. Irak'ta kültürel karşılığı olan bir tepki türünü Türkiye'de birebir kopyalayarak vermek, Türkiye'nin son 200 yılda gelişmeyi  "birebir Batılılaşma" olarak anladığı, bunu da kopyacılığa tahvil ettiği süreçte yaşadıklarımızın de "case" niteliğindeki bir özeti değil mi? Iraklı gazetecinin Bush'a fırlattığı ayakkabı Türk malıyken (gazetelere yansıdığı kadarıyla) bizim gencin ayakkabısının Nike kopyası olması gibi magazinsel unsurları bir tarafa bırakırsak, durumun acıklı olan tarafı, eylemcinin, toplum olarak yaratıcılığını ve kendisi de dahil sorgulama heyecanını henüz tamamıyla öldürmeyi başaramamış olmamız gereken 20 yaş gençliğine mensup olması. Dahası, eylemin "tribünlere oynama" izi taşıması. Bu da, sloganik düşünmeyi aşamamayı beraberinde getiren düşünce tembelliğinin klasikleşmiş sonuçlarındandır.

Sol ayakkabı, Türkiye'de sol kesimin problemlerinin CHP'nin yapısı ile sınırlı olmadığını, sorunun, düşünce açısından en hareketli olması gereken genç unsurlara kadar yayıldığını gösteriyor.

Dahası, sorunun kendisini sol olarak sınırlayan kesimle sınırlı olduğunu söylemek de mümkün değil. Kendisini sağ olarak tanımlayan, ya da öyle tanımlanan kesimler daha mı iyi durumda?

1970'lerde, rekabeti  seviyeli ve ahlaklı bir fikri rekabet ortamı yerine, bilek ve silah gücüne delege ettiğimiz yıllarda sonucun nerelere geldiğini hatırlayalım. BirGün Gazetesi dahil her medya kuruluşu bu konuda hassas olmalı.

Ayakkabıyı bırakıp kaleme dönelim! Bana yapılan eleştiriler de dahil, bu konuda sizden gelecek görüşleri kısa olması kaydıyla bu köşeye taşıyacağım.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Chief Sustainability Officer 06 Ağustos 2018