Sokol Korkmaz'ın aynasından
Bireylerin, toplulukların ve toplumların başarısı, eğilimleri gözlemesi, eğilimlerin yarattığı karar ve kurumlara uyum sağlanması ve etkin örgütlenmelerle eşişim imkanlarının artırılmasına bağlıdır. Topluluk ve toplulukların refahını artırmada bu üç temel sorumluluğun iç dinamiklerini de birikim, bilinç, bakış açısı, buluş yeteneği, beklenti yönetimi ve bereket sağlayabilme becerisi oluşturur.
Eskişehir'de yaşayanlar bilirler ki, bu kadım kentin tarımsal üretimdeki öncülüğü gibi "mobilya üretimindeki öncülüğü" de vardır.
Bizim kuşağın insanları, eski otogarın yanından tabakhaneye doğru giderken bir dizi mobilya üreticinin 1960'lı yılların başlarındaki durumunu çok net anımsayacaktır. Daha sonra Baksan Küçük Sanayi Sitesi'nin kuruluşuna, diğer yerleşim yerlere taşınmaya da hep birlikte tanıklık ettik.
Bugün Eskişehir'de ele avuca sığan 20'yı aşkın büyük mobilya üreticisi var… Esnaf kapsamında ise 450'yı aşkın da küçük mobilyacının varlığını biliyoruz.
Bir vesile ile Eskişehir çarşısına indiğimde, mobilya üzerinde anıları tazelemek için Sokol Korkmaz'a uğrarım. Sokol Korkmaz, arı duru bir insan olarak mobilya konusundaki gelişmeleri anlatır; ondan çok yararlanırım.
Sokol Korkmaz Eskişehir'de mobilya tarihinin yaratıcılarından biridir. İnegöl'den Eskişehir'e 1958 yılında gelmiştir. Ailenin çoğunluğu mobilya işleri ile uğraşmaktadır; bugün de Eskeşehir Organize Sanayi Bölgesi'nde Korkmaz Mobilya'nın sahiplerindendir.
Geçenlerde Sokol Korkmaz'a uğradığımda bir kez daha Eskişehir'deki mobilyacılığın neden hak ettiği yerde olmadığını konuştuk. Sokol Usta, başkalarının ne yaptığı ile ilgili olsa bile anlatmasını sevmez. Kendi aynasından gelişmeleri yansıtır; aslında o yansıtma Eskişehir'de mobilya üreticiliğinin damıtılmış kısa tarihidir.
Mobilya öncüsü
Sokol Korkmaz'ın aynasından bakarsak, Eskişehir'de mobilya üreticiliği Ankara'dan da İnegöl'den de öncedir. Bugün Eskişehir mobilyacılığının ön saflarda adı yoksa, bunun suçunu sektördeki insanlar kendilerinde aramalıdır.
Sokol Korkmaz Amos Oz'un, "Hayatta eli boş dönülmeyen tek yolculuk insanın kendi içine yaptığı yolculuktur" sözünü içine sindirmiş yaşam biçimi haline getirmiş olanlardandır…Sokol Usta, Eskişehir'de mobilya sektöründe yarım yüzyılı aşan birikime rağmen, ileriye bir sıçrama yapılamamış olmasını, "malzemede gelişmeye uyum göstermede yavaş davrandık" diye açıklar: "Ahşap kaplamadan formikaya, formikadan suntalam ve diğerlerine geçişte muhafazakar ve aşırı tedbirli olduk, risk uslanamadık, alışkanlıklarımız kolayımıza geldi" diye sürdürür kendi gözlemlerini, birikimlerini ve deneyimlerini aktarırken.
Bir koca ömrü mobilya üretimine harcamış Sokol Korkmaz'la sadece dünü konuşmak, nostalji yapmak eksikli olabilir. Bugün mobilya üretiminin sorunlarının neler olduğunu da değerlendiririz.
"Bugün mobilya üretimi çok merkezli hale geldi: İngöl, Kayseri, Ankara, İzmir, İstanbul vb. Üretim koşulları alabildiğine değişti" diye söze başlar usta. Net bir anlatımla sürdürür sözlerini: "Teknolojideki gelişmeleri yakından izlemek gerekiyor. Malzemede ve imalat teknolojisinde gelişmeler çok hızlı. Teknolojiyi yakalayamadığınız zaman, kaliteyi tutturmanız imkansız. Teknolojiye hakimiyet ve kalite de yetmiyor. İnsanlar her yere ulaşabiliyor; o nedenle sürekli yenilik arıyorlar. Ar-Ge ve tasarım olmadan mobilya üretimini sürdürmek mümkün değil. Eskiden bir modeli birkaç yıl üretebilirdiniz. Bugün modayı izlemek, ona göre tasarım yapmak gerekiyor. Teknoloji, kalite, tasarım önemli ama onlar kadar önemli olan da "marka" sahibi olma…"
Piyasa yapıcısı lider üreticiler
Mobilya üretiminin geleceğini de konuşuyoruz Sokol Korkmaz ile…Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya gibi ülkelerin mobilyada rekabet güçlerinin zayıfladığının da farkında bu gün görmüş usta…Adını öyle koymuyor ama İstikbal Grubu, Çilek ve Doğtaş gibi büyük üreticilere dikkat çekerek, bir yörede büyük bir kuruluşun başı çekmesi durumunda, büyükler ile küçüklerin işbirliğinin daha iyi geliştiğini, tanıtım açısından bölge imajının oluştuğunu, bu gelişmenin ne yazık ki Eskişehir'de bir türlü yakalanamadığını hayıflanarak anlatıyor Sokol Korkmaz…
Eskişehir'de mobilya sektöründeki birikimin gelişmenin motoru olamaması tam bir örnek olay… Üniversitelerin sosyoloji ve işletme bölümleri, böyle bir proje üzerinde çalışarak öğrencilerini eğitseler, sanırım geleceği inşa etme üzerine çok yararlı bir iş çıkarmış olurlar.
Elimizin menzilindeki kaynakları etkin ve verimli kullanmayı beceremeden, dünyanın saygın ekonomileri arasına giremeyiz… Biz, önümüze serilen "1000 yılın fırsatını" değerlendirmek istiyorsak, birikimleri israf etmemeliyiz.