Sofraya giden yolda enerji ve iklim değişimi
Soframız, beslenmemiz mühimdir. Sofraya giden tarım ve gıda sektörleri yolu da mühimdir. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma on yedi küresel hedefine baktığımızda, sadece “Açlığa Son” hedefinde değil, tüm hedefl erde insanın gıdaya erişiminin önemini, zorluğunu ve yaklaşan tehlikenin ciddi boyutunu bulabiliriz. Önceki hafta tarım sektörü odaklı enerji yönetimi ve iklim değişimine etki başlıklarının işlendiği iki etkinlikte hem görüşlerimi sunup hem de yetkin kişileri dinlerken, sözün özü şunu öğrendim: Türkiye’mizde yerelden başlayarak, bölgesel ve ülkemiz için ürün temelli, iklim değişimine dirençli tarım hedefl i stratejik planlama yapılıp, eylemler belirlenerek uyum çalışmalarına acilen başlanması gerekiyor. Tarım sektörü sebep olduğu sera gazı salımı ile iklim değişimine etki ederken, maalesef iklim değişiminden oldukça çok etkilenecek sektörlerden de biri. Bu durum çiftçimize, köylümüze, sanayicimize, akademiye, yerel yönetimlere ve resmi erke görevler yüklemektedir.
DÜNYA Gazetesi'nde ayrıntılı haberini okuduğunuz Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nca 27 Mart 2018 günü düzenlenen "İklim Değişikliği ve Tarımsal Üretime Etkileri" adlı konferansta, "Tarımsal Üretim ve İklim Değişimi" başlıklı konuşmamda tarımsal üretimin neden olduğu sera gazı salımını belirterek, temiz üretim uygulaması ile iklim dostu tarımın mümkün olacağını ortaya koydum. İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu "İklim değişimi sadece kutup ayılarının sorunu değil" diyerek Akdeniz Bölgesi tarımsal üretiminin karşılaşacağı ciddi sorunları sayılarla bildirdi.
DÜNYA Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım “Yerel ve bölgesel ürün seçiminde, bilime dayalı iklim değişimine uyum stratejilerinin belirlenmesi gerekiyor" diyerek sofraya giden yolda kayıp ve israfın önlenmesi zorunluluğunu belirtti. Her bir tarımsal ürünün su ve karbon ayak izi vardır. Bu iki ayak izini yönetmek kaynak verimliliği sağlamak ve ürünün ticari maliyeti ile yerküremize maliyetini yönetmek demektir.
Tarımda enerji verimliliğini başarmak düşük karbon ayak izli ürünlerin arzını sağlar. 9. Enerji Verimliliği Forumu ve Fuarı “Verimli Tarım, Bereketli Ürün" oturumumuzda tarımda enerji verimliliğini irdeledik. "Sofraya Giden Yolda Enerji" başlığında tarımsal eylemleri ayrıntılandırmam sonrasında, Basınçlı Sulama Sanayicileri Derneği Başkanı H. Arkın Demir "Sulamada Enerji Verimliliği", Konya Şeker Genel Müdürü Ali Tunçel "Şeker Pancarı ve Enerji", Biyodizel Sanayi Derneği Başkanı Selçuk Borovalı "Yağlı Tohum Bitkileri ve Biyoyakıtlar", Samsun Avdan Enerji Yönetici Ortağı Erol İren "Biyogaz Üretimi" konularına odaklanırken "Tarımda enerji verimliliği finansmanı seçenekleri nelerdir?" sorusunun cevabını TURSEFF (Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı) Finans Kurumları İlişkileri Müdürü Seyran Hatipoğlu verdi. Tarım sektörü işletmelerimizin, traktörlerin ve biçerdöverlerin enerji verimlileri ile yenilenmesi; enerji verimli sulama yöntemleri; enerji verimliliği artırıcı ve arazi toplulaştırmayı özendirici projelerinin geliştirilmesi; yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının özendirilmesi; biyokütle elde amaçlı tarım yan ürün ve atık potansiyelinin belirlenmesi ve kullanımının teşviği; su ürünleri sektöründe enerji verimliliğinin desteklenmesi eylemleri faaliyete dönüştüğünde güzelim ülkemizin iki temel kazancı olacak. Akçeli kazanç ve iklim dostu tarım ile ulaşılacak çevresel kazanç. Bu nedenlerle yerelden başlayan planlamalarda iklim değişiminin etkileri bütünüyle göz önüne alınarak ürün seçimi ve üretim yönetimi yapılmalıdır. Tarımda enerji verimliliği ile ulaşılacak enerji, su, atık en iyi yönetimi ile kaynak verimliliği sağlanması sonucu, düşük karbon ve düşük su ayak izli ürünler ihracatta öncelik kazanacaktır. Çünkü bir tarımsal ürünün karbon ayak izinde arz tedarik zinciri etkisi, taşımacılığın etkisi yüksektir. Avrupa'ya komşu ülkemiz için bu iklim dostu tarım avantajı ve bereketi başımızın tacı tarım sektörümüzü beklemektedir.