SMMM sorununda gün farkının ötesi
Aslında, tek başına bir "SMMM sorunu" yok. Bağımsız denetim yapılanmasında "arızaya" geçen bir sistem sorunu var ki YMM'leri de kapsıyor. 6335 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) "yapım" sürecinde ilgili maddeler üstünde defalarca oynanmasına rağmen muhasebe-denetim camiasından bize ulaştırılan değerlendirmeler, sorunun tam anlamıyla çözülmediğini gösteriyor.
Sorunun karmaşık bir yapısı var. Nitekim, geçen hafta bu sütunda yayımlanan "SMMM'lere torba darbesi" (11 Temmuz.) başlıkla yazıda bir hususta hata etmişim. Sorunu çözmesi gerekirken daha da "karıştıran" torba kanun düzenlemesini, SMMM'lerin bağımsız denetçi hakkı ihlal edilmiş gibi yansıtmışım.
Değerli DÜNYA okurlarından R. Sema Sinangil (SMMM) o yazıdan sonra gönderdiği açıklama ile hatayı düzeltti. Dedi ki: "3568 sayılı yasa ile zaten bize hak verilmiş. SMMM ve YMM eğitim alacak, sınav ile veya sınavsız bu hak elde edilecek. Sadece eşitli olacak. YMM'ye SMMM'den üstün imtiyaz verilmeyecek."
Sinangil açıklamasında denetim mesleğinde kimsenin "sınavsız unvan" elde etmemesi gerektiğini ısrarla vurguluyor. Aynı açıklamada TÜRMOB yönetim mekanizmasında "YMM-SMMM dengesi" ile ilgili ve iki kanat arasında "ayrışma talebini" öngören bir eleştiri ve öneri de yer alıyor. Bu önemli ayrıntıyı da aktarmış olayım.
Ayrıntıdan bütüne...
Sorunun ayrıntılarını "tüme varımla" bütüne doğru toparlamak için, CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin TBMM'ye sunduğu kanun teklifine başvuracağım. Gerek TTK gerekse TTK değişikliklerinde yasama sürecinde aktif rol oynayan Hamzaçebi'nin teklif gerekçesine göre gelişmeler özetle şöyle:
TTK'nin 400. maddesi, bağımsız denetçilerin 1989 yılında çıkarılan 3568 sayılı Kanuna (SMMM ve YMM'leri düzenliyor) göre ruhsat almış, YMM veya SMMM unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca (KGMDSK) yetkilendirilen kişilerle, bu kişilerin oluşturacağı sermaye şirketleri olabileceğini öngörüyordu.
TBMM'nin 26 Haziran 2012'de kabul ettiği 6335 sayılı Kanunun 37. maddesiyle bu kez 6102 sayılı Kanunu geçici 6. maddesi değiştirilerek "bazı meslek mensuplarına" KGMDSK'nin yetkilendirmesı söz konusu olmaksızın "kanunla" denetçilik imkânı sağlandı. Aynı maddeye göre "kanunla yetkilendirme" Kurumun verilecek eğitimden sonra işlerlik kazanacaktı.
Ancak, bu kez KGMDSK dışında kanunla yetkilendirmenin "yanlışlığı" anlaşıldı ve bu madde 04 Temmuz 2012'de TBMM'de kabul edilen "torba" kanunun 64. maddesiyle kaldırıldı. Sorun çözüldü mü? Hayır. Ortaya başka bir sorun çıktı. TTK'de değişiklik yapan 6335 sayılı Kanun 01 Temmuz 2012'de, Kurum yetkisiz denetçilik yetkisini kaldıran 6353 sayılı Kanun ise 12 Temmuz 2012'de yürürlüğe girince durum bir kez daha karıştı: 11 günlük yürürlük farkı, denetim camiasının bir kesimine "kazanılmış hak" doğurabilirdi.
Teklif
Hamzaçebi bu olasılığı ve doğurabileceği kimi "yan sorunlar" karşısında "tereddütü gidermek" amacıyla TTK'ye eklenmek üzere özetle şu düzenlemeyi önerdi:
"Geçici madde 10- (1) Bu kanunun 4.7.2012 tarihli v e 6353 sayılı Kanunun 64'üncü maddesi ile yürürlükten kaldırılan geçici 6'ncı maddesinin dördüncü fıkrası hükmü, 6353 sayılı Kanunun 64'üncü maddesinin yürürlüğe girdiği tarihten önceki dönem de dahil olmak üzere, ilgililer hakkında bağımsız denetçi sıfatına ilişkin olarak herhangi bir hak doğurmaz.
"(2) Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumuna, geçici 6'ncı maddenin mülga dördüncü fıkrasına istinaden yapılmış olan başvurular hakkında herhangi bir işlem tesis edilmez."
Kanun teklifi TBMM'nin yeni yasama yılına girmesini bekliyor. Hamzaçebi teklifin tüm parti gruplarının desteğiyle kısa sürede kanunlaşacağı kanısında. Ama, bu düzeltme çabaları bağımsız denetim alanındaki sorunları "kökten" çözebilecek mi?
Bu noktada değerli DÜNYA okurlarından Fevzi Şafak Soydan (SMMM) ın görüşüne başvuracağım. Soydan bağımsız denetim sorunları üstüne zihin yoran bir meslek mensubu. Bana da gönderdiği makalesinde durumu ayrıntılarıyla inceledikten sonra, bakın de diyor:
"Temel meslek yasasında belirtilen mesleğin konusunun yeniden ve açıkça düzenlenmemesi halinde mesleğe yeni girişlerde, ruhsatlandırmada engeller ve tıkanıklıklar yaşanacaktır.(Ö) Yıllar önce Prof. Mustafa Aysan'ın yaptığı saptamaya katılmamak olası değil. '3568 sayılı yasa ile denetim mesleği merkezî inceleme elemanlarının emekliliklerinde ve ayrılmalarında yapacakları bir iş haline getirilmiş, genç adayların girişi zorlaştırılmış ve engellenmiştir."