Sizin hiç pikabınız oldu mu?
Benim olmadı. Olmasına ramak kalmıştı, olmak üzereydi ama olmadı. Olayı size en başından anlatayım. Haftada iki akşam evde müzik dinlerim, ne bir haber seyrederim ne de film. Genelde müzik paylaşım siteleri üzerinden veya telefonumdaki uygulamaları kullanarak dinlerim müzikleri. Tahmin edebileceğiniz gibi belirli bir ses kalitesinin üstüne çıkmak olanaklı değildir bu yöntemlerle müzik dinlediğiniz zaman. Tam o günlerde, bir film seyrederken pikaptan müzik dinleyen bir adam gördüm ve o an karar verdim ben de pikap almalıyım bir tane kendime diye. Uzunca bir süre internetten ve mağazalardan pikapları inceledim, internetten yorumları okudum. Hatta piyasadaki plaklara da baktım, neler var neler dinleyebilirim diye.
Bu pikap alma isteğimi, aslında o gün için kararımı da diyebilirim, çevremdeki insanlarla da paylaştım. Hatta o kadar ki bir sabah kızım mesaj atıp, bir internet sitesinde pikaplardaki indirimi bile haber verdi bana. Süreç güzel işliyordu, amacım belliydi, amaca ulaşmamı sağlayacak alternatifleri belirlemiştim ve son aşamaya gelmiştim; alternatiflerden benim için en uygun olanını seçmek. Daha sonra oturup bir akşam düşündüm. Bir karar vermeye çalışıyordum “hangi pikabı alayım” diye. Vereceğim bu karara ihtiyaç kılan amaç pikap almaktı. Halbuki benim ilk başta amacım hatta ihtiyacım diyelim, müzik dinlerken daha kaliteli bir sese kavuşabilmekti. Satın almak istediğim pikap bana bu amaca ulaşmamı sağlayabilecek bir araç olmanın ötesinde anlam taşımamalıydı. Ama ben çok kısa bir süre içerisinde bu aracı, bir amaç haline dönüştürebilmiştim. Aslında bu dönüşüm, sahip olduğum veya olabileceğim seçenekleri göz ardı etmem ve iki seçenek üzerinden yola koyulmamdan dolayıydı. Pikap almalıyım ve almamalıyım seçeneklerini ele aldığım zaman, kaliteli müzik dinleme ihtiyacımı tatmin edebilecek tek seçenek olarak pikap almak çıkıyordu karşıma. Halbuki, deyim yerindeyse biraz daha geri çekilerek duruma baktığım zaman, aslında başka seçeneklerim de olduğunu ve bazılarının birçok açıdan pikap almaktan daha fazla benim ihtiyacımı karşılayabileceğini de fark ettim. Seçeneklerimi tekrar sıraladığım zaman, evdeki elektronik bütün aletlerle iletişim kurabilen, kablosuz ve bluetooth bağlantı özelliklerine sahip ve ses kalitesi ve gücü çoğu pikaptan daha iyi bir ses sistemi satın almanın doğru seçenek olduğunu belirledim.
Dışarıdan bakınca çok basitmiş, hatta anlamsızmış gibi gözüken bu dönüş aslında günlük hayatımızda ve iş hayatımızda çok sık yaptığımız bir hatanın küçük bir örneği. Seçeneklerinizi yanlış konumlandırmak, çözmeye çalıştığımız olayı yanlış yere oturtmak ya da bildik ismi ile sorunu yanlış bir çerçeve içine almak diyebilirsiniz buna. Bu gibi durumlarda ve hatta bütün karar durumlarında yapılacak en temel şeylerden biri mümkünse bir adım geri çekilerek duruma biraz daha uzaktan biraz daha geniş açıdan bakabilmektir.
Bu şekilde, var olduğunun farkına varmadığımız başka seçenekleri de görmek daha doğru ve uygun kararlar verebilmemizi sağlayabilecektir. Kuşkusuz seçenekler arasında yapacağınız tercih kararın uygunluğunu belirleyecektir ama öncelikle olası bütün seçenekleri belirlemek gereklidir. Yoksa aynı benim durumumda olduğu gibi bir seçenek ihtiyacınızdan bağımsız olarak -yapay- bir amaç haline gelecek ve temel sorunun çözülmemiş olarak bırakabilecektir.